Türkiye'nin 3 milyonun üzerindeki Suriyeliler için yaptığı harcama 30 milyar doları aşarken, Türkiye ile külfet paylaşımı kararı alan AB'nin vereceği ilk 3 Milyar avroluk mali yardım paketi için iki yılın ardından daha yeni ilk adım atıldı.
Avrupa Birliği Bakanlığı, AB’nin mali yardımları ile ilgili olarak Sözleşmeye bağlanan 3 milyar avronun ise 1,78 milyar avrosu AB tarafından ilgili kuruluşlara harcanmak üzere aktarılmış durumda olduğunu açıkladı. Bakanlık, aktarılan 1,78 milyar avronun yaklaşık 1,3 milyar avrosu projelerin uygulamasından sorumlu uluslararası kuruluşlara, 402 milyon avroluk kısmı ise ilgili Bakanlıklara aktarıldığını bildirdi.
30 MİLYAR DOLAR HARCANDI
3 MİLYAR AVRO İÇİN 2 YIL SONRA İLK ADIM
29 Kasım 2015 tarihinde düzenlenen Türkiye-AB Zirvesinde, Türkiye ile külfet paylaşımı kararı çerçevesinde, Türkiye’de geçici korumadan yararlanan Suriye vatandaşlarına yönelik AB 3 milyar avro mali yardım sağlamayı taahhüt ettiği hatırlatılarak ,"18 Mart 2016 Türkiye-AB Zirvesinde ise söz konusu kaynağın kullanımının hızlandırılmasına ve 2018 sonuna kadar 3 milyar avro tutarında ilave bir kaynağın harekete geçirilmesine karar verilmişti.
BAKANLIK DAĞILIMI
"İlk 3 milyar avro’nun sözleşmeye bağlanması ve kaynağın bir kısmının projelerin uygulamasından sorumlu uluslararası kuruluşlara aktarılması bu kaynağın henüz sahada Suriyelilerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde kullanıldığı anlamına gelmiyor. Maalesef AB mali yardımlarının kullandırılma mekanizmaları hızlı işlemiyor. Yaklaşık 7 yıldır Türkiye’de bulunan Suriyelilerin ihtiyaçları için 30 milyar doların üzerinde ulusal kaynak kullandırılmışken, Kasım 2015 tarihinde AB tarafından taahhüt edilen 3 milyar avroluk kaynağın halen önemli bir kısmı fiili olarak sahada kullanılabilmiş değildir.
SURİYELİLER UZUN YILLAR BEKLEYEBİLİR
SADECE MALİ MESELE DEĞİL
"AB adına yapılan bazı açıklamalarda “sözleşmeye bağlama” ile “sahada harcama” birbirine karıştırılacak şekilde ifade edilmektedir.
Suriyeliler için AB’nin taahhüt ettiği mali yardımlar sadece mali bir mesele değildir. Ülkelerindeki iç karışıklıklardan ve ölümden kaçan insanlara karşı insani bir sorumluluktur. Bu konuda insani hassasiyeti ön planda tutan açıklamalar yapılmasında her zaman fayda vardır.
- AB’den sağlanan Katılım Öncesi Mali Yardımlar bir yandan aday ülkenin farklı alanlarda AB’ye uyum sürecini hızlandırırken, diğer yandan da kamuoyunda AB’ye ilişkin olumlu bir algı oluşmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla mali yardımlar, yani AB projeleri, hem somut çıktılar üreterek ülkemizin AB’ye uyum sürecini artırıyor, hem de Türk halkı bu projeler aracılıyla kendini AB’ye daha yakın hissediyor ve bu süreci sahipleniyor.
Bir yandan Türkiye AB’den uzaklaşıyor derken bu tür kararların alınması, adeta Türkiye’yi AB’den soğutması, AB açısından bir çelişkidir. AB yetkililerinin bunu göremiyor oluşu önemli bir vizyonsuzluk ve stratejik bakış eksikliğidir."