Kavcıoğlu, Merkez Bankasının faaliyetlerine ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunumda, eylül ayı itibarıyla tüketici enflasyonunun yüzde 19,58 olarak gerçekleştiğini, bu yükselişte enerji ve hizmet fiyat gelişmelerinin etkili olduğunu söyledi.
Emtia fiyatlarındaki yüksek seyir sürerken bazı ürünlerdeki fiyat artışlarının oldukça keskin olduğunu dile getiren Kavcıoğlu, Brent petrol ve doğal gazda yıllık olarak yüzde 100'lere yakın fiyat artışlarının görüldüğünü kaydetti. Kavcıoğlu, emtia fiyatlarındaki yüksek artışların son aylarda daha da hızlandığını belirtti. Son dönemde taşıma maliyetlerinde yüksek artışlar görüldüğünü, tedarikçilerin teslimat sürelerinde uzamalar olduğunu anlatan Kavcıoğlu, "Bu durum fiyatlar üzerinde arz kısıtları kaynaklı yukarı yönlü bir baskı oluşturarak üretici fiyatlarının yükselmesine neden olmaktadır." diye konuştu.
Bu yıl Türk lirası mevduatında güçlü artışın devam ettiğini belirten Kavcıoğlu, yabancı para mevduat artışının ise görece sınırlı kaldığını kaydetti.
Para politikası görünümüne dair son dönem gelişmelere değinen Kavcıoğlu, şöyle devam etti:
Kavcıoğlu, öncü göstergelerin yurt içinde iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret ettiğini belirterek, "Aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması, salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır." dedi.
Olumlu dış talep koşulları ve uygulanmakta olan sıkı para politikasının cari işlemler dengesini pozitif etkilediğini ifade eden Kavcıoğlu, "İhracattaki güçlü artış eğilimi ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasıyla yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesi beklenmektedir. Cari işlemler dengesinde görülen iyileşme eğilimi fiyat istikrarı hedefi için ayrıca önem arz etmektedir." diye konuştu.
Kavcıoğlu, enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmelerinin etkili olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğunu değerlendirmekteyiz. Diğer taraftan güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için makroihtiyati politika çerçevesi güçlendirilmiştir. TCMB, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir ve değerlendirmeye devam edecektir. Bu çerçevede para politikası duruşunda güncellemeye ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yapılmış ve eylül ayında politika faizinde indirime gidilmiştir."