Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik operasyonlar tüm hızıyla devam ederken örgütün work and travel programı üzerinden insan ve finans kaynağı sağlamaya devam ettiği ortaya çıktı. Sabah'ta yer alan habere göre özellikle yaz aylarında gençlerin yabancı dil öğrenmek için tercih ettiği programın örgütün yurt dışında insan kaynağı sağlamak amacıyla kullanıldığı bildirildi. Gelen ihbarlar üzerine Türkiye'nin ABD Büyükelçiliği inceleme başlattı.
Dışişleri Bakanlığı Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen ve 'Gizli' ibaresiyle üniversitelere gönderilen rapora göre, work and travel programıyla ülkeye gelen kişilerin FETÖ'nün ağına düşürüldüğü belirlendi. Türkiye'den her yıl 5 bin kişinin katıldığı programla ilgili ABD Dışişleri Bakanlığı Seattle ile Pordland'daki CIEE ve CICD firmalarını yetkilendiriyor. Rapora göre bu iki firmanın FETÖ ile herhangi bir bağı bulunmuyor. Bu iki firma programla ilgili vizelerin dağıtımını Türkiye'deki acentelerin işbirliğinde yürütüyor. Raporda, bu firmaların Türkiye'de çalıştığı acentelerin FETÖ ile bağlantılı olduğu tespitine yer verildi.
Türkiye'de 150 firmanın faaliyet gösterdiği sektörün yarısı 4 acente tarafından domine ediliyor. Sektörde her yıl satılan 5 bin vizenin ortalama 2 bin 500'ü United Towers olarak bilinen Birleşik Burçlar Eğitim ve Danışmanlık Şirketi, Armada Grandee markasıyla faaliyet gösteren Arma Danışmanlık, İTO kayıtlarına göre bu şirketlerin sahip ya da ortakları arasında FETÖ ile iltisaklı kişiler bulunuyor. Firmaların yetkililerinin bazıları da 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yurtdışına kaçtı.
Kişibaşı 5 bin euroya varan programda, acenteler bir kişiden 2 bin euro kazanıyor. Örgütün bu yolla yılda en az 10 milyon dolar kazanç sağladığı belirtiliyor. İstihbarat raporlarına göre, United Towers'ın FETÖ'den kapatılan Gediz ve Zirve Üniversitesi ile yakın işbirliği var. Şirketin ortağı Önder Öztütüncü FETÖ kapsamında kapatılan Sunguroğlu Lisesi Mezunlar Derneği'nin başkanıydı. Armada Grandee'ın ortakları Savaş Yüksel ve Mehmet Yüksel'in 2016'da hisselerini Ayşenur Yüksel'e devredip yurtdışına kaçtığı iddia ediliyor. Şirketin diğer ortağı Savaş Yüksel'in ise örgüt imamlarından olduğu belirtiliyor.