MÜSİAD ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği işbirliğiyle İstanbul’da düzenlenen Küresel Katılım Finans Zirvesi (Global Participation Finance Summit-GPAS) dün büyük bir katılımla başladı. Bugüne kadar düzenlenen finans zirvelerinden farklı konseptle gerçekleştirilen zirvede, ‘İnsani Finans’ teması etraflıca tartışılıyor.
Zirvenin açılışında Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, katılım bankacılığı ve Türkiye ekonomisine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Önce katılım bankacılığına ilişkin eleştirilerde bulunan Şimşek, “İşin kolayını artık bırakalım, artık daha inovatif, gerçek anlamda ortaklıkları içeren bir iş modeliyle büyüyelim. Bu konuda her türlü desteği göreceksiniz. Biz yanınızdayız. Önünüzü açacağız” sözünü verdi. Şimşek, dünyanın katılım finans modeline ihtiyacının büyük olduğunu vurguladı. Son birkaç yüzyıla bakıldığında mevcut geleneksel sistemin dönem dönem aşırıya kaçtığını ve kriz ile birlikte reel ekonomide, toplumlarda tahribata yol açtığının görüldüğünü hatırlatan Şimşek, geleneksel sistemde bu krizlerin dün yaşandığını, bugün ve yarın da yaşanabileceğini kaydetti. Sektörün oyuncularının tanıtım noktasında daha etkin bir çaba içerisine girmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, “Bu konuda büyük eksiğimiz var. Farkındalık yaratmamız lazım” diye konuştu.
Şimşek, piyasalara ilişkin de kararlı konuştu. “Buradan piyasaya çok net bir mesaj vermek istiyorum” diyen Başbakan Yardımcısı Şimşek şunları kaydetti: “Biz bu (enflasyon) sorunu önemsiyoruz, kayıtsız değiliz. Mutlaka ve mutlaka gerekeni yaptık, yapacağız. Merkez Banka’mız bu duruma kayıtsız kalmadı, kalmayacaktır. Mutlaka gerekeni yapacağız. Çünkü biz enflasyonun tekrar 1990’lı yıllardaki gibi çift haneye çıkıp burada kalıcı hale gelmesine izin veremeyiz. Türkiye, muhtemelen 2050 yılında 5 trilyon doların üzerinde bir ekonomi olacak, en büyük ekonomilerden birisi olmaya devam edecek. Biz de ‘bu hikayeyi daha da ileriye taşımak için katılım finans büyük bir rol oynayabilir’ diyoruz. Aslında bu rolü oynarsa Türkiye bu hedeflere daha hızlı ulaşabilir.”
Şimşek, küresel finans sistemine paralel olarak Türkiye’de katılım finansının gelişmesi için büyük bir gayret içerisinde olduklarını ifade etti. Türkiye’de katılım finansına özellikle Anadolu’da büyük bir ilginin olduğunu ancak, gelişmesinin yavaş olduğundan yakınan Şimşek, şu önerilerde bulundu: “Katılım bankalarının pazardaki payı bir anlamda yerinde sayıyor. Bir kere ürün geliştirmemiz lazım. Şu andaki basit şekliyle vadeli al-sat modeli bence yetersiz. Evet, basit ama bu sistemin gelişmesi için yetersiz. Bizim gerçek anlamda bir ortaklık modeline geçmemiz lazım. Bu bir çaba, iyi ekipler gerektiriyor, belki de daha fazla risk ve getiri içeriyor."
Mevcut sistemin bir dokunuşla değişmeyeceğinin farkında olduklarını ifade eden Kaan'ın konuşmasında öne çıkan mesajlar şunlar: “Fakat bugün burada yeni bir finans anlayışının paradigmasını atıyoruz. Peki nedir bu temel paradigmalar? İnsani değerleri finans değerlerinin üstünde tutan insanın para için değil, parayı insan için çalıştıran. Ahlaki değerleri finans değerlerinin üzerinde tutan, para zaman ve tecrübeyi buluşturarak üretime dönüştüren, tek bir bireyin değil, toplumsal büyümeyi amaçlayan, tüketen, sömüren değil, sürdüren var eden sistem kuran. Birikimleri biraraya getiren kazancı ve riski paylaşan. Atıl kaynakları biraraya getirerek, üretime ve kazanca dönüştüren. Paranın ne iş yaptığını bilen. Yatırımcı ve girişimciye biraraya getiren insani finans budur.”
Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Yönetim Kurulu Başkanı Melikşah Utku ise bu tür buluşmalar sayesinde bir taraftan gelecek vizyonumuzu şekillendirirken, diğer taraftan bugün gelinen noktayı kritik ederek, ülkemizi daha iyi seviyelere getirecek adımlar atıldığını söyledi. Utku, katılım finans için önemli adımlar atıldığını ve bu gayretlerin etkilerini yakın zamanda açıkça görüleceğini belirtti. Utku, meselenin özünün sadece rakamsal büyüklükler olmadığını vurguladı.
Türkiye'deki katılım sektörünün yılda ortalama yüzde 30 büyüdüğüne dikkat çeken Utku şöyle devam etti: “Büyük resme bakıldığında İnsani finans ifadesinin ne kadar potansiyelli bir söylem olduğunu da görme fırsatı yakalayabiliriz. Şunu gururla ifade edebilirim ki: ülkemiz ve milletimiz insani finans bağlamında dünya üzerinde öncü ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye milli gelirin binde 7 buçuğunu insani yardıma ayırarak bu alanda açık ara dünya lideri durumunda."