Sermayeleri 666 milyar doları bulan küresel şirketlerin CEO'ları dün İstanbul Dolmabahçe'de Başbakan Binali Yıldırım ile bir araya geldi. 'Dolmabahçe Zirvesi' olarak tanımlanan farklı konu başlıklarındaki toplantılarda Başbakan Yıldırım, 14 ülkeden gelen 21 temsilciye yatırım çağrısı yapmakla kalmadı aynı zamanda Türkiye'nin 2017'de hayata geçirmeyi düşündüğü projeleri de anlattı. Küresel ekonomide yap-işlet-devret modelini en başarılı uygulayan ülkelerden biri olarak Türkiye söz konusu zirveyle, bu şirketlerin önüne dev bir yatırım pastası koydu.
Türkiye Yatırım ve Danışma Konseyi 9.Toplantısı'nda Başbakan, özellikle önümüzdeki yıl hayata geçirilmesi planlanan çılgın projelerini, yap-işlet-devret modeli kapsamındaki yeni çalışmalarını ilk ağızdan anlatma fırsatı buldu. Bu nedenle toplantı sadece yatırım çağrısını içeren konuşmaların daha ötesinde iş adamlarına yol haritası ve somut öneriler getiren bir içerikte algılandı. Kulislerden yansıyan bilgilere göre Başbakan en çok Varlık Fonu üzerinde durdu. Dev projelerin finansmanı için küresel piyasalara da güven niteliğinde olan fonun detayları yatırımcılarla paylaşıldı. Ayrıca, stratejik önemdeki yatırımların finansmanı, bürokratik engellerin ve işlem maliyetlerinin azaltılması ile gündemde olan vergi yasası da CEO'lara anlatıldı.
Toplantı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Başbakan'ın dev şirketlerin beklenti ve sorunlarını bizzat dinlemesi açısından da önemliydi. Yıldırım, konuklarına 15 Temmuz sonrası ekonomide büyümesini sürdüren, kamu borcunu düşüren ve kalkınma projelerini ertelemeyen hatta yenilerini ekleyen bir Başbakan olarak ilk kez seslenme imkanı buldu. Başbakan konuşmasının hemen başlarında ülke ekonomisinin yapısal gücünü 15 Temmuz'u örnek vererek açıkladı. Yıldırım, “Türkiye 3,5 ay önce büyük bir olay yaşadı. Bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. O gün sadece darbe girişimi önlenmedi, vatandaşımız ekonomiye de sahip çıktı. Göstergelerdeki değişimler çok sınırlı kaldı. Türkiye'de ekonominin sağlam temellere oturduğunu bu darbe girişimiyle görmüş olduk” diye konuştu.
DEİK, MÜSİAD, TOBB, TÜSİAD, YASED, TİM başkanlarının da katıldığı toplantıların basına açık kısmında Başbakan, dünya ekonomisine yön veren CEO'lara 2017'nin ülke için yatırım yılı olacağı bilgisini verdi. Yıldırım, “Bunun için yeni desteklerimiz olacak. Bize düşen görev sizin önünüzü açmak, derdinize çözüm üretmek, engelleri kaldırmak” dedi. Başbakan konuk CEO'lara ayrıca şu mesajı verdi: “Yabancı mefhumu Türkiye'deki yatırım yapanlar için geçersizdir. Bu ülkeye yatırım yapan, bu ülkenin girişimcisidir, bu ülkenin firmasıdır ve bu ülke için çalışıyor, bu ülke için üretiyor. Bunun bilincinde olarak hiçbir kısıtlama getirmeden, hiçbir ayrım yapmadan bütün sağladığımız imkanlardan sizler de aynı şekilde yararlanacaksınız.”
Başbakan Yıldırım'ın hitaplarında, Türkiye ekonomisindeki istikrarı yansıtan ayrıntılar dikkat çekti. Özellikle hükümetin yatırımcının yanında olduğunu ve bürokratik engellerin kaldırılması yönündeki kararlı açıklamaları ön plana çıktı. 2016 yılı için 60 milyar, 2017'de ise 77,5 milyar lira yatırım öngören Türkiye, dev projelerini hayata geçirirken kamu borcunu da düşürüyor. Son 27 çeyrektir kesintisiz büyüyen Türkiye ayrıca, kamu borcunun milli gelire oranında yüzde 31,7 ile 181 ülkenin 142'sini geride bıraktı.
Türk ekonomisinin günümüzdeki başarılarından birinin de yap-işlet-devret modeli olduğunun altını çizen Yıldırım, “Türkiye olarak biz 2009'da başlayan ve devam etmekte olan küresel krizde ortaya koyduğumuz kararlı politikalar ve küresel krizin ilacının yatırım, istihdam, üretim olması gerektiği gerçeğinden hareketle, 2009 dışında 27 çeyrek boyunca büyümemizi sürdürdük” sözleriyle yatırımcılara bir kez daha istikrara gelin mesajını verdi.
Başbakan Binali Yıldırım ve Yatırım Danışma Konseyi (YDK) üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantının sonuç bildirisi dün akşam saatlerinde kamuoyuyla paylaşıldı. Buna göre 7 temel sektör için özel teşvik uygulaması geleceği müjdelendi.
YDK üyeleriyle yapılan toplantının çok verimli geçtiğini ifade eden Yıldırım, “Ekonomi dinamik bir sektör, gelişen kürsel şartlara göre tedbirlerinizi anında almazsanız sonuçları olumsuz yansıyabilir. Bunun farkındayız ve o nedenle Türkiye 27 yıldır büyüyerek bugünlere geldi. Bankacılık sisteminin direnci asla ve asla azalmadı. Sermaye yeterlilik oranları yüzde 16'yı bulmuş durumda” dedi. Bundan sonra bankacılığın amacının KOBİ'ler başta olmak üzere ülke ekonomisine daha çok kaynak aktarmak olacağını açıklayan Yıldırım, bilişim, kimya, lojistik gibi 7 temel sektörde ayrıcalıklı özel teşvik uygulamalarının yürürlüğe gireceğini de müjdeledi. Edinilen bilgiye göre öncelikli bölgeler Doğu ve Güneydoğu illeri olacak.
Türkiye'yi gelecek yıllar için coğrafyasının bölgesel yönetim merkezi olarak kabul ettiklerine de anlatan Yıldırım, şöyle dedi: "Sadce Türkiye'ye yatırım değil, aynı zamanda Türkiye merkez olmak üzere Afrika, Ortadoğu, Orta Asya, Doğu Avrupa gibi bölgelerin de yönetimini Türkiye üzerinden yapma kararları var. Bu bakımdan beklentileri var. O beklentilerin bir kısmı halloldu, bir kısmını da önümüzdeki süreç içinde tamamlamış olacağız."
Başbakan Binali Yıldırım, Türk ekonomisinin yüzde 3'ler seviyesindeki büyümesini geliştirmesi gerektiğine dikkat çekerek, yüzde 3'ün altındaki büyümelerin ülkede ilave istihdam oluşturmada yetersiz kalacağını kaydetti. Yıldırım, şöyle devam etti: "Gelecek yıllar için Orta Vadeli Planda yüzde 5'in üzerinde büyümeyi tutturmak için tüm ekonomik kurgumuzu buna göre yapıyoruz. Güven, hepinizin bildiği gibi, yatırımcı için en büyük beklentidir. Güvenin devam etmesi, yatırımcı için uzun vadede yeni projelerin, yeni planların hayata geçmesi anlamına geliyor. Güven noktasında Türkiye'de zerre kadar tereddüdünüz olmasın. Küresel ve yerel yatırımcının beklentilerini karşılayan bir yönetim anlayışıyla sürdürülebilir istikrar ve güveni temin eden bir yönetim iş başında.”