Kovid-19 ile birlikte evde geçirilen zaman artıp internetten alışveriş rutin hale gelince kağıtlar, alışveriş poşetleri, plastik çöplerimiz arttı. Ancak ‘çöp’ denilerek atılan atıklar, doğada uzun yıllar kalıyor, büyük bir çevre kirliliğine yol açıyor. Peki neler yapılabilir?
Koronavirüs (Kovid-19) ile birlikte evlerde geçirdiğimiz zamanda arttı. Haliyle internetten yapılan alışverişlerle birlikte kargolar, kâğıtlar, alışveriş poşetleri, pil, plastik derken evlerde oluşan atık miktarı hayli çoğaldı. ‘Çöp’ deyip attığımız atıklar, doğada uzun süre çözülmeyen nesneler olarak yıllarca varlığını sürdürüyor. Büyük bir çevre kirliliğine neden oluyor.
“En güzel temizlik kirletmemektir” sloganı yıllardır dillerden düşmese de, oluşmasına neden olduğu atıklarla uğraşmak zorunda kalıyor insanoğlu. Ancak bu konuda verilen çabalar çoğu zaman yetersiz kalıyor. Bireyden başlayıp kamu kurumlarına kadar uzanan geniş bir yelpazede verilen “temiz çevre” kavgası evden başlar.
ÇEVREMİZİ KORUMAK HEPİMİZİN GÖREVİ
Evde geri dönüşüm çalışmaları da tam bu noktada doğayı korumak için hepimize; yapabilecek bir şeyler olduğunu gösteren önemli bir fikir olarak karşımıza çıkıyor.
Kullandığımız birçok ürünü; aslında doğrudan çöpe atmak yerine kaynağında doğru ayrıştırmayı gerektiriyor.
Burada en önemli unsur tüketici bilincini arttırmak ve farkındalık oluşturmak.
Yeşili, ağacı, oksijeni ve güzel dünyamızı korumak elimizde. Özellikle hammaddesi yeşil doğa olan kağıdın geri dönüşümü hayati önemde.
Yeni Şafak; önemi gün geçtikçe artan 'Sıfır Atık ve Geri Dönüşüm' konularına dikkat çekmek için dolu dolu yazı dizisi hazırladı. Çalışmamızı; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, sektörde faaliyet gösteren sanayiciler, kâğıt toplama merkezleri, geri dönüşüm tesisleri, tüketici dernekleri ve konunun muhatabı diğer kurumlarla konuşarak hazırladık.
Mesajımız net, konumuz hassas: Çöp deyip geçmeyin… Çöp değil milli servet…
ELBİRLİĞİYLE FARKINDALIK OLUŞTURMAMIZ ŞART
Yapılan araştırmalara göre; Türkiye'de bir evde ayda ortalama 500 liralık geri dönüşüm malzemesi çıkıyor. Avrupa'da temizlik ürünleri için geri dönüşümden yapılan ürünler tercih ediliyor. Hem daha ucuz hem de tekrar geri dönüştürülebiliyor.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği hepimizi etkiliyor. Geri dönüşüm mümkünse sıfır atık konusunda öncelikle evlerden başlamamız gerekiyor. Ardından okullarda verilecek eğitimlerle desteklenmeli.
Kamu kurumları, belediyeler de bu işin önemli bir sacayağını oluşturuyor. El birliği ile farkındalık oluşturarak çevreye saygılı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edebiliriz.
SELÜLOZA 1 MİLYAR DOLAR PARA VERİYORUZ
Kaynağında doğru ayrıştırılmamış veya toplanma ve taşınma esnasında doğru kriterler uygulanmamış ambalaj atıkları kendi ürün gruplarında birebir hammadde olarak kullanılamıyor, yani geri dönüşüm ve geri kazanım süreçleri sekteye uğruyor.
Bir kısmı enerji üretimi için ilgili tesislere yönlendirilirken diğer niteliğini kaybetmiş ambalaj atıkları da istifleyip yok ediliyor. Normalde olması gereken her evde kâğıdı ayırıp, içine kâğıttan başka hiçbir şey koymamak lazım. Yediğimiz pizzanın kutusunu içinde pizza kalmadan bir kenara kutuyu ayırmak lazım. Ülke olarak selüloz maddesine yıllık 1 milyar dolar civarında para veriyoruz. Kaynağında ayrıştırma, doğru planlama ile geri dönüşüm firmalarına kaliteli atık ulaştırırız.
Türkiye’deki yerel yönetimlerle sürdürülebilir ekonomiye artı değer sunabiliriz. Aynı zamanda atıkların çöp şeklinde doğada bırakılmasının oluşturduğu çevresel etkinin azaltılmasının yanında enerji tasarrufu da elde etmiş oluruz.
GERİ DÖNÜŞÜM TESİSLERİNİN ANA KAYNAĞI EVLER
Geri dönüşüm tesislerinin ana kaynağını evler oluşturuyor. Hanelerde doğru ayrıştırma yapılırsa bu uygulama ile diğer toplu ya da bireysel yaşam alanlarına da etki edebilir. Basit uygulamalarla o ambalajların geri dönüşebilir formda teslim edebiliriz. İçinde katı veya sıvı atık bırakmadan durulamak yeterlidir.
Ambalajlar 4 veya 5 ayrı kategoride tasnif edilebilir ama buna imkân yoksa sayı 2’ye indirilebilir. İlk olarak yapmamız gereken şey doğaya zarar vermeyecek ürünleri seçmek, ikincisi de bu ürünlerin atıklarını mümkün olduğunca değerlendirmekten geçiyor. Her gün evlerde yoğurt kabı, içecek şişeleri, konserve kutuları, kavanozlar, marketlerden satın alınan gıda ürünlerinin sarılı olduğu paketler gibi onlarca ambalaj atığı çıkıyor.
Bu konuda birçok kolay geri dönüşüm fikirleri bulmak mümkün. Günlük yaşamınızda tek kullanımlık ve doğaya zarar veren ürünlerden uzaklaşmak önemli.
Plastik kullanımını sınırlandıralım
Günlük yaşamda pratik bir kullanıma sahip olan plastikler doğada kolay kolay dönüşüm döngüsüne girmedikleri için çevre kirliliğine yol açıyor.
Doğa için ciddi bir tehlike olan plastiklerin aşırı kullanımını azaltmak için yapacağımız çok şey var. Örneğin; gün içinde sıklıkla tükettiğimiz suyu plastik şişeden içmek yerine cam şişeler kullanmaya başlayabiliriz. Hatta iş yerine ya da okula götürmek üzere bir cam şişe satın alabilirsiniz. Ayrıca fazlalık olan plastik eşyalarınızı direkt çöp kutusuna atmak yerine evinizin yakınındaki geri dönüşüm kutusuna atmanızı tavsiye ederiz.
Alışverişte tüketici olarak bez çanta, file, bez kese ve hasır çanta kullanabiliriz. Yeniden kullanılabilir bir ürün ile, büyük ölçüde kullan-at plastik poşeti engelleyebiliriz. Aynı zamanda satıcının da kese kâğıdı vermesini, belediyenin bu şekilde yönlendirmesini talep edebiliriz.
AB'den tek kullanımlık plastik ürünlere yasak
Avrupa Birliği (AB) Konseyi, atıklarla mücadele için en sık karşılaşılan tek kullanımlık plastik ürünleri yasaklayan düzenlemeye onay verdi. AB Konseyi, denizler ve kıyılarda en çok bulunan tek kullanımlık plastik atıkların kullanımını yasaklamaya yönelik düzenlemenin kabul edildiğini açıkladı.
Buna göre, uygun alternatiflerin bulunduğu tek kullanımlık plastik ürünler, 2021 yılından itibaren piyasalardan yasaklanacak. Plastik kulak pamukları, çatal-bıçak setleri, tabaklar, pipetler, içecek karıştırıcılar, balon çubukları ve gıda kapları AB ülkelerinde kullanılmayacak. AB üyesi ülkeler, 2029 yılına kadar tek kullanımlık plastik şişelerin yüzde 90'ını toplama hedefi koyacak.
Toplumsal bilinç doğru yaklaşımla oluşur
Ambalaj atıklarını geri kazanmak için, çöplerden (organik atıklar ve geri dönüşmeyen diğer atıklar) ayrı biriktirmemiz ve yeşil kumbara atık ünitelerine atmamız yeterli.
Ambalajları ve geri dönüşebilir diğer atıkları evlerinde ayrıştırarak (organik çöpler ve diğerleri şeklinde) çöp toplama kutularına bırakılması az miktarda da olsa yapılıyor ancak organik çöpler ile birlikte aynı konteynere atılıyor olmaları ve bir şekilde karıştırılmaları bu ambalajların geri dönüşümde kullanımını engelliyor ve kalitesiz bir atık meydana geliyor.
Marketler ve diğer satış noktaları, alışveriş merkezleri ambalaj atığı oluşturdukları için büyük ölçekli ambalaj atığı üreticisi sayılıyor. Bunların yanısıra, tüm işyerleri, okullar, hastaneler, kamu kurumları da ambalaj üreticileridir. Önemli olan bu üretici birimlerin doğru yönlendirilebilmesi. Böylece; sürdürülebilir, geri dönüşebilir ve yeşil ekonomi odaklı bir konsept ile toplumsal bilinç oluşur.
#AB
#Koronavirüs
#Sıfır Atık