Türkiye genelinde her yıl on binlerce araç ağır hasarlı olarak ilan ediliyor. Bu araçların çok küçük bir kısmı perte ayrılarak trafikten çekiliyor. Geriye kalan araçlar ise nasıl onarıldığı belli olmadan yeniden trafiğe dahil oluyor.
Söz konusu araçların bir çok yönden tehlikeli olduğuna dikkat çeken sektör temsilcileri ağır hasarlı araçlarla ilgili iki çözüm önerisi sunuyor.
Genelgede; söz konusu araçların can güvenliğini tehlikeye attığının altı çizilerek, sigorta şirketlerinden ağır hasarlı araçlarla ilgili bildirimin isteneceği, mevzuata aykırı davrananlara yönelik de yaptırım uygulanacağı vurgulanıyor.
Konuyla ilgili yenisafak.com'a konuşan ve bir yıl içerisinde 40 binden fazla aracın ağır hasarlı olarak ilan edildiğini ancak bunun sadece bin 500 kadarının perte ayrılarak trafikten çekildiğini belirten İstanbul Motorlu Araç satıcılar Derneği (İMAS) Başkanı Hayrettin Ertemel, geriye kalan araçların ise nasıl onarıldığı belli olmadan tekrardan piyasaya sürüldüğünü kaydetti.
Konunun çok ciddi olduğunu ve üzerinde çalıştıklarını kaydeden Ertemel, iki çözüm önerisi getirdiklerinin bunların ise birincisinin bu tarz araçların trafiğe çıkmadan önce TÜVTÜRK gibi ağır hasarlı araçlara yönelik de açılacak muayene istasyonlarında yapılacak ciddi kontroller sonrası trafiğe çıkıp çıkamayacağına karar verilmesi gerektiğini belirtti.
''Bu işin içine sigorta şirketleri giriyor. Sigorta işin içine girdiği için konuya Hazine ve Maliye Bakanlığı da dahil oluyor. Ayrıca Ulaştırma Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı da var. Yani 3 bakanlığa bu konuyla ilgili yazı yazdık. Bize çok doğru bir konuya parmak basmışsınız çalışmaya devam edin diye cevap geldi.''
Ağır hasarlı araçlarla ilgili 2-3 yıldır bir çalışma içerisinde olduklarını da dile getiren Konu, TOBB'da ve başka kuruluşlarda da bu konuyu dile getirdiklerini belirterek son olarak MÜSİAD tarafında bu konuyla ilgili bir çalışmanın yürütüldüğünü aktardı.
Söz konusu araçların tehlikeli yönlerine de değinen Konu, ''Geçenlerde Adana'da meydana gelen kazada aracın ortadan ikiye ayrılmış olduğuna dair fotoğraflar haberlerde yer alıyordu. Bu aracın ortadan ikiye bölünmesinin sebebi daha önceden farklı bir kazada ağır hasar almış olması. Kaza sonrası araç aynı model farklı bir araçla ortadan kaynak ile birleştirilmiş. Tabi bu tarz bir işlem uygulanmış araç kaza esnasında rahatlıkla ortadan ikiye ayrılabiliyor. Burada her şeyden önce can güvenliği riske atılıyor.
Avrupa'da bu tarz durumlara karşı iki yöntem uygulandığını aktaran Konu, birincisinin araba yapılırken kontrol, ikincisinin ise araç yapıldıktan sonra kontrol. Bunun için özel eğitim almış belli kişiler olacak. İşleri sadece ağır hasarlı araçları kontrol etmek olacak. Bunlar çünkü aracın neyine nasıl bakacaklarına daha vakıf olacaklar. İşlem bittikten sonra bu araç trafiğe uygun mu? buna karar verecekler.'' diye konuştu.
Ankara Ticaret Odası'nda 26 Şubat'ta Onarım Yönetmeliği ile ilgili bir çalıştay yapılacak. İlgili bakanlıklardan çok sayıda yetkili isim ile sektör paydaşlarının da katılacağı toplantı sonucunda ağır hasarlı araçlara yönelik bir takım kararların alınması bekleniyor.
Söz konusu toplantı öncesinde Hazine ve Maliye Bakanlığı, ''Motorlu Araç Sigortaları Kapsamında Tam Hasara ya da Ağır Hasara Uğramış Araçlarla İlgili Mevzuata Aykırı Uygulamaların Önlenmesi Hakkında'' sürpriz bir genelge yayımladı.
Genelgede bakanlığa intikal eden şikayetlerde bazı tam hasara uğramış araçların işleme tesislerine teslim edilmeyerek mevzuata aykırı şekilde piyasada alım satıma konu edildiği, bazı ağır hasarlı araçlar için de “trafikten çekilmiştir” belgesi alınmayarak mevzuata aykırı şekilde alım satıma konu edildiğinin görüldüğüne dikkat çekilirken, bu tür uygulamaların ise vatandaşların can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürdüğü belirtildi.
yenisafak.com’un ulaştığı bakanlık genelgesinde mevzuata aykırılıkların etkin biçimde önlenmesi için 8 madde yer alıyor.
1- Kesinleşmiş eksper raporu çerçevesinde tam hasarlı veya ağır hasarlı olduğu belirlenen araçlarla ilgili olarak, sigorta şirketinin inisiyatifi ile veya sigortalı/hak sahibinin talebi ile bu kararda daha sonra değişiklik yapılmaması gerekmektedir.
2- Sigorta şirketlerinin, tam hasarlı olarak ayrılmış araçları, lisanslı geçici depolama alanına ya da lisanslı işleme tesisine gecikme olmaksızın çektirmeleri gerekmektedir.
3- Sigorta şirketlerinin, eksper raporu çerçevesinde ağır hasarlı olarak belirlenmiş olan araçların, gecikme olmaksızın “trafikten çekilmiştir” belgesini almalarını sağlamaları gerekmektedir.
4- Sigorta şirketlerince Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yapılan bildirimle ilgili olarak Hazine ve Maliye Bakanlığına da bildirimin yapıldığına ilişkin bilgi verilmesi gerekmektedir.
5- Sigorta eksperleri, 1 Nisan 2020 tarihinden itibaren, düzenledikleri kesinleşmiş ekspertiz raporunda tam hasarlı veya ağır hasarlı olarak belirledikleri araçlara ilişkin bilgileri Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine (SBM), raporun kesinleşmesini takip eden 5 iş günü içerisinde iletir.
6- SBM tarafından 1 Nisan 2020 tarihinden başlamak üzere sigorta eksperleri tarafından iletilecek bilgiler çerçevesinde, münhasıran tam hasarlı ve ağır hasarlı araçlara ilişkin ayrı bir liste oluşturulur.
a. Tam hasarlı araçların işleme tesislerine teslim edilip edilmediği, teslim edildi ise hangi tarihte hangi lisanslı geçici depolama alanına ya da lisanslı işleme tesisine çekildiği bilgisi ile buna ilişkin belgeler,
b. ağır hasarlı araçların “trafikten çekilmiştir” belgesi alıp almadığı, aldı ise bu işlemle ilgili belge numarası vb. hususlar yer alır.
7- Tam hasarlı veya ağır hasarlı kararı verilmiş olup, 1 Nisan 2020 tarihinden sonra SBM’ye bildirilmemiş olan araçların sorumluluğu yukarıda yer alan maddeler çerçevesinde ilgili sigorta eksperine ve ilgili sigorta şirketine aittir.
8- SBM, halen SBM kayıtlarında var olan tam hasarlı veya ağır hasarlı araçların envanterini çıkararak, ilgili sigorta şirketlerinden tam hasarlı araçların işleme merkezlerine teslim edilip edilmediği ya da ağır hasarlı araçların “trafikten çekilmiştir” belgesi alıp almadığını kontrol eder.
Bakanlık, genelge çerçevesinde işlem yürütülmesine azami özen gösterilmesi ve mevzuata aykırı uygulamalar var ise derhal sonlandırılarak, bu genelge ile getirilen bildirim yükümlülüklerinin uygulanmasına hassasiyet gösterilmesi çağrısında bulunurken, mevzuata aykırılığın devamının tespiti halinde, Çevre Kanunu gereği müeyyide uygulanması için durumun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na iletileceği ayrıca 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre de sorumlular hakkında yaptırım uygulanacağı kaydedildi.