"Türkiye Vagon Sanayi Anonim Şirketi'nin (TÜVASAŞ) Adapazarı ilçesindeki fabrikasında düzenlenen Milli Elektrikli Tren Seti'nin Fabrika Testleri Töreni'nde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, tarihi bir gün yaşandığını söyledi.
Türkiye'nin Milli Teknoloji Hamlesi yolunda katettiği mesafenin bir nişanesi olan milli elektrikli treninin fabrika testlerine başlandığını aktaran Varank, şubat ayındaki ziyaretinde trenin teste hazır hale gelmesi için mühendislerin, emekçilerin nasıl canla başla çalıştıklarına bizzat şahit olduğunu anlattı.
Varank, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecine rağmen TÜVASAŞ'ın emekçilerinin tüm önlemlerini alıp gece gündüz demeden çalışmaya devam ettiğini dile getirerek, "O gayret sayesinde trenimiz mayıs sonunda raylara indi, hamdolsun bugün itibarıyla da fabrika testlerine başlanıyor. Fabrika testlerinin ardından ağustos sonunda yol testlerine geçilecek" dedi.
"Milli elektrikli tren her açıdan gurur tablosu"
Milli elektrikli trenin her açıdan bir gurur tablosu olduğuna işaret eden Varank, "Geçen sene devreye alınan alüminyum gövde üretim, boyama ve kumlama tesisleri sayesinde bugün bu seviyeye gelebilmiş durumdayız.
Şehirlerarası seyahate uygun tasarlanan bu tren, ithal edilen emsallerine göre yüzde 20 daha uygun maliyetle üretilebiliyor. Fakat daha da önemlisi, bizi ziyadesiyle mutlu eden husus, ulaşılan yüksek yerlilik oranı.
Tedarikçilerle birlikte muazzam bir sinerji yakalanmış durumda. Evet, nihai ürün elbette çok kıymetli. Ama bu ürünle birlikte gelişen üretim ekosistemi ve Türkiye'nin kazandığı yeni kabiliyetler belki nihai üründen çok daha kıymetli." ifadelerini kullandı.
Trenin beyni olarak nitelendirebilecek cer sistemi ile tren kontrol ve izleme sisteminin Aselsan'la birlikte gerçekleştirildiğini aktaran Varank, şöyle devam etti:
"Böylelikle ilk defa kritik bir alt sistem, donanım, yazılım ve algoritma içeriğiyle birlikte yerli sanayi tarafından geliştirilmiş oldu. İklimlendirme sisteminden boji şaselerine, iç giydirme ve aydınlatma sistemlerinden vakum tuvalet sistemlerine kadar 30'un üzerindeki bileşen yerli firmalarımızdan tedarik edildi. İşte bu sayede prototip sette yerlilik oranı yüzde 60 oldu. İnşallah seri üretimle birlikte bu oranı yüzde 80'e çıkarmak mümkün olacak."
Bakan Varank, dünyada raylı sistemler sektörünün yıllık pazar hacminin 160 milyar avro civarında olduğunu ve gelecek dönemde hızla büyümesinin beklendiğine dikkati çekerek, Türkiye'yi bu alanda küresel bir oyuncu yapmayı hedeflediklerini söyledi.
"Türkiye raylı sistemlerde büyük bir potansiyele sahip"
Türkiye'nin raylı sistemlerde büyük bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Varank, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hem kendi ihtiyaçlarımızı karşılayıp hem de küresel pazardan çok rahat pay alabiliriz. Bunun yolu bu alanda ölçek oluşturmaktan geçiyor. Gelecek 10 yılda raylı sistemlerde 15 milyar avroluk harcama yapacağız. Bakın bu çok ciddi bir ekonomik ölçek. Dolayısıyla önümüzde raylı sistemler sektörünü geliştirmek için asla kaçırılmaması gereken bir fırsat, dolayısıyla bize yüklenen bir sorumluluk var. Bunu en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Bu alanda atacağımız adımlar, sanayileşme hedeflerimize ve Milli Teknoloji Hamlemize doğrudan hizmet edecek. Belediyeler, kamu kurumları ve özel sektör, eş güdüm halinde, Türkiye’yi raylı sistemler konusunda global bir oyuncu yapmak için ellerini taşın altına koymak durumunda. Burada herkese bir görev düşüyor."
Bakan Varank, hiçbir başarının kendiliğinden gelmediğini vurgulayarak, ülkece gurur kaynağı olan savunma sanayinin geldiği noktanın asla tesadüf olmadığını vurguladı.
"Sayın Cumhurbaşkanımız savunma sanayinde hazır alım modeline 'dur' demeseydi, bugün kendi İHA'larımızı, SİHA'larımızı kullanamaz, milli güvenliğimizi başka ülkelere emanet etmeye devam ederdik." diyen Varank, şunları kaydetti:
"Dünyaya bu alanda örnek gösteriliyorsak, bunun ardında planlama, sıkı takip, güçlü irade ve kararlılık yatıyor. Aynı başarıyı raylı sistemler konusunda da gösterebiliriz. Kamu alımları ve yatırımlarının oluşturacağı kaldıraçla bu alanda yerlileşmeyi hızla başarabiliriz. Yatırımların planlanması ve yerli ürünlerle hayata geçmesi için Sanayi İşbirliği Projelerini en iyi şeklide uygulayabiliriz. Biz Bakanlık olarak bu noktada hiçbir kamu kurumunun sahip olmadığı teknik birikime sahibiz. Raylı sistemler alanındaki kabiliyetlerin atıl kalmaması ve sürdürülebilirliğin sağlanması gerekiyor. Ancak bu şekilde yüksek hızlı tren sistem ve alt sistemlerini kendi imkanlarımızla üretebiliriz. Bu manada; sektöre dokunan kamu ihalelerinin SİP uygulamasına tabi olarak gerçekleştirilmesini oldukça önemsiyoruz.
Şunu çok açık ifade etmek istiyorum; topyekün kalkınma için yerliliği ve milliliği olmazsa olmaz bir ilke olarak kabul etmek, yerli firmalara sahip çıkmak gerekiyor. Raylı sistemlerde ülkemizde gelişmiş kabiliyetler var. Firmalarımız yabancı ülkelerde ihaleler kazanıyor, üretimlerini ihraç ediyorlar. Avrupa'da, Uzak Doğu'da, Durmazlar, Bozankaya gibi firmalarımızın araçları kullanılıyor. İşte bugün TÜVASAŞ, milli elektrikli tren projesinde benzersiz bir adımı geride bırakıyor. Yeni kurulan TURAYSAŞ'ın da sektörde büyük bir güç oluşturacağına inanıyorum. Ekosistemdeki firmalarımız ve tedarikçilerimizin güç birliğiyle sektörde hızla üst basamaklara tırmanabiliriz. Bakanlık olarak bu yöndeki tüm girişimleri önemsiyoruz ve destekliyoruz."
"Bakanlık olarak ciddi destekler sunmaya devam edeceğiz"
Varank, Bakanlık olarak raylı sistemler sektörüne ciddi destekler sunduklarını ve sunmaya devam edeceklerini belirterek, "2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimizde bu sektörün önemini açıkça vurguladık. Yine teknoloji odaklı sanayi hamlesi programımızda da raylı sistemleri öncelikli ürün grubu olarak belirledik. TCDD ve bağlı kuruluşlarının TÜBİTAK enstitüleriyle ortak geliştirdiği ilk milli elektrikli manevra lokomotifini 2015 yılında raylara indirdik. Böylece ülkemizin manevra lokomotiflerinde yurtdışına bağımlılığını tamamen ortadan kaldırmış olduk." diye konuştu.
Bakan Varank, Ekim 2017'de başlatılan diğer bir projeyle de 5000 kilowatt gücünde ilk milli anahat lokomotifini 2022 yılında raylarla buluşturmayı hedeflediklerini aktararak, TÜBİTAK ve TCDD ortaklığında Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü'nü kurduklarını, amaçlarının önce kendi ihtiyacını karşılayan teknolojileri geliştiren, ardından da geliştirdiği bu teknolojileri ihraç eden bir ülke haline gelmek olduğunu dile getirdi.
Pandemiyle birlikte zor bir dönemin geride bırakıldığına işaret eden Varank, şunları söyledi:
"Biliyorsunuz ekonomi cephesinden birbiri ardına sevindirici haberler geliyor. Üretim tarafında; sanayideki elektrik tüketimi, siparişler ve kapasite kullanımı artıyor. İçeride ekonomiye duyulan güven ve yatırım iştahı artmaya devam ediyor. Yurt dışı piyasalara baktığımızda, toparlanma eğilimini görebiliyoruz. Bizim için önemli olan, yukarı yönlü bu gidişatın giderek daha fazla güç kazanması ve kalıcı bir hale gelmesi.
Salgınla birlikte de şunu da gördük; istediğimiz zaman dünyada eşi benzeri olmayan bir seferberlik ruhuyla kimsenin yapamadığını yapabiliyor, başaramadığını başarabiliyoruz. Yoğun bakım solunum cihazı bunlardan biri. Tanı kitleri, aşı ve ilaç alanlarında da ilham verici ve bizleri heyecanlandıran projeler devam ediyor. Salgın döneminde bile açılan fabrikalar, cesaretle yeni işlerin peşinden koşan girişimciler var."
Bugün de milli elektrikli trenin testlerinin başladığını, testlerin durumuna göre milli tren setlerinin yıl içinde milletin hizmetine gireceğini anlatan
Varank, "Bundan sonraki hedef, 200 kilometrenin üstüne çıkan Yüksek Hızlı Tren setlerini üretmek. Milli elektrikli tren projesinde kazanılan yetkinlikler, inşallah, yüksek hızlı trenin geliştirilmesinde işleri çok kolaylaştıracak. Bu gururu bizlere yaşatan TÜVASAŞ'ın kıymetli yöneticilerine, mühendisinden işçisine tüm emekçi kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.
Kısa sürede bu önemli başarıyı sahiplenerek, bu işi liderliğiyle Türkiye'ye kazandıran Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Adil Karaismailoğlu ve ekibini yürekten tebrik ediyorum. Bu başarıda öncü olan Sakarya ve Sakaryalılara teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.