Merkez Bankası (TCMB) Naci Ağbal, "2021 Yılında Para ve Kur Politikası" çevrim içi tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, 2021 Para ve Kur Politikası"nın TCMB'nin uygulayacağı para, kur ve likidite politikalarının çerçevesini belirlediğini dile getirdi.
Fiyat istikrarının önemine dair düşüncelerini paylaşan Ağbal, "Fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyüme, istihdam ve toplumsal refahın ön koşuludur. Merkez Bankaları toplumsal refah artışına en büyük katkıyı fiyat istikrarını sağlayarak yaparlar. Bu nedenledir ki TCMB'nin kendisine yasa ile verilmiş görevinin de temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır Fiyat istikrarı ekonomik istikrarın ön koşuludur. Fiyat istikrarını kalıcı hale getirdiğimizde verimlilik ve rekabet gücümüz artacak, yatırım, üretim, istihdam artış gösterecek, Türkiye olarak daha fazla uluslararası sermaye yatırımını ülkemize çekmiş olacağız. Böylelikle, ülkemizin gelişmesi ve kalkınması noktasında önemli ilerlemeler sağlayacağız. Ve insanımızın refahı bu sayede sürekli şekilde artış gösterecektir. Bu açıdan fiyat istikrarını sağlamak hepimizin ortak amacı olmalıdır. TCMB olarak biz bu amaca yürekten inanıyoruz ve enflasyonu düşürmekte kararlıyız" ifadelerini kullandı.
TCMB Başkanı Ağbal, Türkiye'de ekonomik faaliyetin salgına bağlı etkilerle mart ayı ortalarından itibaren zayıflamaya başladığını dile getirerek, "Ekonomideki yavaşlama nisan ayında belirginleşti ve sektörler geneline yaygınlaştı. TCMB bu dönemde salgının ekonomik ve finansal etkilerini sınırlamak amacıyla 2020 yılı mart-mayıs döneminde yaptığı faiz indirimlerinin yanında bir dizi kapsamlı likidite tedbirini de uygulamaya koydu. Bu dönemde maliye politikası ve finansal politikalar aracılığıyla da ekonomiyi destekleyici son derece önemli çok sayıda adım atıldı. Böylelikle yılın ikinci çeyreğinde sert bir şekilde daralan ekonomik faaliyet 3. çeyrekte iç talep kaynaklı belirgin bir toparlanma kaydetti. Hızlı parasal genişlemenin gecikmeli etkileriyle ekonomideki ısınmanın son çeyrekte de belirginleştiği görülmektedir. Krediler ve parasal büyüklüklerde kısa sürede sağlanan bu hızlı genişleme cari denge ve enflasyon görünümünü ise olumsuz etkiledi. Turizm gelirlerindeki düşüş ve ek olarak yabancı sermaye çıkışları, yurt içi yerleşiklerin artan varlık dolarizasyonu ve reel kesimin yabancı para yükümlülüklerini azaltma eğilimini hızlandırmasıyla birlikte cari denge ve finansman görünümü hızla bozuldu" dedi.
2021 yılı enflasyon gelişmeleri ve görünümüne ilişkin değerlendirmeleri de paylaşan Ağbal, yeni yılına girerken başta döviz kuru olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü seyir ve beklentilerdeki yükselişin enflasyonda yukarı yönlü risk oluşturduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Önümüzdeki dönemde, salgına bağlı küresel risk iştahı, ekonomik faaliyetteki olası etkileri ile ücret politikaları ve yönetilen, yönlendirilen fiyatlara ilişkin belirsizlikler enflasyonun seyri bakımından öne çıkıyor.
Ağbal, 2021 yılında uygulayacakları Para ve Kur Politikası’nın operasyonel çerçevesini anlatarak, 2021 yılında para politikasının sade ve anlaşılabilir bir çerçevede oluşturulacağını ve uygulanacağını söyledi.
Bu çerçevede, TCMB’nin temel politika aracının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı olacağını ifade eden Ağbal, “Gecelik faizlerde gün içi oynaklıkların sınırlanması amacıyla kullanılan faiz koridoru ile TCMB’nin nihai kredi merci işlevini gören geç likidite penceresi söz konusu fonksiyonları dışında para politikası aracı olarak kullanılmayacaktır” dedi.
Ağbal, parasal aktarım mekanizmasının işleyişini temin etmek ve makro finansal istikrara ilişkin riskleri sınırlamak amacıyla zorunlu karşılıklar ile diğer Türk lirası ve döviz likidite araçlarının etkin bir şekilde kullanılacağını dile getirdi.
Naci Ağbal, 2021 yılında uygulayacakları Döviz Likidite Yönetimi Politikasına değinerek, 2021 yılında fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda Türk lirası ve döviz likidite araçlarını etkin bir şekilde kullanacaklarını bildirdi.
Ağbal, gelecek dönemde dalgalı döviz kuru rejimi uygulamasına devam edileceğini belirterek, “Kurlar serbest piyasa koşullarında arz ve talep dengesine göre oluşacak, TCMB olarak kurların düzeyini ya da yönünü belirleme amaçlı döviz alım satım işlemi yapılmayacaktır. Diğer yandan döviz piyasasının sağlıklı işleyişi açısından döviz arz ve talep gelişmelerini yakından takip ediyor olacağız. Kurlarda ekonomik temellerden kopuk, aşırı dalgalanmalar görüldüğünde ise alış ya da satış yönünde müdahalelerde bulunulacaktır” diye konuştu.
Ağbal, 2021 yılında reeskont kredi dönüşlerinin rezerv katkısının 21 milyar dolar olmasını öngördüklerini aktararak, bunun dışında rezerv biriktirme amacına yönelik diğer araçları şeffaf bir şekilde belirli bir plan dahilinde uygun koşullarda kullanacaklarını dile getirdi.
Ağbal, Para Politikası Kurulu’nun 2021 yılında 12 toplantı yapacağını bildirerek, para politikası iletişimini şeffaflık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkeleri doğrultusunda güçlendirmenin en önemli çabalarından biri olacağını kaydetti.
Ağbal, paydaşlarla etkileşimin artırılmasının iletişim politikası önceliklerinden biri olacağını ifade ederek, “Bu kapsamda yatırımcılar, analistler ve ekonomistler ile belirli bir takvim çerçevesinde teknik içerikli toplantılara devam edeceğiz. Öte yandan reel sektör temsilcileri ve STK’lar ile bir araya gelerek politika çerçevemizi onlarla paylaşacağız, makro ekonomik görünüm hakkında kendilerine bilgilendirme yapacağız.” diye konuştu.
TCMB olarak fiyat istikrarı yolunda kendilerine düşen sorumluluğun bilincinde olduklarını belirten Ağbal, şunları kaydetti:
“Enflasyon ile mücadelenin en az maliyetle başarıya ulaşması için güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaşları içeren bütüncül bir yaklaşımın da öneminin farkındayız. Enflasyonun ekonomimize ve toplumsal hayata yüklediği maliyetler konusunda farkındalığın artırılması ve enflasyon hedeflerinin tüm paydaşlarca sahiplenilmesini önemli görüyoruz. Rekabete dayalı, kurallı, serbest piyasa mekanizmasının etkin işleyişinin, makro finansal istikrar ve fiyat istikrarı için olmazsa olmaz ön koşullardan birisi olduğunun altını çizmek istiyorum.
Enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal reformların hayata geçirilmesi de fiyat istikrarının sağlanması açısından büyük önem arz etmektedir. Fiyat istikrarının orta ve uzun vadeli kazanımlarına odaklanarak, para politikasında kararlılıkla sıkı duruş sergileyeceğimiz ve enflasyonu düşürerek fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda kazanımlar elde edeceğimiz bir yıla giriyoruz. Bu süreçte ekonomideki tüm gelişmeleri, enflasyon görünümüne dair içerdiği bilgi ve parasal aktarımın etkin işleyişi açısından değerlendirecek ve politika duruşumuzu fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda belirleyerek uygulayacağız.”