Şekib Avdagiç, video konferans ile gerçekleştirilen One Istanbul Series etkinliklerinde yaptığı konuşmada, Çin kaynaklı yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının tüm yaşam ve üretim alanlarını etkilediğini, insanların düşünme şeklini, davranış kalıplarını değiştirdiğini dile getirdi.
Avdagiç, İTO, TUGEV ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu olarak, sektörlerin yaşadığı sorunları en aza indirmeye gayret ettiklerini ifade ederek, “Bakanlıklarımızla, sektör temsilcileriyle ve paydaşlarıyla sürekli iletişim halindeyiz. İstanbul özelinde de İl Pandemi Kurulu ile dinamik bir çalışma sergiliyoruz. Bu çalışmaları sürdürürken en sağlıklı ve en doğru modeli oluşturmaya çabalıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Turizm ve toplantı endüstrisinin pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında geldiğine dikkati çeken Şekip Avdagiç, pandemi başladığında dünyadaki destinasyonların yüzde 100’ünün seyahat kısıtlamalarına uğradığını ve dünyada gerçekleşen ulusal ve uluslararası kongre, toplantı ve etkinliklerin tamamının iptal edildiğini ya da ertelendiğini kaydetti.
Avdagiç, Kovid-19 sürecinde online aktivitelerin çok hızlı bir şekilde yaygınlaştığını hatırlatarak, “E-ticaret hızlandı, e-toplantılar, video-konferanslar arttı. Yıllar alacak dijital dönüşüm, bir anda gerçekleşti. Turizm sektörü de kongre, toplantı ve etkinlik endüstrisi de bundan payını aldı.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı gibi kademeli normalleşmenin, 11 Mayıs’tan itibaren başladığını dile getiren Avdagiç, “Cumhurbaşkanımızın açıklamasında, ‘giriş-çıkış sınırlaması’ kaldırılan iller arasında Antalya ve Muğla gibi turizm merkezlerimiz de bulunuyor. Bunu çok önemli bir adım olarak görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Avdagiç, Kovid-19 sürecinde yönlendirici sektörün, sağlık sektörü olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Tüm sektörlerin rotasını belirleyecek olan Bilim Kurulu’dur, Sağlık Bakanlığı’dır. O yüzden bizler, turizm ve toplantı sektöründe yeni normale geçişte, “Koronavirüs Sertifikasyon” kriterlerine harfiyen riayet etmeliyiz. Kültür ve Turizm Bakanlığının turizm işletmelerini kapsayan sertifikasyon örneği, dünyadaki ilgili teşkilatlar temel alınarak, hazırlandı. Burada “sosyal mesafeden hijyen uygulamalarına”, “misafir karşılamadan havuzlara”, “maskeden ateş ölçümüne” kadar tüm başlıklar harfiyen belirleniyor. Bu ve buna benzer onlarca maddelerde nasıl hareket edilmesi gerektiği, sertifikasyonla karara bağlanıyor. Biz bunu önemsiyoruz. Çünkü bu kurallar, turizm sektörünü yukarıya doğru ivmelendirecek dayanak noktasıdır, zemin noktasıdır.”
Avdagiç, turizmde yeni bir sayfanın değil, yeni bir defterin açıldığını, bu defterin biçimin de özelliklerin de bir öncekinden farklı olduğuna işaret ederek, “Türkiye, pandemi ile mücadelede nasıl dünyaya örnek olduysa turizm ve MICE sektöründeki başarılı uygulamalarıyla da örnek olacaktır. Her şeyi sertifikasyon kurallarına, Bilim Kurulu’nun ve Sağlık Bakanlığının yönergelerine göre yapmalıyız. Böylece turizm ve toplantı sektörü 'müşterilerine pandeminin esiri olmayacakları', sağlıklarından da endişe etmeyecekleri ortamlar sağlayabilecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Turizmde ilk çıkış halkasında yer alınabileceğine dikkati çeken Avdagiç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunu da ‘itibara’ yatırım yaparak elde edebiliriz. Kısa dönemde sektör, kâr elde etmeyebilir. Ancak uyguladığı sıkı kurallar ile, müşterilerine verdiği güvenle; normal zamanlar gelince kazancını daha da artıracağı bir yatırım yapmış olur. Pandemi jeopolitiğinde, Türkiye kazanabilir. Peki nasıl? Tüm paydaşlar olarak tek bir noktaya yoğunlaşacağız. Yani, Türkiye’nin Kovid-19 salgını ile mücadeledeki büyük ve örnek başarısını, sektörün tanıtımına entegre edeceğiz. Türkiye’nin, dünyanın 50 ülkesine Kovid-19 yardımında bulunması, ‘güvenli, tedbirli ve hazırlıklı bir ülke olduğu’ algısını güçlendirmiştir.
Dünyanın BBC, CNN gibi saygın haber kanalları ülkemize gelerek, başarılı salgın çalışmaları hakkında haber yapıyorlar. İşte biz bunları tanıtım atağımızda, yeni reklamlarımızda kullanmalıyız. Tüm dünya ülkelerinden önce uluslararası haber mecraları için, web siteleri için bu tür nesnel haberlerle beslenmiş tanıtımlar yapmalıyız. Böylece Türkiye’de turizm ve toplantı sektörünün de insanlar için ‘güvenli, tedbirli ve hazırlıklı’ olduğunu vurgulamalıyız."
Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Derneği (ICCA) Üst Düzey Yöneticisi Senthil Gopinath ise ocak ayında salgın ile karşılaşıldığında, ICCA’nın paydaşlarının ortak çalışma ve iş birliği hâlinde kalması yönünde ki mesajının net olduğunu, ortak çalışma ve işbirliğinin birlik, beraberlik ve ortak iş yapmaktan gücünü alan turizm sektörü için önemli olduğuna işaret etti.
Gopinath, Kovid-19 sürecinde, ICCA üyelik gerekliliklerini gözden geçirmeye başladıklarını dile getirerek, "Sektörümüzde 'yeni normal'i yaratmaya karar verdik. Biliyoruz ki, Kovid-19 sürecinde, dünya tamamen birbirine kapanmış durumda. Tahminlerimize göre, ocak-eylül aylarında sektör maddi kayıplara uğrayacak." diye konuştu.
Kovid-19 salgının mücadele edilmesi gereken bir tehdit olduğunu aktaran Gopinath, "Tüm paydaşlarımızla bu süreci atlatacağız. Ülkelerin yavaş yavaş kendini toparlaması ve açılmasını sektörümüzü açsından iyi bir gelişme olarak görüyoruz. Ülkeler çok dikkatli önlemler alıyor. Sektörümüz 'yeni normal'e geçiş yapacaktır." değerlendirmesinde bulundu.