Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, dün İstanbul’da gazetecilerle bir araya geldi. Orta Vadeli Program ve Makro Ekonomik Görünüm konulu bir sunum yapan Yılmaz, daha sonra soruları cevaplandırdı. Maaşlara yapılan zamlar, enflasyonla mücadele, büyüme, istihdam gibi konularda önemli değerlendirmelerde bulunan Yılmaz’a en çok emekli aylıklarına yapılan artışlarla ilgili soru yöneltildi. Memur ve memur emeklisinin alacağı zam oranının resmi olarak gerçekleşen altı aylık enflasyon ve toplu sözleşme hükümlerine göre yüzde 49,25 oranında olacağına dikkat çeken Yılmaz, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin zam oranlarıyla ilgili iki önemli noktaya dikkat çekti. Yüzde 37,56’lık enflasyon farkının üstüne konulacak refah payı ile ilgili çalışmayı tamamladıklarını belirten Yılmaz, ilk kabine toplantısında düzenlemeye son şeklinin verip Meclis’e sunacaklarını söyledi.
Yılmaz, “En düşük emekli alanlara dönük olarak da ne yapabiliriz diye çalışıyoruz. Bunlar kabinede tartışılacaktır önümüzdeki günlerde, kabinede bir bir ele alınacaktır diye düşünüyorum, ardından da Meclis’imizin takdirine sunulacaktır. Henüz bir tarih bilmiyorum doğrusu ama uygun bir zamanlamayla yapılacaktır elbette. Çalışma Bakanlığımızın bir paketi var. İşgücü piyasalarına ilişkin bazı tedbirler içeren paket de söz konusu. Bu paketle birleştirilerek Meclis’imizin gündemine gelir diye düşünüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın dikkat çektiği ikinci önemli nokta ise temmuz ayındaki zam oranları oldu. Temmuz zammı döneminde SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin memur ve memur emeklisine göre daha yüksek oranda zam alacağına da işaret etti. Yılmaz, 2024’ün tamamını kapsayan zam oranlarının tüm kesimler için birbirine yakın olması konusuna özen gösterdiklerini de dile getirdi.
Yılmaz, “Yıl ortasında daha farklı bir tablo var. Emekliler ve kamu çalışanları bir yılbaşında artış alıyorlar, bir de yıl ortasında artış alıyorlar. Yıl ortasında artış hesaplanırken yine toplu sözleşme ve enflasyon farkları dikkate alınarak hesaplamalar yapılıyor. Oralarda Temmuz ayında SSK ve Bağ-Kur daha yüksek görünüyor. Temmuz ayında SSK ve Bağ-Kur emeklileri daha yüksek alacaklar memur emeklilerine göre. İkisine birde baktığınızda önemli olan işte bu toplu dengeyi sağlamak. Yani yılbaşı ve temmuz artışlarını birlikte değerlendirip ikisini yıl bazında aşağı yukarı aynı seviyeye getirmek” diye konuştu.
Sosyal güvenlik sistemlerinin özünün maaş ve prim dengesine dayandığını anlatan Yılmaz, şöyle devam etti: “Ne kadar çok prim, ne kadar uzun süre prim öderseniz maaşınızın o kadar yüksek olması gerekiyor. Ama bazı emekli aylıkları düşük prim ödeme, az süre çalışma gibi nedenlerle düşük kalabiliyor. Bunları 7 bin 500’e kanunla getirdiğinizde kök ücret düşük kaldığı için bir sonraki oransal artışlarda sorun yaşanabiliyor. Bugün de böyle bir durumla karşı karşıyayız doğrusu. Ama bir taraftan da normal primiyle bu civarda yine maaş alanlar var, şimdi ikisini birbirinden ayırmak lazım. Burada bir sosyal denge sağlamak anlamında idari düzenlemeye değil, kanuni düzenlemeye ihtiyaç var.”
Yılmaz, bu yıl kamunun yaptığı bütün maaş artışlarının bütçede karşılığının olduğunu da kaydetti. Yılmaz, şu bilgileri verdi: “Bütçemizi hazırlarken bu konuları da önceden düşündük. Bugünkü bütçemizin içinde hemen hemen tamamına yakınını düşünerek bütçemizi hazırladık diyebilirim. Bu çerçevede bütçemizi şekillendirdik. Henüz tabi tam somutlaşmadığı için miktar olarak ifade edemem ama aşağı yukarı bütçemizin içinde bu rakamları düşündüğümüzü söyleyebilirim.”
Makro gelişmelerin “OVP ile uyumlu” olduğunu belirten Yılmaz, bazı göstergelerin de OVP’deki hedeflerden daha olumlu ilerlediğini kaydetti. Yılmaz bütçede gelirlerin tahminden daha olumlu seyretmesi sonucu, bütçe açığının da 2023’te GSYH’ye oranla yüzde 6,4 olarak öngörülen oranın 1 puan altında sonuçlanacağını kaydetti. Yılmaz’un yaptığı sonumda 2023’ün Gayrisafi Yurt İçi Hasıla Büyüklüğü 1 trilyon 67 milyar dolar, kişi başı gelir ise 12 bin 415 dolar olarak yer aldı.
Konut kiralarında yüzde 25 limitine ilişkin açıklamalar yapan Yılmaz, “Bu evlerde yüzde 25 kira limiti; bunu tartışıyoruz zaman zaman. Burada aslolan, enflasyon düşürmek tabii, enflasyonu düşürürseniz bu tür konulara da çok fazla ihtiyacınız kalmaz. Esas köklü çözüm enflasyonu tabii ki düşürmek; biz de bu perspektifle hareket ediyoruz. 2024’te bir dezenflasyon yılı, özellikle yıl ortasında belirgin az önce söylediğim gibi bir düşüş bekliyoruz. İleride bizim tahminlerimizin çok ötesinde birtakım rakamlar çıkarsa elbette yeniden bazı şeyler değerlendirilir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ilk evini alacaklara uygun şartlarda sağlanacak bir kredi paketi olup olmadığı konusunda ise şunları söyledi: “İlk ev bizim için önemli. Geçmişte DPT ve Dünya Bankası ortak bir çalışma yapmıştık, ilk ev alımı makro düzeyde tasarrufları artırıyor. Yani insanların ilk evlerini almaları, ona sahip olmaları makro düzeyde de ülkenin tasarruf oranını artıran bir şey dolayısıyla, bu makro politikalarımızla da uyumlu bir tercih. Bu çerçevede Merkez Bankası ve BDDK adımlar attılar. İkinci evi, üçüncü evi alırken kredi kullanımını neredeyse imkânsız. İlk eve odaklayan bir anlayışla bazı değişiklikler, düzenlemeler zaten yapıldı. Sadece kredi verdiğinizde konut fiyatlarını artırma riskiniz var, yani kredi avantajları sağladığınızda konutların fiyatlarının artma riski var. Dolayısıyla bu tür programlara talep ve arz birlikte bakmak durumundasınız. Konut fiyatlarında bir düşme eğilimi başladı. Henüz tam istediğimiz noktada değiliz. Bu eğilimin devam etmesini istiyoruz.”