Türk ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 11,1 büyüme ile 6 yılın ardından Çin ve Hindistan'ı da geçerek büyük bir başarıya imza attı.Cari işlemler açığı da beklentilerin altında gerçekleşerek, 2017 yılı Ekim ayında 3,8 milyar dolar oldu. Piyasanın beklentisi 4,1 milyar dolar düzeyindeydi.Ekonomistler, Türk ekonomisinde yüksek bir büyüme beklentisinin olduğunu ancak bu rakamların bütün beklenenlerden de yukarıda olduğunu ifade ederek, üretime dayalı ekonomik büyüme modeline geçişe önem verilmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 11,1 büyüme ile 6 yılın ardından en yüksek büyüme oranına ulaştı. Bu rakam ile Türkiye, Çin ve Hindistan'ı geride bırakarak üçüncü çeyrekte en hızlı büyüyen ülke oldu.
Cari işlemler açığı da beklentilerin altında gerçekleşerek, 2017 yılı Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 2 milyon 191 bin dolar artarak 3 milyon 827 bin dolar oldu.
Türkiye üçüncü çeyrekte G-20 ülkeleri arasında yüzde 11,1 ile en büyük büyümeyi kaydeden ülke oldu. Türkiye'yi yüzde 6,8 ile Çin, yüzde 6,3 ile Hindistan takip etti. G-20 ülkeleri arasındaki en kötü performans ise yüzde 0,8 ile Güney Afrika, yüzde 1,4 ile Brezilya'ya izledi.
Teşvikler büyümeyi destekledi
- Büyümenin kompozisyonundan bahseden Tufan şu açıklamalarda bulundu:
- "İmalat sanayi ve hizmetler tarafında özellikle büyüme rakamlarının kalemlerinin önemli ölçüde destek sağladığını görmüş olduk. Hizmetlerdeki yüzde 20,7’lik büyüme hızı ve imalat sanayisindeki 15,2’lik büyüme hızı büyümenin lokomotifi olarak değerlendirilebilir. Ve diğer taraftan da inşaat özellikle çok çok etkili olmuş. Ve tarım tarafında da maalesef zayıf bir büyüme performansı var, yüzde 2,8, Ama genel büyümenin kompozisyonuna baktığımız zaman iş talebe dayalı bir büyümenin olması en azından ekonomiye dair de ilerleyen dönem de de büyüme rakamlarının iyi geleceğini gösteriyor.
- Muhtemelen yılı yüzde 6 büyüme rakamıyla kapatabiliriz. Ancak burada büyümeyle ilgili şu notu iletmek istiyorum. Kısa vadede hem yabancı algısı hem de iç taraftaki TL varlıkları açısından pozitif algılanacak olan büyüme rakamları orta ve uzun vadede enflasyonun mevcut yüksek seyrini daha da negatif etkileyebilir. Maalesef Türkiye’de büyümenin kompozisyonun baktığımız zaman talebe dayalı ve ithalat ve ihracata dayalı bir büyüme söz konusu olduğu için aşırı ısınmasına yol açabilecek nedenler olabilir. O yüzden önümüzdeki dönemde 2018 yılında özellikle enflasyonu kontrol altına alarak bu büyüme performansımızı sergilememiz gerekiyor."
"Üretime dayalı ekonomik büyüme modeline geçmeliyiz"
Gedik Yatırım Müdür Yardımcısı Beste Naz Köksal, büyümenin yüzde 11,1 gibi çok yüksek düzeyde oluşmasını sağlayan etmenleri şöyle sıraladı:
"Beklentilerin üzerinde bir büyüme gerçekleşti"
- "Maliye politikalarının genişleyici olması, KGF’nin yatırımlara ve sektörlere pozitif etkisinin görülmesi, sektörel teşvik ve vergi indirimleri kapsamında artan canlılık ile iç talebin pozitif etkilenmesi, bunun yanındaAvrupa gibi önemli ihracat pazarlarımızdaki toparlanmanın dış talebi pozitif etkilemesiile üretim ve ihracatta görülen artışların büyüme momentumu üzerindeki pozitif etkilerini 2017'nin birinci çeyreğinde görmüştük" diyen Erkan, "2016 yılının üçüncü çeyreğinde yaşanan ve Türkiye ekonomisinin daralmasına yol açan malum olaylardan sonra,Türkiye’nin daha düşük büyüme patikasına çekilmemesi için yapılan teşvik ve desteklerin katkısı çerçevesinde, yüksek bir büyüme 2017 yılının üçüncü çeyreğinde de zaten bekleniyordu, ancak bu rakam bütün beklenenlerden de yukarıda oldu" açıklamasında bulundu.
Ortada olan durumun enflasyon açısından riskler barındırmakla ve yüksek cari açık ile bütçe açığı oluşumuna meydan vermekle birlikte, niteliksel büyüme açısından da çok fazla tüketim ve daha az yatırım katkısı almasından dolayı sürdürülebilir olmadığını vurgulayan Erkan, "Çeyrekten çeyreğe olan büyümenin de yüzde 1,2 seviyesinde gerçekleşmesi, geçen yıldan gelen düşük baz etkisinin de gözardı edilmemesi gerektiğini gösteriyor. Geçmiş serilere ait sektörel büyümelerin de yüzde 4-5 bandını işaret ediyor olması, mevcut büyüme rakamlarının sürdürülebilir olmadığını, ekonomide ısınma olduğunu ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı.
Erkan, "2017'nin ikinci çeyreğinden sonra KGF kullanımı azaldı. Hem 2017'nin üçüncü çeyreğindeki gibi geçen yıldan gelen bir baz etkisi olmaması, hem de sektörel teşvik ve desteklerin etkisinin azaldığı bir dönem olması itibariyle 2017'nin dördüncü çeyreğinde büyüme yüzde 5’li bantlara doğru yavaşlayacaktır. Bu yavaşlama, 2017'nin dördüncü çeyreğinde ilk öncü göstergeleri ışığında çok da korkulduğu ölçüde olmayacaktır.
Bu kapsamda 2017’nin tamamı için de büyümenin yüzde 6 bandı üzerinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Birçok kurumun da 2017 büyüme beklentilerinde son bir yukarı yönlü revizyon yapacaklarını düşünüyoruz" dedi.
"Büyüme her zamanki gibi hanehalkı tüketime odaklı devam ediyor"
İntegral Yatırım Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu, yıllık büyümede geçen yıldan gelen düşük baz etkisi olduğunu ifade ederek, geçen yıl üçüncü çeyrek döneminde yüzde 0.8 daralma yaşandığını belirtti.
- Turşucu, "Tarım grubundaki verilerin zayıf olduğu söylenebilir. Bunun dışında yıllık bazda imalat sanayi, inşaat, hizmetler, vergi gibi kollarda iyi performanslar görülüyor. Ancak bu performansların hemen hepsinde geçen yılın düşük baz etkisi bulunuyor" dedi.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış çeyreksel verinin ise güçlü olmadığını görüyoruz" diyen Turşucu, "Burada yüzde 1.8 beklentiye karşılık yüzde 1.2 büyüme oluşurken, Tarım, imalat sanayi, finans ve sigorta, gayrimenkul gibi kollarda negatif veriler alıyoruz. İmalat sanayinin çeyreksel bazda büyümeye katkısının zayıf olması ilginç, çünkü sanayi üretim verilerinde arındırılmış verilerde üretim atışı yüzde 0.9 seviyesindeydi" ifadelerini kullandı.
Yine çeyreksel veride inşaat, hizmetler kollarında iyi bir performansın olduğunu vurgulayan Turşucu, "Özellikle inşaat sektör ilk iki çeyreğe göre büyümeye en fazla katkıyı bu çeyrekte sağlamış" dedi.
"TCMB sıkı para politikasına daha rahat devam edecektir"
TCMB açısından bakıldığında sıkı para politikası duruşuna rağmen büyüme kanadının yüksek gelmesi pozitif ve Merkez’in elini rahatlatacağını ifade eden Turşucu, "TCMB sıkı para politikasına daha rahat devam edecektir" dedi.
"Türkiye uygulanan başarılı ekonomi politikalarıyla ortalamasının üzerinde büyümeyi başardı"
Ziraat Bankası Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, "Türkiye, geniş yüzölçümü, genç, dinamik, güçlü nüfusu ile Asya'daki Filipinler, Endonezya gibi yüksek büyüme ülkelerini andırıyor. Türkiye’nin 60 yıllık büyüme ortalaması yüzde 5,2. 2017 yılında Türkiye uygulanan başarılı ekonomi politikalarıyla ortalamasının üzerinde büyümeyi başardı. Yıl büyümesi yüzde 6,5 oranı üzerinde gerçekleşebilir" dedi.
- Yılmaz, Türkiye'yi bu sene ekonomi yönetimi anlamında dünyanın önde gelen ülkesi yapan faktörleri şöyle sıraladı:
- * İstihdam seferberliği,
- * Kredi Garanti Fonu,
- * Sigorta primlerinin ertelenmesi, beyaz eşya vergi indirimi gibi disiplini bozup borç yükü ortaya çıkarmayan mali teşvik politikaları,
- * Turizmde toparlanma,
- * Küresel ticarette canlanma