Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın, Türkiye'de nükleerde hedefin 2035'te 7,2, 2050'de ise 20 GW üretim olduğunu açıklamasının ardından gözler Akkuyu NGS'ye çevrildi. Müstakil Sanayici ve İş adamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkan Yardımcısı Cihad Terzioğlu, nükleer enerjinin ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin (NGS) enerji arz güvenliğine önemli katkılar yapacağını söyledi. İlk ünitesinin tamamlanmasına yaklaşılan santralin enerji çeşitliliğinden, iklim değişikliğinin etkilerinin önlenmesine kadar pek çok alanda Türkiye'yi ileri taşıyacağını belirten Terzioğlu, “Başta Akkuyu NGS olmak üzere Türkiye'ye kurulacak nükleer santrallerle ekonomik ve teknolojik kazanımların yanı sıra tersine beyin göçüne de katkı sağlanacağını düşünüyorum” dedi.
Terzioğlu: Türkiye tersine bir beyin göçüne ev sahipliği yapabilir
- “Nükleer enerji teknolojisi başta tıp olmak üzere, kimya ve makine gibi imalat sektörlerine de katkı sunacaktır. Bu katkının nükleer teknoloji sayesinde artan nitelikli iş gücü ve istihdam ile sürdürülebilir olacağı kanaatindeyim.Yıllardır nükleer enerji ve fizik mühendislerinin yurt dışı olanaklarını daha çok değerlendirdiğini düşünürsek, nükleer enerji santralleri ile Türkiye tersine bir beyin göçüne de ev sahipliği yapabilir. Akkuyu ile nükleer enerji santrali teknolojisi ile tanışacak olan Türkiye aynı zamanda enerji arz çeşitliliğini de artırmış olacak.Zamanla devreden çıkacak olan fosil yakıtlı santralleri ve karbon düzenleme mekanizmaları nedeniyle ihtiyaç duyulacak temiz enerji ihtiyacının artacağı gerçeklerini de dikkate aldığımızda; Akkuyu ile 10-15 GW'lık nükleer enerji kurulu gücü, Türkiye'nin enerji arz güvenliği ve iklim değişikliği ile mücadele hedefleri için gerekli olacağını düşünüyorum. Türkiye 2016 yılından bu tarafa hassasiyetle takip ettiği Milli Enerji ve Maden Politikası gereği, enerji arz güvenliğini sağlamaya çalışırken yerlileştirmeyi de önemsiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgâr ve güneş teknolojileri için Türkiye'de kurulan fabrikalar, üretim hatları ve gelişen yan sanayi bunun güzel örneklerindendir.Nükleer enerji santralinin bu yönden de olumlu yansımalarını yaşayacağız. On binlerce ekipmanın kullanıldığı, yüzlerce hizmet sağlayacağının tedarik zincirinde yer aldığı bu teknolojinin kendi ekosistemini oluşturacağını söyleyebiliriz.Bu ekosistem imalat sektöründen yan sanayiye, mühendislik hizmetlerinden idari hizmetlere kadar geniş yelpazeyi kapsayacaktır. Bu ekosistemde tecrübe kazanacak olan firma ve kurumlarımızın, yurt dışında kurulacak/kurulan nükleer enerji santrallerine hizmet verebilecek olması da ihracat gücümüzü artıracak bir potansiyel taşımaktadır. Bunun yanında nükleer enerji teknolojisinin ileride daha sık konuşacağımız, elektrikli araçlar, depolama ve hidrojen alanlarındaki gelişmeleri güçlendireceğini de söyleyebiliriz.”
“SMR teknolojisi ticarileşme aşamasına gelmiş durumda”
Karataş: Akkuyu NGS bir dönüm noktası olacak
Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Altuğ Karataş da Türkiye'nin nükleer enerji santralleri inşasında kazanacağı üretim tecrübesinin SMR kurmada ciddi avantaj sağlayacağını belirtti. Dünyanın karbonsuz enerjiye geçişte yeni bir üretim kaynağı olacak olan SMR'ler konusunda hızlı bir gelişim gösterdiğini söyleyen Karataş, “Akkuyu NGS'yi inşa eden Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom başta olmak üzere sektördeki pek çok önemli oyuncunun oluşturduğu bu yeni pazar ülkelerin gerçekleştireceği mevzuat alt yapısı ve uygun ekosistemin oluşması ile enerji sektöründe yepyeni bir üretim modeline geçişi hızlandırabilir. Türkiye'nin nükleer enerji santralleri inşasında kazanacağı üretim tecrübesi de SMR'ye geçişte de ciddi avantaj sağlayacaktır” dedi.
Karataş Türkiye'nin Rusya, Fransa ve ABD gibi ülkelerin başı çektiği ‘Nükleer enerji kullanan ülkeler' arasındaki yerini almaya hazırlandığını hatırlatarak şunları söyledi:
"Hedef ihracatçı konuma gelebilmek"