Para ve maliye politikaları kapsamında son dönemde atılan adımların etkisiyle Türk lirası (TL) varlıklara ilgi artarken, bu durum Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) uluslararası rezervlerine de "güçlü şekilde" yansıdı.
Merkez Bankası rezervlerinden kredi risk primine, uluslararası yatırımcıların tahvil talebinden Türkiye'nin kredi notuna kadar birçok alanda önemli iyileşmeler gözleniyor.
Fiyat istikrarının sağlanması için çizilen yol haritası doğrultusunda atılan adımların ardından birçok alanda TL varlıklara yönelik ilgi pozitif yönde ivmelenirken, gelecek dönemde bu ilginin daha da iyileşmesi bekleniyor.
Enflasyonla mücadele kapsamında son 1 yılda 4.150 baz puanlık faiz artırımıyla birlikte Dr. Fatih Karahan başkanlığında TCMB'nin kullandığı etkili iletişim dili ve peş peşe gelen sadeleştirme adımları, hem yurt içinde hem de yurt dışında dikkatleri para politikasında atılan adımlara çekti.
Merkez Bankasının fiyat istikrarı konusundaki kararlılığını yansıtan bu adımlar, dezenflasyonist sürecin başlayacağına ilişkin beklentilerin güçlenmesini sağlarken TL varlıklara olan ilgiyi de pozitif etkiledi.
Son dönemde para ve maliye politikaları kapsamında atılan adımların etkisiyle TL'ye artan ilgi, TCMB uluslararası rezervlerine de "güçlü şekilde" yansıdı.
Yabancı kurumların son dönemde yayınladıkları raporlarda da TL varlıklara yönelik artan ilgi öne çıkıyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, swap hariç net rezervler, 29 Mart 2024'te eksi 65 milyar dolar seviyesinde gerçekleşirken 17 Mayıs ile biten haftada eksi 13,7 milyar dolara çıktı. Bu durum, 47 gün gibi bir sürede swap hariç net rezervlerde 51 milyar doları aşan "çok güçlü bir iyileşme" olduğuna işaret etti.
Öte yandan, Merkez Bankasının 30 Nisan'da 2 milyar 918 milyar dolarla günlük bazda döviz alımında "rekor" kırdığı görüldü.
Swap hariç net rezervlerdeki iyileşme, mart sonundaki yerel seçimlerden sonra hızlandı. Söz konusu gelişmede bir süredir dolar/TL'de öne çıkan "carry trade" fırsatı etkili olurken, Kur Korumalı Mevduat (KKM) büyüklüğü de zirvesinden neredeyse yüzde 50 gerileyerek 70 milyar dolar seviyesine indi.
Son dönemde ekonomi yönetiminin attığı adımlarla yaşanan olumlu süreç, not artırımlarını da beraberinde getirdi. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings ve Standard&Poor's (S&P), Türkiye'nin kredi notunu "B"den "B+"ya yükseltti.
Ülkenin kredi risk primindeki iyileşme de bu gelişmelerde önemli rol oynuyor. Son 1 yıllık dönemde Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), yaklaşık 450 baz puan gerileyerek 264 baz puanla son 4 yılın en düşük seviyesine indi. Böylece Türkiye ile gelişmekte olan ülkelerin CDS ortalaması arasındaki fark yaklaşık 105 baz puana geriledi.
Söz konusu fiyatlamalar TL varlıklara olan ilgiyi önemli oranda artırırken, yurt dışında yerleşik kişilerin 17 Mayıs haftasında Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) stoku 8 milyar 191,1 milyon dolarla son 3 yılın zirvesine çıktı.
10 Mayıs haftasındaki 2 milyar 832,6 milyon dolarlık DİBS alımı da tarihteki en büyük ikinci ve son 11 yılın en yüksek alımına işaret etmişti.
Ekonomi yönetiminin attığı adımlar, ekonomide pek çok göstergede olumlu gelişmelerin yaşanmasını sağlıyor. 12 ay sonrası enflasyon beklentisi mayısta yüzde 33,2'ye inerken, gelecek yıl sonu enflasyon öngörüsü de yüzde 25,61'e geriledi. Mart ayı verilerine göre, yıllıklandırılmış cari açık 31,2 milyar dolara geriledi. Yıllıklandırılmış cari açıkta Mayıs 2023'ten bu yana gerçekleşen iyileşme yaklaşık 26 milyar dolar oldu.