Dünyada helal gıda pazarı hacmini her geçen yıl artırıyor. Dünya helal pazarının potansiyel büyüklüğünün ise 2022 yılına kadar 3 trilyon doları aşması öngörülüyor. Oldukça ciddi bir pazarın oluştuğu bu alanda Endonezya'dan da bir adım geliyor. Endonezya hükümeti 2020 sonrası ülkeye girecek ürünlerde zorunlu hale getirecekleri 'Helal Ürün Sertifikası' uygulaması ile gerçekleşecek olan ithalatta firmaları ayrıştıracak. Uygulamanın başlamasıyla beraber Türk şirketleri içinde büyük bir pazar oluşması bekleniyor. Endonezya ekonomik açıdan da iştah kabartıcı durumda. 3,25 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe sahip ülkeye yapılacak olan ihracatta büyük bir potansiyel mevcut. Ayrıca 260 milyonu aşkın nüfusa sahip olan ülkede bunun yaklaşık yüzde 90'lık kısmını müslümanlar oluşturuyor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye'ye karşı ülkedeki olumlu bakış açısının Türk şirketlerinin işini bir nebze daha kolaylaştıracağı tahmin ediliyor.
Endonezya'da ortaya çıkacak olan potansiyeli değerlendiren Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Endonezya İş Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Hasan Gümüş, şu anda helal sertifikası olmayan ürünlerin de Endonezya pazarına girebildiğine değinnerek, “Ancak tüketicinin tercihi helal sertifikası olan ürünlerden yana olmaktadır. Kısacası tüketiciler helal sertifikası olan ürünleri diğerlerine oranla daha çok tercih ediyorlar” dedi. Endonezya'nın, helal sertifikası prosedürünün kolay alınmadığı bir ülke olduğuna dikkat çeken Gümüş, bu noktada da Müslüman dünyasında var olan bir problemden de bahsedilebileceğini dile getirdi.
Endonezya pazarı'nın Türkiye’nin ihracatı için çok önemli bir pazar olduğunu aktaran Hasan Gümüş, “Ülkenin damak tadına, kültürüne, insanların yaşam tarzına ve hassasiyetlerine uygun ürünlerin üretilerek ihraç edilmesi dikkat edilmesi gereken noktalardan biri. İnsanların tüketim alışkanlıklarının bilinmesi ve ülkeye ihracat yapmadan önce bu alışkanlıklarla ilgili pazar araştırmasının yapılması çok önemli” diye konuştu. Gümüş ayrıca, Endonezya özelinde Türkiye’nin böyle büyük bir pazarda olması noktasında ilgili devlet teşviklerinin arttırılması ve iş insanlarının bu bölgeyi daha yakından tanıması için gerekli ön çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi.