Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) ve Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın, öğretmenlik meslek kanununun bir an önce çıkarılması gerektiğini belirterek, "Öğretmenin statüsünü yükselten, atama, terfi, alım gibi bütün süreçlerini içeren bir meslek kanununa ihtiyaç var" dedi.
Yalçın, asgari ücret konusunda da 2 bin liranın altında bir rakamla masaya gelinmemesi çağrısında bulundu.
Eğitim-Bir-Sen şube yönetimleri ve ilçe temsilcileri, Antalya'nın turizm bölgesi Belek'te buluştu. 13'üncü Türkiye Buluşması'na çok sayıda öğretmen katıldı. Buluşmanın açılış konuşmasını yapan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, öğretmenlerin son günlerde en fazla konuştuğu konular arasında yer alan 'öğretmenlik meslek kanunu' hakkında açıklamalarda bulundu.
Mevzuatlarla bugüne kadar çözüm arandığını dile getiren Yalçın, bunun boşluklar yarattığını aktardı. Öğretmenlik meslek kanununun öğretmene destek olması gerektiğinin altını çizen Yalçın, "Öğretmenin statüsünü yükselten, atama, terfi, alım gibi bütün süreçlerini içeren bir meslek kanununa ihtiyaç var. Toplum olarak çürümenin emaresi sayılabilecek öğretmene şiddet hadiseleri cereyan ediyor" dedi.
Ali Yalçın, toplu sözleşmede masadaki konulardan birinin 3600 ek gösterge olduğunu belirterek, "Ek gösterge statüsünde bir bozulma var. Bu bozulmanın tamir edilmesi gerekiyor. Milli Eğitim Bakanı'nın, vizyon belgesinin açıklandığı süreçte ek göstergeye ilişkin müjde olacağına yönelik kurduğu cümle beklentiyi daha da artırdı. 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde bu müjde gelmedi. 3600 ek gösterge konusu bekletilmemeli, hemen verilmeli. 3600 konusunda sadece belli meslekleri gözetmek değil, bütün meslekleri içeren bir çerçeve alınmalı" diye konuştu.
Hükümetin açıkladığı 2023 Eğitim Vizyonu'nda sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının son bulacağına yönelik beklentileri olduğunu dile getiren Ali Yalçın, 2011 yılında sözleşmeli öğretmen uygulamasının kaldırıldığını ve o dönemki sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alındığını aktardı. Fakat daha sonra sözleşmeli öğretmenliğin yeniden döndüğünü kaydeden Yalçın, "Sözleşmeli öğretmenlik bir çare değil, çıkmazdır. Eşler bir araya gelemiyor. İnsanlar, eşi ve işi arasında çıkmaz yaşıyor. Aile dramları söz konusu ücretli öğretmenlik ucuz işçiliktir. Öğretmen arzının bulunduğu yerde bunun çare olarak sunulması doğru olmamıştır. Öğretmenler odasında 4 farklı statü bulunuyor, buna müsaade etmemek gerekiyor" diye konuştu.
Sendika olarak bu güne kadar 4 toplu sözleşme dönemi yaşadıklarını belirten Ali Yalçın, bunların 3'ünde mutabakat sağlandığına dikkati çekti.
Bu sözleşmelerde önemli kazanımlar sağladıklarını ifade eden Yalçın, şöyle devam etti:
"Ağustos ayında 5'inci dönem toplu sözleşme dönemi yaşanacak. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle birlikte oluşan boşluklara dikkat çekiyorum. 4688 sayılı yasanın güncellenerek toplu sözleşmeye uygun hale gelmesi gerekiyor. Hükümet yetkilileri ile görüşmelere başladık. Hedeflenen enflasyonla gerçekleşen enflasyon arasında isabet oranında haksızlık var. Enflasyon, kur operasyonları nedeniyle yerinden oynadı. Bu nedenle etiketler yükseldi. Doların düşmesiyle etiketler düşmedi, yerinde kaldı. Biz sabit gelirlilerin alım gücünde sıkıntı yaşanıyor. Beklentimiz bu kayıpların telafi edilmesi, ocakta enflasyon farkı verilecek. Ancak o zaman gelene kadar enflasyon farkının yüksek çıkması nedeniyle gelir kaybımızın telafi edilmesi gerekiyor.
Ali Yalçın, Türkiye'deki açlık ve yoksulluk sınırının belli olduğunu dile getirerek, kimsenin açlık sınırının altında çalıştırılmaması gerektiğini vurguladı. Asgari ücret konusunu yürüten işçi konfederasyonunun 2 bin altında bir rakamla gelinmemesi yönünde çağrısı olduğunu hatırlatan Yalçın, "Bu çağrıyı biz de önemsiyoruz. Alım gücünün düşmesine yönelik tablo ortada, asgari ücret konusunda 2 bin liranın altında bir rakamla masaya gelinmemeli" dedi.