Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Koronavirüste normalleşme sürecinin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile yürüttükleri diplomasi trafiği hakkında bilgi veren Ersoy, hazırladıkları eylem planı kapsamında çalışmalarına devam ettiklerini söyledi.
Otellerin tekrar hizmete girebilmesi için belli kriterler oluşturduklarını anımsatan Bakan Ersoy, özellikle Türkiye'ye en çok misafir gönderen 100 ülkeye turizm bölgelerindeki sağlık alt yapısının detaylarını da içeren bir dosya hazırladıklarını ve muhattaplarına gönderdiklerini belirtti.
Söz konusu ülkelerin büyükelçilerini belirli gruplar halinde Bakanlıkta ağırladıklarını aktaran Ersoy, "Mektubun detayları konusunda bilgilendirdim. Aynı zamanda bize en çok turist veren ülkelerin bakanları ile telefon diplomasisi başlattık. Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu'ndan da rica ettim, sağ olsun onlar da destek veriyor. Orada trafiğin açılmasına dışişleri bakanları karar verdiği için onlar da kendi muhataplarıyla görüşmeler başlattılar." dedi.
Otellerin aşamalı bir şekilde sertifikasyonunun başladığına işaret eden Ersoy, bu aşamada Türkiye'ye en çok yolcu veren 60 ülkenin büyükelçisini ve bu ülkelerin Türkiye'deki yerleşik basın mensuplarını da Antalya'ya davet ettiklerini anımsattı.
Misafirlerin havalimanlarını da gözleme imkanı bulduğunu söyleyen Bakan Ersoy, "Cumartesiden itibaren yoğun bir şekilde kendi ülkelerinde de yayın yapıyorlar. Gezdiler, sorular sordular, açık olan otelleri gördüler, hem videosunu çektiler hem oradaki misafirlerle sohbet etme şansları oldu, şehrin içinde bazı noktaları gezip görme şansları oldu. En son kültür kısmını da Aspendos'ta yaptığımız bir organizasyonu da göstererek ülkelerine ve şehirlerine geri döndüler." dedi.
Mehmet Nuri Ersoy, büyükelçilerin sertifikasyon sisteminin beklentilerin çok üstünde olduğunu, hatta bazı büyükelçilerin de kendi ülkelerine bu tarz bir sertifikasyon programının gerekli olduğunu söylediğini aktardı.
Sertifikasyon programı detaylarını da anlatan Bakan Ersoy, şöyle devam etti:
"Sertifika programı, periyodik denetlemeyi içeriyor. Bizim, 'gizli misafir' dediğimiz bir denetim programımız daha var, habersiz misafir gibi. Denetçi geliyor, otele rezervasyon yaptırıyor, sizin bütün denetimlerinizi yapıyor. Göstermelik, 'hazırlığımı yapayım denetçi gittikten sonra ben eski tas eski hamam öyle bir şansınız yok. Gizli misafir geliyor, denetiminizi yapıyor, raporunuzu tutuyor ve gidiyor. Bir de şeffaflık konusu daha var. Şeffaflığı da nasıl sağlıyoruz? Bu sertifikasyon logoları tesislerin görünen yerlerine asılıyor. Logonun üstünde sertifikasyonu hangi firma tarafından yapıldığı ki özellikle bunlar uluslararası firmalar. En az 5 ülkede organize olması lazım. Logoların üstünde de bir karekod var, okuttuğunuz zaman tesisin denetim raporlarıyla ile ilgili linki atıyor size."
"Büyükelçiler sistemle ilgili raporlamalarını yaptılar"
Sertifikalı tesislerin pandemi konusunda ve hijyen konusunda en disiplinli çalışan, en güvenilir tesisler olduğuna dikkati çeken Ersoy, "Bakanlık olarak da tur operatörlerine, 'mümkünse sadece sertifikalı tesisleri satın' diyoruz. Sertifikalı sistemler en disiplinli şekilde, en üst seviyede bu kriterleri uyguluyor ve sürekli denetim altında oldukları için programa dahil, bütün detayları gören firmalar oluyor." diye konuştu.
Almanya'dan gelecek misafirlere yönelik ekstra birkaç kriter istenildiğine işaret eden Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de her gün düzenli olarak vaka sayıları açıklanıyor. Bir Alman basın mensubu da sayılara güvenilip güvenilmeyeceğini sordu. 'İstediğin hastaneyi gez, hastanelerimiz bomboş.' dedim. Hatta birkaç tanesini gezip, 'Haklısınız' dediler. Neler hissettiklerini sorduğumda da kendilerini güvende hissettiklerini söylediler. Cumartesinden beri bütün Avrupa basını, burada gördükleri sistemi yoğun bir şekilde anlatıyorlar. Hatta büyükelçilerle de konuştum, sistemle ilgili raporlamaları yapmışlar ülkelerine..."
Koronavirüs süreci "ekovirüs" sürecine dönüştü
Bazı ülkeler açısından koronavirüs sürecinin "ekovirüs" sürece döndüğünün altını çizen Ersoy,
"Bu ülkeler de kendi sistemleri içindeki paranın yine bu ülke sınırları içinde harcanmasını kalmasını tercih ediyorlar. Bu ekonomik kriz sırasında o yüzden de paranın dışarı çıkmasını engelleyecek önlemler almaya çalışıyorlar."
dedi.
Alman mahkemelerinin zorunlu 14 günlük karantina sürecini bozduğunu hatırlatan Bakan Ersoy, şöyle devam etti:
"Bu karar, 'öyle şey olmaz, eşitlik ilkesine aykırı' denilerek bozuldu. Bu seferde 'Test yapıp gelsin, 48 saat içinde testini yapıp gelsin. Eğer testi de negatifse kabul ederim.' dediler. 1 Temmuz'a kadar bütün havalimanlarımızda test merkezlerimizi açıyoruz. Dün Sağlık Bakanımızla bir toplantı yaptık, 1 Temmuz'a kadar turistik havalimanlarının tamamına biz bu test merkezlerini açıyoruz. Yoğun olanların birkaç tanesini de en geç 15 Temmuz'a kadar açacağız. Esas İstanbul, Antalya, İzmir, Dalaman gibi yoğun olanları 1 Temmuz'a kadar diğerlerinde de 15 Temmuz'a kadar açıyoruz. Bir yolcu ülkesine gittiği zaman istiyorsa burada bir test yaptırıp, testin sonucunu da 15 avro gibi çok makul bir ücret yaptık. Neticesi 2 saat içinde çıkıyor. Ayrıca sağlık ocaklarına da yazı gönderiyoruz, turistler istediği zaman bu testi yaptırabilirsin diye.
Ülkemize gelişte de giriş yapan turistlerin tamamının vücut ısıları ölçülüyor 37,8 derece ve üzeriyse veya herhangi bir semptom gösteriyorsa test merkezinde test yapılacak. Aksi takdirde teste gerek yok, bu test ücretsiz."