Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Çakar'dan faiz açıklaması: Son çeyrekte indirim sürecine girileceğini düşünüyorum

09:2724/01/2024, Çarşamba
G: 24/01/2024, Çarşamba
AA
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar

Ziraat Bankasının İstanbul Finans Merkezi'ndeki genel müdürlük binasında düzenlenen toplantısında konuşan Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, ''Avrupa ve Amerika'dan çok ciddi kaynak girişi bekliyorum. Son çeyrek içerisinde ülkemizde faiz indirim sürecine girileceğini düşünüyorum'' dedi. Çakar, yıl sonu dolar/TL tahminini ise "39-40 TL" olarak açıkladı.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, TL'nin çok cazip bir ürün olduğunu, dövize yatırım yapmanın önümüzdeki dönem itibarıyla TL'den daha fazla getiri sağlamayacağı konusunda genel bir kanaatin oluşmaya başladığını belirterek, "2025 yılında TL'nin tekrar olağan mekanizmasına, mecrasına döndüğünü göreceğiz." dedi.


Çakar, Ziraat Bankasının İstanbul Finans Merkezi'ndeki genel müdürlük binasında düzenlenen toplantıda, ekonomi ve bankacılık sektöründeki gelişmeleri değerlendirdi, 2024'e ilişkin beklentilerini paylaştı.

Türk bankacılık sektörünün büyüklüğünün 23,5 trilyon lira olduğunu, bunun 2,5 trilyon lirasının öz kaynak, 4,5 trilyon lirasının mevduat dışı kaynak, 15 trilyon lirasının da mevduattan oluştuğunu bildiren Çakar, Türk bankacılık sektörünün çok sağlam bilançoya sahip olduğunu vurguladı.


Kur korumalı mevduat (KKM) hariç Aralık 2022'de TL mevduatın toplam mevduat içerisindeki payının yüzde 38 olduğunu, yüzde 33 seviyelerine inmesinden sonra Haziran 2023'ten bu yana 9 puanlık artış kaydedildiğini, bugün itibarıyla da yüzde 42 seviyesinde bulunduğunu aktaran Çakar, TL'ye dönüş noktasında net bir iyileşme gördüklerini ifade etti.


'Son çeyrekte faizlerin düşüşe geçeceğini düşünüyorum'


Çakar, ''Avrupa ve Amerika'dan çok ciddi kaynak girişi bekliyorum. Son çeyrek içerisinde ülkemizde faiz indirim sürecine girileceğini düşünüyorum'' dedi.


Yabancı paranın toplam mevduat içerisindeki payının Aralık 2022'de yüzde 46 iken, bugün itibarıyla yüzde 40'a düştüğünü bildiren Çakar, şunları kaydetti:

"KKM ve dövizden dönüşümlü kur korumalı mevduat (DDM) toplamı bugün itibarıyla 88-89 milyar dolara düştü. Bir ara 3,4 trilyon lira, yani 126 milyar dolara kadar çıkmıştı. Bugün itibarıyla payı yüzde 16,8'e düştü. TL KKM'nin toplam mevduat içerisindeki payı yüzde 5'e düştü. Muhtemelen bu ay sonu ya da gelecek ay TL KKM bitmiş olur. Halihazırda DDM'nin yüzde 15-20'si standart TL mevduata geçiyor. Merkez Bankası; kur üzerindeki baskı, rezerv hususları dikkate alındığında DDM'nin hemen hızlı bir şekilde bitmesini istemiyor. 2025 yılında DDM'yi konuşmuyor olacağız. DDM tedrici olarak yavaş yavaş azalarak gündemimizden çıkacaktır.


2025 yılında TL'nin tekrar olağan mekanizmasına, mecrasına döndüğünü göreceğiz. Bugün itibarıyla TL çok cazip bir üründür, iyi kazandıran bir üründür. TL, şu anda doğru bir enstrümandır ve çok cazip noktada. Şu anda 2024 yılında TL, en doğru enstrüman gibi gözüküyor."


Sektörün likit varlıklarının 5 trilyon lira civarında olduğunu belirten Çakar, likit varlıkların bu kadar yüksek olmasının temelinde zorunlu karşılıkların olduğunu, zorunlu karşılıkların banka bilançolarının yüzde 15-16'sına tekabül ettiğini söyledi.

Çakar, "Zorunlu karşılıklar, bankacılık sektörü için net bir maliyettir. Maliyet vererek, faiz vererek aldığımız mevduatı şu anda Merkez Bankasında zorunlu karşılık tuttuğumuzda herhangi bir faiz almıyoruz. Zorunlu karşılıklarda en azından bir miktar faiz verilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Çünkü zorunlu karşılık olarak tutulan miktarın payı artmış durumdadır. Bu konudaki talebimizi de ısrarla iletiyoruz. O konudaki müzakerelerimiz devam ediyor." diye konuştu.


Çakar, sektörün enflasyona endeksli kağıtlara iştahının kalmadığını, daha çok sabit faizli kağıtlar istediğini de ifade etti.


Kredi kartlarında düzenleme beklentisi


Geçen yıl kredilerin 11,6 trilyon lira olarak şekillendiğini, 12 aylık değişime bakıldığında kredilerdeki büyümenin 2023 sonunda yüzde 54 olduğunu ifade eden Çakar, "Kredilerde Haziran 2023'te büyüme oranı yüzde 59'du. Yılın ikinci yarısında kredilerde bir yavaşlama söz konusu. Bu özellikle TL kredilerde net olarak görülüyor." dedi.


Ayrışan tek kalemin kredi kartı olduğuna işaret eden Çakar, "Kredi kartları harcamalarındaki artış göze çarpmaktadır. Kredi kartı harcamalarına ilişkin enflasyon etkisini de yönetmek adına burada bir düzenleme olabileceği kanaatindeyim. Bunun birkaç tane yöntemi var; faiz oranı, taksit sınırlaması ya da kişinin harcayabileceği tutar konusu... Bu konuda bir aksiyon alınacağı kanaatindeyim." diye konuştu.


Çakar, 2023'te KOBİ, ihracat, imalat sanayisi ve tarım kredilerinin payında artış olduğunu vurgulayarak, konut kredilerinin düştüğünü, taşıt ve ihtiyaç kredilerinin yatay bir seyir aldığını, kredi kartlarının çok ciddi bir artış eğilimi içerisinde olduğunu gördüklerini söyledi.


Aktif kalitesinde oranın bugün itibarıyla 1,65 olduğunu bildiren Çakar, takipteki kredi oranının makul ve yönetilebilir düzeyde olduğunu kaydetti.

Çakar, "Parasal sıkılaşma ve finansman maliyetleri dikkate alındığında önümüzdeki dönemde takip oranlarının bir miktar artacağını söyleyebiliriz. Bu, asla kredi kalitesinin çok bozulduğu ve bozulacağı anlamına gelmiyor. Bankacılık sektöründeki aktif kalitesi asla bozulmayacak ama makul bir artış olacak. Çok negatif bir durum beklemiyorum." diye konuştu.


"Bilanço sağlığını koruma noktasında bir zafiyet yok"


TBB Yönetim Kurulu Başkanı Çakar, sektörün, tahsili gecikmiş alacaklar için yüzde 80 oranında özel karşılık ayırdığını belirterek, "Yakın izlemede, yani ikinci grupta sınıflandırılan krediler için ise yüzde 32 civarında karşılık ayırmış durumdayız. Tecrübemiz yakın izlemedeki, yani ikinci gruptaki kredilerin yüzde 20'sinin takibe gittiği yönündedir ama sektör yüzde 32 oranında karşılık ayırmış durumda. Bu anlamda bilanço sağlığını koruma noktasında bir zafiyet yok." dedi.


Türk bankacılık sektöründe yapılandırılmış kredi tutarının 503 milyar lira olduğunu, bunun da toplam kredilerin yüzde 5'ine tekabül ettiğini bildiren Çakar, kredi kalitesine bakıldığında, takip oranının bir miktar artacağını, bunun yönetilebilir durumda olduğunu, bilanço itibarıyla da baskı yaratacak bir durumda bulunmadığını söyledi.


"Finansal erişim noktasında sorun yok"


Finansal erişim noktasında sıkıntı olmadığını, özellikle TL tarafında KKM ve kredi talebinde yaşanan yavaşlama dolayısıyla TL likiditede artış yaşandığını dile getiren Çakar, şunları kaydetti:

"Son zamanlarda yabancı para kredi konusunda talep var. Firmalarımız yabancı para kredi kullanıyor. Döviz kazandırıcı geliri olana döviz kredisi verebiliyoruz. Çok doğru bir düzenleme. Finansal erişim noktasında sorun yok. Bu finansman maliyetleri, yatırımı zorlaştıran finansman maliyetleridir ama biz bir geçiş aşamasındayız. Yatırım yapacak olan müşterilerimizin bugünden itibaren fizibilitelerini, altyapılarını, hazırlıklarını doğru yapmaları önemlidir. Yılın ikinci yarısı itibarıyla faiz eğrisi aşağı yönlü olacak, değişken faizli olarak önümüzdeki dönem itibarıyla yatırım kararlarını almaya başlayabilirler. Bu yılın sonu ve gelecek yılın başı itibarıyla da çok rahat yatırım yapılabilir bir dönem yakalayacağız inşallah."


Türkiye'nin büyümesinin finansmanını bankacılık sektörünün yaptığını, yüzde 35-40 civarındaki kredi büyümesinin Türk bankacılık sektörü için normal olduğunu belirten Çakar, 2025'te faizlerin aşağı yönlü olacağını söyledi.

Sektörde sermaye yeterlilik oranının yüzde 18 civarında olduğunu hatırlatan Çakar, bir soru üzerine, enflasyon muhasebesi uygulandığında bankaların sermaye yeterlilik rasyolarına 100 baz puanlık olumlu katkıda bulunacağını ifade etti.


"Makroihtiyatı tedbirlerin önümüzdeki dönem itibarıyla kademeli olarak kaldırılacağını düşünüyorum"


Bugün itibarıyla sermaye anlamında sıkıntıda olan bir banka bulunmadığını vurgulayan Çakar, Merkez Bankasının makroihtiyatı tedbirlerinin önümüzdeki dönem itibarıyla kaldırılacağını düşündüğünü kaydetti.


Çakar, "Makroihtiyati tedbirlerin 2025 yılında gündemimizde olmayacağını düşünüyorum. Bunun takvimini belirleyecek olan Merkez Bankası rezervleri, uluslararası konjonktür, enflasyonun durumudur. Rezerv kompozisyonu, önümüzdeki dönem itibarıyla makroihtiyati tedbirlerin kaldırılması, normalleştirilmesi ve sadeleştirilmesi konusunda belirleyici olacak. Artık piyasada hayat normalleşiyor. Bizim gündemimiz artık iş olmalı. Yılın ikinci yarısı itibarıyla Türk bankacılık sektöründeki gündemin artık müşteri, iş, bilanço, proje olacağını düşünüyorum." şeklinde konuştu.


Bireylerin döviz talebinin normal seyrinde olduğunu belirten Çakar, düşük faiz ortamında şirket bilançolarının çok iyileştiğini, o dönem bazı firmaların da yeniden yapılandırma ile ülke ekonomisine kazandırıldığını söyledi.

Futbol kulüplerinin borçlarının yapılandırılmasına ilişkin bir soru üzerine Çakar, yapılandırmanın devam ettiğini, şimdiye kadar taksitleri aldıklarını bildirdi. Çakar, "Bazı kulüplerde borçların tamamının neredeyse ödenmesi noktasına gelmiş durumdayız. Futbol kulüplerinden paramızın tahsilinde sorun yaşanmasını öngörmüyoruz." dedi.


"Enflasyonun üzerinde bir kur beklentisi olmayacak"


Alpaslan Çakar, yaptırımlara ilişkin görüşmelerinin olup olmadığının sorulması üzerine, bankacılık sektöründe uyum mekanizmasının çok iyi olduğunu vurgulayarak, "Türk bankacılık sistemindeki tüm bankalar bu kural setine uygun hareket ediyor. Tamamen uluslararası normlarla tam entegre hareket ediliyor. Uluslararası normlara muhalif bir pozisyon alma durumu hiçbir zaman söz konusu olmadı." diye konuştu.


Rusya-Ukrayna Savaşı'nın etkilerinin uzun süre devam edeceğini düşündüğünü ifade eden Çakar, "Onun için ülkeler arası ticari ilişkileri korumak önemli ama kural seti içerisinde hareket edeceğiz." dedi.


Çakar, TL'nin cazip olmasıyla ilgili, "TL niye cazip? Çünkü dövize yatırım yapmanın önümüzdeki dönem itibarıyla TL'den daha fazla getiri sağlamayacağı konusunda genel bir kanaat oluşmaya başladı. Yani enflasyonun üzerinde bir kur artışı beklentisi olmayacak. Borsa çok ciddi bir yatırım aracı. TL cinsinden faiz oranı, doğru bir alternatif olmaya başladı." değerlendirmesinde bulundu.


"Ziraat Bankası olarak dijital banka kuruyoruz"


TBB Yönetim Kurulu Başkanı Çakar, öz sermaye karlılığının yüzde 30 civarında olacağını öngördüklerini belirterek, enflasyona endeksli kağıtlar dolayısıyla karlılıkta özellikle ilk yarı itibarıyla azalma olacağını, vade yapısı nedeniyle faiz giderleri artarken kredi gelirlerinin eş oranlı artmadığını, bunun ilk yarıda karlılıklar üzerinde bir baskı yaratacağını söyledi.


Finansal kapsayıcılığın iyi olduğunu, henüz bankacılık sektörüyle tanışması gereken yüzde 10-15 civarında müşteri kitlesi bulunduğunu, bunun ciddi bir potansiyel oluşturduğunu, bu kesimin de finansal sisteme katılmasıyla bilanço büyüklüklerinin daha da artacağını vurgulayan Çakar, dijital bankacılığın önemine işaret etti.


Çakar, "Ziraat Bankası olarak şimdi dijital banka kuruyoruz. Faaliyet iznini inşallah kısa zaman içerisinde alacağız. Belli bir noktaya kadar geldi. Yazılımı bitirdik. Kuruluş izni almıştık. BDDK denetimleri başlayacak." dedi.

Aralık 2023'te uzaktan müşteri ediniminin şubeden müşteri edinimini geçtiğini aktaran Çakar, Ziraat Bankasında 15 milyon müşterinin internet ve mobil bankacılığı kullandığını söyledi. Çakar, banka müşterilerinin yüzde 7'sinin şube kapısından içeri girdiğini belirtti.


Çakar, Ziraat Bankası olarak tarımsal kredilerde 450 milyar liraya ve 1 milyon müşteriye ulaştıklarını bildirdi.

#Alpaslan Çakar
#Türkiye Bankalar Birliği
#Faiz