Yeni Şafak’ın “Akaryakıt kaçakçılığında sahtekarlığın biri bin para” başlığı ile önceki gün gündeme getirdiği habere sektör temsilcilerinden yoğun ilgi geldi. Enerji, Petrol, Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS) Başkanı Fesih Aktaş, söz konusu sahtekarlığı yapanların sektöre ve ülke ekonomisine ciddi zarar verdiğini belirterek çözüm önerileri sıraladı.Akaryakıt kaçakçılığının fiili kaçakçılık ve vergi kaçırma yöntemi ile kaçakçılık şeklinde iki yöntemle yapıldığını belirten Aktaş, bu kapsamda dökme/tüplü gaz arasında ÖTV’nin eşitlenmesinin önemli olacağını ifade etti.
Aktaş, LPG dağıtıcı lisansı verilirken de banka kuruluşundaki gibi ağır şartlar olmasını önerdi. Bu kapsamda otogaz satacak şirketden 5 milyon dolar, akaryakıt satandan ise 10 milyon dolar gibi süresiz teminat mektubu alınmasını dile getiren Aktaş, 99 dağıtıcı şirketin olduğunu, bir firma birden fazla dağıtıcı şirketi kurduğunu anlattı. Lisans bedelinin 375 bin lira olmasına karşın yeni şirket kurulduğuna dikkat çeken Fesih Aktaş, firma başına 10 milyon dolar teminat getirilmesi ve bu teminatın hiçbir şekilde kullanılmaması ve işletmeye geri verilmemesini önerdi. Aktaş, “Teminat mektubu firma var olduğu sürece, EPDK’da kalmalı. Ticaret sonlandığında ticaret sicilden düşmesi önlenmeli ve en az 6 ay ile 2 yıl boyunca tutulmalı” tespiti yaptı.
Kaçakçılıkta birbirlerine faturalama yönteminin de önlenmesi gerektiğine işaret eden Aktaş, dağıtıcılar arasındaki bu tip ticaretin kısıtlanmasını istedi. Dağıtıcı firmanın rafineriden ya da ithalatçıdan ürünü aldıktan sonra ikinci bir firmaya satışının önlenmesini öneren Aktaş, “Birbirlerine faturalamak suretiyle bir malı 5 kez satabiliyorlar. O zaman devletten mal kaçırıyorlar. Tüpraş’tan aldıktan sonra ikinci bir işletmeye satmayacaksın, bayine satacaksın. Bir malı 3 defa satışını yapılamadıktan sonra vergiden kaçırma cazibesi olmayacaktır. Zaten bayiler kendi aralarında satış da yapamazlar. En küçük tanker 120 bin lira olduğuna bakıldığında 5 defa faturasız satınca, yüzde 18 kayıp oluşuyor” tespitini dile getirdi.
Ürünün aynı irsaliye ile 5 firmaya satışının yapıldığını anlatan Aktaş gelen malın ise beyanda bulunmayan gemi ile getirildiğine dikkat çekiyor. Burada ayrıca devletin balıkçılığa, marinacılığa verdiği ÖTV’siz malların da piyasaya girdiğini anlatan Aktaş, gemi sökümü ile 3-5 bin ton malın piyasaya girdiğini kaydediyor.
Denizcilik ve balıkçılığa ÖTV’siz yakıt desteği verilmesinin farklı renk kullanılması halinde sıkıntı oluşturmadığını söyleyen Aktaş, ÖTV’siz akaryakıtın renginin ‘sarı’ ya da ‘yeşile yakın’ farklı bir renk olmasını öneriyor. Böyle olunca istasyona ‘kırmızı’ renkli bir mal girmesi halinde ÖTV’siz ürün olduğu için önlenmiş olacağına dikkat çekiyor.
EPDK’nın yeni nesil yazarkasa uygulamasın 1 Ocak 2018 itibariyle başlattiğını hatırlatan Aktaş, emniyetin terör kaygısı ile yaptığı anlık plaka takibine ilişkin verilerin de aynı anda Gelir İdaresi Başkanlığı’na (GİB) gitmesini önerdi.