Kurların yükselmesi, ihracat için fırsatları da beraberinde getiriyor. İthalat girdisi düşük sektörlerin bu dönemde daha çok üretim ve daha çok ihracat yapması için seferber olması bekleniyor. İhracatın daha cazip hale geldiği şu günlerde ihracatçıların yeni pazarlara ve yeni normalde ekonomileri ayakta tutan sektörlere yoğunlaşması gerekiyor. Kovid-19 salgının ikinci dalga olarak pik yapması, Türkiye gibi ekonomisini kapatmadan yoluna devam eden ülkeler için üretim ve ihracatta yeni fırsatlar sunuyor. Turizm’de bu yıl kaybedilen döviz girdisi açığını kapatmak için de ihracat olmazsa olmaz bir çıkış kapısı olarak görülüyor. En zor şartlarda bile üretim, yatırım, istihdam ve ihracata devam eden Türk iş dünyası; yeni bir ihracat seferberliğiyle ekonomiyi ayakta tutmakta kararlı.
Konuyla ilgili sorularımızı cevaplandıran iş insanları, özellikle pandemi döneminde ihracatını ortalamanın çok üzerinde tutan sektörlerin önemine dikkat çekiyor. Gıda, tekstil ve hazır giyim, mobilya, beyaz eşya, otomotiv gibi sektörlerde Türkiye’nin öne çıktığını belirten İş insanları; bu alanlara daha fazla yatırım yapılması gerektiğini vurguluyor.
Döviz artışının ihracatçı açısından çok artısı olduğunu kaydeden Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, “İş dünyası olarak bizim için önemli olan faizlerin artmamasıdır. Elbette döviz artışının enflasyona etkisi var fakat iş dünyası olarak bu artışlara kısa sürede adapte olabiliyoruz. Şu anki durumda geçen hafta faizin artırılmayarak korumacı bir politika izlenmesi gayet yerindedir” dedi. Pandemi sürecinde birçok ülkede üretimin durduğunu belirten Aydın, “Türkiye’ye baktığımız zaman bu durum yaşanmadı. Bilakis artışla devam ettiğini görmekteyiz. Hem sanayide kapasite kullanımında, hem yatırımda hem de ihracatta 2020 doludizgin gidiyor” ifadelerini kullandı.
Pandemi sürecinde ABD-Çin savaşının da etkisiyle Türkiye’nin Çin’den önemli bir pazar payı kaptığına vurgu yapan Aydın, şöyle devam etti: “Otomotiv, tekstil ve kimyada dünyanın ilgisi Türkiye’ye kaymış durumda. Şu anda döviz kuru ve işçiliğe bakıldığı zaman Çin’le rekabet edebilir durumdayız. Hatta bazı alanlarda Çin’den daha uygun maliyetlere sahibiz. Bugün ihracatın artması için sanayi alanında yeni yatırımlara ve teşviklere ihtiyaç var.”
“Daha önce de bu şekilde faizleri yükselterek dövizi kontrol altına alan bir ekonomik sistemin tamamen rant ekonomisine dönerek, reel sektörden koptuğuna şahit olduk” diyen Ahmet Güleç, şöyle devam etti: “Zaten eski dönem Türkiye’si bu tür uygulamaları yapıyordu ama hiçbir zaman ihracat ve üretim artmıyordu. Sadece bir rant grubu oluşuyordu. Kısa dönemli sıcak para gelip yüksek faizle bir saadet zinciri oluşturuyordu.” İhracat yapmaya devam edeceklerinin altını çizen Güleç, “2023 ihracat hedefimiz minimum 6 milyar dolar, üzerinde çalıştığımız projeleri gerçekleştirirsek bunu 10 milyar dolara kadar çıkartabilmeyi planlıyoruz” diye konuştu.
Türkiye'nin ihracatoında önemli sektörler arasında yer alan mobilya üreticileri de ihracat için tam zamanı olduğunu fdüşünüyor. Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, Türkiye’nin üretici ve ihracatçı bir ülke olduğunu ifade ederek, “Merkez Bankası’nın faiz kararını doğru buluyoruz. Bunun dünya pazarından pay almak için rekabetçi bir kur olduğunu inanıyorum. Faiz yeterince yüksek. Faiz her zaman fakirlik demek. Kurlar illaki dengesini bulur ve bir yere oturur. Zaten serbest piyasaya inanıyoruz. Yeter ki daha fazla üretelim yapalım. Yeter ki verimimizi arttırarak daha fazla ihracat gerçekleştirelim” dedi.
İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Mustafa Şenocak da, kurdaki yükselişin totalde bakıldığında ihracata olumlu yansıyacağını belirterek, “Fakat bizim ihracatımızın büyük bir kısmını da ara mal ithalatı oluşturuyor. O açıdan bakıldığı zaman birtakım olumsuz etkileri de var. Türkiye’de yapmamız gereken şey şu; bizden almak zorunda oldukları ürünlerde veya alternatiflerin az olduğu yerlerde kendi kendimize rekabet edip dışarıdan gelen baskılara biraz direnmektir” dedi. Şenocak, üreticilerin bilinçlendirmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Normalleşmeyle birlikte inanıyorum ki sektör hızlı bir şekilde açığını kapatacaktır. Her gün dünden daha iyiye gidiyor” dedi.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz ise, "Dövizdeki yükseliş TL hammadde girdisi olan ürünler için bir fırsat ama dövizle alınan hammadde girdisi ile aynı zamanda dövizle güçlenen malzeme, yarı mamülle yapılan ihracatlarda bu fırsattan öte. Bu noktada iyi bir planlamaya gidilmeli” ifadelerini kullandı. “Sayın bakanımız Berat Albayrak’ın yaptığı rekabetçi kur açıklamaları bir taraftan da ihracatı mutlaka tetikleyici bir çalışma içerisinde olduğunu da gösteriyor” diyen Akyüz, tüm firmaların adapte olup bir şekilde daha uzun vadeli anlaşma içerisine girmesinde fayda olduğunu söyledi.