
Türkiye, Akkuyu Nükleer Güç Santrali ve küçük modüler reaktör yatırımlarıyla sadece temiz enerji üretimine değil, aynı zamanda sanayi ve ekonomik bağımsızlığına da güçlü bir zemin hazırlıyor. Dünya Nükleer Birliği (WNA) Genel Müdürü Sama Bilbao y Leon, “Türkiye kendi enerji kaderini kontrol altına alıyor” dedi.
Türkiye, enerji alanında tarihî bir eşiğe yaklaşıyor. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ilk ünitesinin devreye alınmasına gün sayılırken, nükleer enerji yalnızca karbon salımını azaltacak temiz bir elektrik kaynağı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin sanayileşme hamlesine ve ekonomik bağımsızlığına da güçlü bir destek sağlıyor. Dünya Nükleer Birliği (WNA) Genel Müdürü Sama Bilbao y Leon, hem Akkuyu’nun stratejik önemine hem de küçük modüler reaktörlerin (SMR) gelecekte Türkiye için yaratacağı fırsatlara dikkat çekerek, “Türkiye kendi enerji kaderini kontrol altına alıyor” şeklinde konuştu.
YÜKLENİCİLERİN ÇEŞİTLİLİĞİ ETKİLEYİCİ
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin Türkiye için sadece temiz enerji değil, aynı zamanda ekonomik ve sanayi kalkınmasında da önemli bir rol oynayacağını vurgulayan Leon, “Akkuyu NGS tamamlandığında Türkiye'deki elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 10'unu karşılayacak. Böylece, Türkiye için sadece karbonsuz elektrik sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda sosyoekonomik kalkınmayı ve sanayileşmeyi hızlandırmada çığır açan bir fırsat olacak” ifadesini kullandı. Projeye dair izlenimlerini paylaşan Leon, birkaç yıl önce düzenlenen ilk yakıt teslim törenine katıldığını hatırlatarak, “Projeye katılan yüklenicilerin çeşitliliğinden inanılmaz derecede etkilenmiştim. 1. Güç Ünitesi’ni devreye almaya çok yakınız” ifadelerini kullandı.
YERLİ İŞ GÜCÜNE FIRSAT
Enerji güvenliği konusuna değinen Leon, küresel koşulların ülkeleri daha bağımsız olmaya zorladığını dile getirerek, “Karmaşık bir jeopolitik ve jeoekonomik dönemdeyiz. Her ülke, özellikle enerji alanında mümkün olduğunca bağımsız olmaya çalışıyor. Bu yüzden nükleer enerji çok iyi bir seçenek. Türkiye bu yönde ilerliyor ve kendi enerji kaderini kontrol altına almak için büyük bir fırsata sahip” dedi. Leon, nükleer enerji yatırımlarının sadece teknoloji transferi değil, aynı zamanda yerli iş gücünün gelişimi açısından da stratejik olduğunun altını çizerek, “Türkiye’nin istediği endüstriyel büyümeyi ilerletecek yeterli enerjiye sahip olması için bu kararlar çok kritik” dedi.

Taşınabilir nükleer devrimi
- Küçük modüler reaktörlerin (SMR) enerji dünyasında yarattığı heyecana da dikkat çeken Leon, “Onları farklı kılan ve bence büyük bir fırsat olan teslimat modelleri. Boyutları değil, bu reaktörleri nasıl konuşlandıracağımız önemli. Modülerler ve muhtemelen bir fabrikada seri olarak üretilecekler. Yani, Akkuyu gibi büyük bir nükleer güç santralinin büyük bir altyapı projesi olduğu bir projeden, bir ürüne geçeceğiz" ifadelerini kullandı. Leon, bu reaktörlerin maliyet açısından da daha erişilebilir olduğunu belirtti.
Dünya nükleere yöneldi
- Küresel nükleer kapasite görünümüne ilişkin değerlendirme yapan Bilbao, "Küresel nükleer kapasiteyi en az üç katına çıkarma hedefimiz var. Bir ay kadar sonra Dünya Nükleer Görünüm Raporu'nu yayınlayacağız. Rapor önümüzdeki 25 yıl için nükleer kapasite geliştirme beklentilerinin neler olduğunu açıklayacak. Yani, 2050 yılına kadar küresel nükleer kapasiteyi üç katına çıkarma hedefine çok yakın olduğumuzu düşünüyorum. Ama bu doğrusal bir hedef değil. Sanırım ilk beş yıl içinde daha yavaş bir büyüme göreceğiz" dedi.