Uzmanlar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Türk lirası (TL) mevduatları artıracak, Kur Korumalı Mevduat'ı (KKM) azaltacak düzenlemelerini değerlendirdi.
Düzenlemelere göre, sadeleşme süreci kapsamında yabancı para mevduattan KKM'ye dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre ilave/indirimli menkul kıymet tesis uygulamasına son verildi.
Bu kapsamda, Merkez Bankası'nca kur koruma desteği sağlanan hesaplardan TL hesaplara geçiş ve belli oranda kur korumalı hesapların yenilenmesinin hedeflenmesine, kur koruması bulunmayan TL payı seviyesinde artış hedefine geçildi.
Uzmanlar, düzenlemelerin hedefinin KKM hesaplarının azaltılması olduğunu belirtiyor.
AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, düzenlemelerin ilk hedefinin, hızlı büyüme kaydederek sektörün toplam mevduatının yüzde 26'sı oranına ulaşan KKM hesaplarının azaltılması gibi göründüğünü söyledi.
"Bu tutarın yaklaşık 20'sinin TL'den dönen, geriye kalan yüzde 80'lik kısmın ise Döviz Dönüşümlü Kur Korumalı Mevduat'tan (DDKKM) oluştuğu varsayılırsa bu alt gruplar için belirlenen yüzde 95 ve yüzde 5 dönüşüm hedefleri, yıl sonuna kadar toplam KKM büyüklüğünün en az yüzde 15 civarında azaltılmasının amaçlandığını ima ediyor. Bu ise bankaların düşük faizli ve uzun vadeli yüklü tahvil alımına yönelmeyi tercih etmeyeceği varsayımıyla vadeli mevduatı büyütme rekabetine girerek vadeli mevduat faizlerini yükseltmesini getirebilirken, TL'nin seyri açısından destekleyici görünen bu unsur, bankaların henüz belli olmayan yeni tavan nedeniyle kredi faizlerine bu maliyet artışını yansıtamamaları halinde faiz marjlarını olumsuz etkileyebilir."
Deniz Yatırım Strateji ve Araştırma Bölüm Müdürü Orkun Gödek de "KKM'den çıkış ve klasik TL mevduat ürününe geçişin yolu bir şekilde açılmak zorundaydı. TCMB de gördüğümüz kadarıyla bu süreci başlattı." değerlendirmesinde bulundu.
Gödek, bu geçiş sürecinin korkulan ölçekte yüksek olmasını beklemediklerini aktararak, "Orta vade için Türk hisse senetlerine yönelik pozitif görüşümüzde değişiklik yok. Fiyatlama algısındaki negatif patikadan ciddi anlamda uzaklaştığımız ve farklı başlıkların konuşulduğu bir ortama geçiş yaptığımızı düşünmeye devam ediyoruz. Söz konusu denge faiz oranını, Türk bankacılık sektörünün yönetmekte zorluk çekeceği kanaatinde değiliz." dedi.
Enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve paydaşların ikna edilmesinin çok daha önemli olduğunu vurgulayan Gödek, hafta içerisinde gerçekleşecek olan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından alınacak sinyallerin yol gösterici olabileceğini söyledi.
Gödek, politika faizinden bağımsız olarak, genel finansal koşulların ciddi anlamda sıkılaştığını değerlendirdiklerini ifade etti.