Ulaşımda Enerji Verimliliğinin Artırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğinin Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından milyonlarca vatandaşı doğrudan etkileyecek yeni bir dönem resmen başladı.
Süreci yakından takip edenlere göre bundan sonra trafikte hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İstanbul’da öncelikli olarak hangi bölgelerin ‘düşük emisyon alanı’ ilan edilebileceğine dair değerlendirmelerde bulunan uzmanlar araçlar emisyon değerlerine göre hangi köprüyü kullanabileceklerinin dahi değişebileceği görüşünde.
Resmi Gazete yayımlanan yönetmeliği göre belirlenen yerlere araç girişi sınırlandırılabilecek, yasaklanabilecek ya da ücretlendirilebilecek.
Türkiye Elektro Mobilite Derneği Genel Sekreteri Haluk Sayar, Bakanlığın attığı bu adımla trafikte artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir dönemin ilk adımın atıldığına dikkati çekerek, değişikliğin hem büyükşehir belediyelerine hem de ilgili bakanlıklara çok önemli sorumluluklar yüklediğini söyledi.“İçten yanmalı araçlara kısıtlama getirilebilecek”Yönetmelikte belirtilen tedbirlerin alınabilmesi için birçok teknik çalışmanın yapılması ihtiyacına değinen Sayar, ayrıca birçok alt yönetmelik ve tebliğin hazırlanması gerektiğinin altını çizerek şöyle devam etti:
“Türk Toraks Derneği, Dünya Sağlık örgütünün belirlediği limitlere göre yüzlerce noktadan aldığı verilerle Türkiye hava kirliliği haritasını çıkardı ve sürekli olarak ölçümlüyor. İstanbul’da yoğun trafik arterleri ise yine İBB trafik yoğunluğu haritası uygulamasıyla anlık izleniyor. Bu iki veriyi üst üste çakıştırırsak hangi bölgeleri düşük emisyon alanı ilan etmemiz gerektiği ortaya çıkacak.”
Sayar, “E5 ve TEM arası boğaza yakın alanlar en yoğun trafiğe ve hava kirliliğine sahip bölge. Bir anda tüm bu geniş bölgeyi düşük emisyon alanı olarak belirlemek ve trafik yasağı ilan etmek zor olsa da, orta-uzun vadede bunun yapılması gerekiyor” diyerek, şöyle devam etti: