Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Covid-19 salgınına rağmen bu yıl sonunda 44 ton altın üretim hedeflerinin olduğunu belirterek, “Topraklarımızda var olan altını çıkarmamız gerekiyor. Tıpkı Amerika, Kanada, Avustralya ve diğer ülkelerin yaptığı gibi. Gelişmiş ülkeler altın çıkarmada hangi prosedürleri uyguluyorlar ise, biz de Türkiye olarak aynı prosedürleri uyguluyoruz” ifadelerini kullandı.
Bakan Dönmez, altın başta olmak üzere madenler ve yenilebilir enerjideki dönüşümü anlattı.
“Altında uzun yıllar itibariyle yıllık 8-10 milyar dolar civarında ithalatımız var. 2017’de başlayıp 2018’de tamamladığımız havadan jeofizik görüntüleme ile Türkiye’nin dört bir tarafını havadan röntgenini çektik. Türkiye genelinde bu çalışmayı bitirdik. Her yıl ortalama 1 milyon metre sondaj yapıyoruz. O sondajlardan da bazı maden varlıklarının rezervlerini tespit ediyoruz, sonrasında da ilgili bölgenin sınırlarını tespit ederek saha işletilip ekonomiye kazandırılıyor.”
Türkiye sınırları içinde toprakların içinde var olan altının çıkarılması gerektiği üzerinde duran Dönmez, “Tıpkı Amerika, Kanada, Avustralya ve diğer ülkelerin yaptığı gibi. Gelişmiş ülkeler altın çıkarmada hangi prosedürleri uyguluyorlar ise, biz de Türkiye olarak aynı prosedürleri uyguluyoruz. Altın ithalatının cari açığın oluşmasında önemli bir rolü olduğunu görüyoruz. Örneğin 2019 yılında 12,5 milyar dolarlık altın İthal etmişiz. Saf altını da işleyerek 7 milyar dolarlık altın ihraç etmişiz. Net açık 5,5 Milyar dolar. Bu yılın ilk 6 ayında ise 11,5 milyar dolarlık altın ithal etmişiz. Buna karşın 3 milyar dolarlık da altın ihraç etmişiz. Altı ayda 8,5 milyar dolarlık altında net dış ticaret açığımız var” dedi.
Maden çalışmalarında Çevre ve Şehircilik bakanlığının, Tarım ve Orman Bakanlığının ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının sıkı denetimleri olduğunu aktaran Dönmez,
“Çevreye ve insan sağlığına duyarlı dünya standartlarında madencilik yapılıyor. Atık havuzları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ve DSİ’nin sıkı denetimi altındadır. Önemli bir element olan ve elektrikli otomobil bataryalarında da kullanılan Lityum ile ilgili çalışmalarımız var. Eskişehir Sivrihisar’da Eti Maden İşletmeleri bir pilot tesis kurma çalışmalarına başladı. Bor atıklarından lityum üretimine bu yıl sonunda da başlayacağız inşallah. Başlangıçta yılda 10 ton olmak üzere bu yıl sonu itibariyle üretime geçiyoruz. Kısa vadede bu üretimi 500 tonun üzerine çıkarmayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi.
Salgın sürecinde madencilik alanında faaliyetlerin çok büyük ölçüde yavaşladığına değinen Dönmez, Temmuz ayı itibariyle durumun tersine döndüğünü aktardı. Dönmez, “Bu sebeple üretimde de ciddi düşüşler yaşandı. Temmuz ayından itibaren madencilik faaliyetleri eski, aktif, güzel günlerine dönmeye başladı. Çin’de de işlerin açılmasıyla beraber ihracatta da kıpırdanmalar başladı. Ekim ayı içerisinde 1000 MW’lık Mini YEKA-GES yarışmasını yapacağız. 10 yıl içerisinde 10 bin MW rüzgar ve 10 bin MW güneş kapasitesinin eklenmesi hedefleniyoruz.
Rüzgâr türbini üreten fabrikanın açılışı yapılacak. Lisanssız üretimde 6.500 MW seviyelerine gelindi. Yaklaşık yüzde 92’si güneş kaynaklı. Temmuz ayı sonu itibarıyla 2020’nin ilk 7 ayında yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretim oranı yüzde 63,7. 2017 yılından beri yenilenebilir enerji kapasite artışında ülkemiz dünyada 9. Avrupa’da üçüncüyüz. 2019’da yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerjisi miktarında Avrupa’da 2. sırada yer aldık. Yerli kaynakların elektrik üretimindeki payı Aralık 2018’den bu yana aralıksız olarak 19 aydır aylık bazda yüzde 50’nin üzerinde seyrediyor” açıklamasında bulundu.