Yerhov, Türkiye ve Rusya arasındaki ikili ticari ilişkilerin 1990'larda bavul ticaretiyle başladığını, şimdilerde iş birliği alanının büyük altyapı projelerinin hayata geçirilebildiği geniş bir yelpazeye uzandığını vurguladı.
Söz konusu altyapı projeleri arasında TürkAkım Doğalgaz Boru Hattı Projesi ile Türkiye'nin ilk nükleer santrali olacak Akkuyu Nükleer Santrali'nin sayılabileceğini anlatan Yerhov, şöyle devam etti:
Yerhov, örnek bir ticari başarı hikayesi olarak Tataristan'ın Alabuga Serbest Ekonomik Bölgesi'nin gösterilebileceğini vurgulayarak, söz konusu ekonomik bölgede neredeyse ayrı bir Türk oluşumundan bahsedilebileceğini de kaydetti.
Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerde üçüncü ülkelerdeki ortak faaliyetlerin ticari hedeflere ulaşılması açısından önemli olduğuna dikkati çeken Yerhov, siyasi anlamda büyük önem arz eden 100 milyar dolarlık rakamdan bahsederken, fiili ticaretten daha çok genel olarak ekonomik iş birliği ve sinerjiden bahsetmek gerektiğini anlattı.
Yerhov, iki ülke arasındaki ticaret hacmi hedefinin yakalanmasının, bu tür ortak yaklaşım ve sinerji sayesinde zamanla mümkün olabileceğini ifade ederek, "Bunun için somut bir tarih veremeyeceğiz. Fakat üzerinde çok ciddi çabalar sarfediliyor. Ticaret mümessilliğimiz çok yoğun bir faaliyet içerisinde. Hem Türk hem Rus iş adamlarına yönelik uygulamalı destek, yani sahada destek sağlanıyor. Değişik iş adamları derneklerinin de örneğin DEİK gibi, Türkiye’de düzenlenen karma toplantılar konusunda çok başarılı olduklarını söyleyebiliriz. Büyükelçilik ve bürokrasinin temsilcileri olarak, idari engellemelerin ve kısıtlamaların kaldırılması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Yerhov, iki ülke arasında yerel para cinsinden karşılıklı ticarette söz konusu sistemin etkisini konuşmak için henüz erken olduğunu, Rusya'da haziran ayından itibaren kartları dağıtılan sistemin henüz deneme sürecinde bulunduğunu söyledi.