Otomotiv sektöründe ortaya çıkan sahte ürün pazarı korkunç boyutlara ulaşmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde polis ekipleri tarafından düzenlenen operasyonlarda ele geçirilen 40 bin adet araç filtresi sektörün ne kadar büyük bir sorun ile karşı karşıya olduğu gözler önüne serdi.
Merdiven altı yerlerde imal edilen ürünlerin araçlarda kullanılması halinde ise, telafisi mümkün olmayan sonuçların yanı sıra insan hayatını tehlikeye atabilecek çok daha ciddi durumların yaşanabileceğine yönelik uyarı yapılıyor.
Son 10 yılda, uluslararası işlemlerin hızlanması, genişleyen uluslararası tedarik zincirlerinin büyümesi ve çevrimiçi alışverişin yaygınlaşmasıyla tüketicinin korunmasına karşı zorlukların artığına dikkat çeken Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anıl Yücetürk, yapılan bir araştırmaya göre 2022 yılına kadar sahtecilik ve korsanlığın toplam küresel ekonomik değerinin 2,3 trilyon dolara ulaşabileceği, sahte, taklit ve korsan ürünlerin ekonomi içerisindeki toplam değerinin Türkiye'de ise 10.6 milyar dolara ulaşarak GSYH'nin yüzde 1'ini aştığının tahmin edildiğini belirtti.
Sahteciliğin kapsamının da endişe verici olduğunu ve hemen hemen her ürünün sahtesinin mevcut olduğuna değinen Yücetürk, söz konusu ürünlerin ise meşru pazarlarda dahi satıldığını bu yüzden de yeni kalite kontrol önlemleri ve tüketici bilinçlendirme araçlarına ihtiyaç duyulduğunu aktardı.
Otomotiv endüstrisinin sahte ürünlere karşı mücadele ettiğini ve dağıtılan sahte parçaların miktarının hükümetlerin ve endüstri aktörlerinin çabalarına rağmen artmaya devam ettiğini vurgulayan Yücetürk, ''Otomotiv bileşenleri kalpazanlar için son derece kazançlı bir iş kolu. Avrupa Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO), yasal parça endüstrisinin yıllık sahte lastik satışlarından 2,2 milyar Avro, sahte pil satışları nedeniyle 180 milyon Avro'ya zarara uğratıldığını tahmin etmekte. Ancak bu sorunun sadece bir bölümünü temsil ediyor. Listede daha büyük hacimlerde sahte diğer otomotiv parçaları yer alıyor.'' diye konuştu.
''Hava yastıkları çarpışma anında yavaş yolcu hareketine yardımcı olur ve bir çarpışma durumunda yolcuları korur. Dağıtım ve bu dağıtımın zamanlaması çok önemlidir. Hava yastıkları ayrıca araçlarda yerleşik diğer güvenlik mekanizmaları ile çalışmaktadır ve sahte ve uymayan titiz özellikleri, insan hayatını doğrudan etkiler.
Fren balatalarının talaş ve sıkıştırılmış ot veya asbestten yapıldığı tespit edilmiştir, bu da duman ve basınç altında parçalanırken durma yeteneğini olumsuz etkiler. Sahte otomotiv gövde parçaları, bir çarpışmada yolcu güvenliğini etkileyen optimum buruşma bölgeleri ile hizaya ermeyebilir. Onlar korumak için başarısız olabilir ve bunun yerine bir kaza durumunda yaralanma nedeni haline gelebilir. Işıklar da dahil olmak üzere sahte olan elektrik bileşenleri elektrik arızasına ve yangın riskine yol açabilir.
Tekerlekler hız ve kötü yol yüzeylere dayanacak şekilde yapılır. Ancak, sahte parçalar bu bütünlüğün hızla tehlikeye atılabileceğini göstermiştir. Sahte ön camlar, yolculara herhangi bir koruyucu bariyer sağlamayarak kırılabilir veya yerinden çıkabilir, insanlar yaralanabilir veya hayatını kaybedebilir.'' dedi.
Tüketiciler sadece dış görünüme bakarak meşru bir otomotiv parçası ile bir sahte ürünü ayırt etmekte zorlanabileceğinin altını çizen Yücetürk, ''Tüketiciler yanlışlıkla standart altı ve güvensiz olabilecek ürünler satın alabildiler. Sahte ürünler kalite açısından önemli ölçüde farklılık gösterdiğinden, sahte ürün kullanıldığında performans düşüklük riski her zaman vardır. Bu sahte parçalar mevzuat standartlarını karşılayacak şekilde üretilmemiştir, ancak araç içindeki diğer parçalarla etkileşime tabi olacak şekilde tasarlanmıştır ve hız, sıcaklık ve değişen yol yüzeyleri gibi önemli ve zorlu koşullara tabidir. Bu ortamlarda ki sonuçları ciddi kazalara ve can kaybına yol açabilir.'' diye konuştu.
Otomotiv endüstrisindeki karmaşık tedarik zincirinin suçluların yararlanabilmesi için ne yazık ki çeşitli güvenlik açıkları bıraktığına da değinen Yücetürk, sektör parçaların kaynağını takip etmek için mekanizmalar geliştirse de, suçluların bu yerleşik çerçevelerin dışında faaliyet göstererek önlem alınmasını zorlaştırdığını belirtiyor.
Özellikle Çin kaynaklı sahte parçaların online satışının son büyüyen bir sorun olduğunu da kaydeden Yücetürk, ''Yasal online işlemler milyarlarca bunun yanı sıra, e-ticaret platformları sahte ve potansiyel olarak güvensiz ürünlerin piyasaya sızmasını savunmasız hale getirebiliyor. Suç aktörleri, çevrimiçi tedarik zincirinde sahte ve korsan malların dağıtımından daha fazla kazanç elde etme fırsatları yakalıyorlar. Orijinal ürünler ve sahteler arasındaki ayrım bulanıklaştırırken, inanılmaz miktarda ihlal edici ürün satmayı başarıyorlar.'' dedi.