Gündemden düşmeyen çiftçi eylemleri tartışması devam ediyor. Domates ve salçalık biber gibi ürünlerde yoğunlaşan tartışmanın asıl sebebi olarak, rekolte yüksek olunca sözleşmesi olmayan üreticilerin mahsüllerini istediği fiyata satamaması gösteriliyor. Domates, salçalık biber, kavun, karpuz gibi belli başlı ürünlerde, bu yıl yüksek rekolte yakalanmasına rağmen, talep düşük kalınca çiftçiler sesini duyurmak için mahsülü tarlada bırakma eylemi yapıyor. Tarladan sofraya uzanan zincirde, ürünün fiyatının ortalama 5'e katlanmasına da tepki gösteren çiftçiler, kâr elde edememekten şikayet ediyor.
Domates üreticileri, fiyatları dengelemek için uygulanan ihracat kotası sonucu hasadın tarlada bırakıldığını dile getiriyor. Çiftçiler, tarlada domates fiyatının geçen seneye kıyasla 4 liradan 1,8 liraya kadar gerilediğini belirtiyor. Türkiye’de ağırlıklı olarak Balıkesir ve İzmir’de üretilen salçalık domatesin, üretim maliyeti 2,5 liraya kadar çıkarken, tarlada ise 2 liradan alıcı buluyor.
Yurt dışına ihracatı da kotaya takılan üreticiler, iç piyasada arz fazlası sebebiyle düşen fiyatları telafi etmek adına ihracat sınırlamasının kaldırılmasını talep ediyor. Domates üreticileri iç piyasada fabrikalarla yılın başında anlaşarak alım sözleşmesi imzalıyor. Fakat, yıl başında ihracat sınırlandırmasından dolayı salçalık domates alımı yapan fabrikalar da, alım miktarını sınırlandırdı. Hal böyle olunca hem yurt dışı pazarında hem de iç piyasada kısıtlanan üreticiler, mahsüllerini toplayamayacak duruma geldiklerini söylüyor.
Sebze ve meyvede marketlerde karşılaşılan yüksek fiyatlara vatandaşlar tepki gösterirken; kurulan aracı zincirinde kaybeden, üretici ile tüketici oluyor. Üretici ürünü maliyetine satarken; araya eklenen komisyon, harç, kâr ve vergiler ile yaşanan fire vatandaşa fahiş zam olarak yansıyor. Öte yandan, tarımda yaşanan krizin çözümü gıda tedarik zincirinin kısaltılması olarak gösteriliyor. Çiftçiler, tarımda hem üreticiyi hem de tüketiciyi korumak için ürünlerini pazarlayacak satış noktalarına ihtiyaç duyuyor. Bu sayede üreticiler girdi maliyetlerini daha kolay karşılarken, kazancını da katlıyor.
Gıda tedarik zincirini kısaltmak adına bu zamana kadar birçok fikir ortaya atılırken, en somut adım ise birkaç gün önce Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından atıldı. ‘Haydi Tarladan Sofraya’ projesi, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı çiftçiler ile tüketiciler arasında doğrudan bir bağ kurarak, hem üreticiye hak ettiği kazancı sağlıyor hem de tüketiciye daha uygun fiyatlarla kaliteli ürünler sunuyor. Bu kapsamda, ilk etapta belirlenen 5 satış noktası, üreticilerin ürünlerini doğrudan vatandaşlara ulaştıracak. Böylece tarlada üretilen ürün hızlı bir şekilde sofralarda olacak. Aynı zamanda Konya’nın Meram ilçesindeki Melikşah Pazar Alanı’nda her hafta cumartesi günleri 'Yerli Ürün Pazarı' kuruluyor. Bu pazarda çiftçiler, kendi yetiştirdikleri ürünleri doğrudan tüketiciye sunuyor. Böylece çiftçiler doğrudan tüketiciye ulaşarak gelirini artırma imkanı yakalıyor.
Geçen yıl özellikle domates ve biberde verimin yüzleri güldürdüğünü vurgulayan AK Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey, “Bu yıl daha fazla alana ekim yapıldı. Sözleşmeli tarım yapan işletmeler, sözleşmeye uygun davranmalı. Tarım Bakanlığı, çiftçiyle sözleşme yapıp, uymayan işletmeler hakkında inceleme yapıyor. Çiftçinin taleplerine kulaklarımızı kapatmamız söz konusu olamaz” dedi.
İstanbul Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Sabri Özer, tarlada 2 lira olan domatesin tezgahta 15-16 liraya çıktığını belirtti. Üreticilerin mahsüllerini elden çıkarmak istediğini söyleyen Özer, "Zarar eden çiftçi malını döküyor ya da dağıtıyor. Aksi halde yevmiye ödeyecek ve cebinden para çıkacak, zarar edecek. Çiftçinin sorunlarını çözmeliyiz yoksa üretim durur” diye konuştu.
Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çakmak ise, “Her yıl tarlada ürünler kaldı diye haberler yapılıyor. Bu haberler doğru çünkü üretim planlaması yok. Bazı ürünlerin üretimi arttı, fiyat düşüklüğü oldu. Domateste ihracata kota koyuldu. Başka ülkelere kaydı. Üretici 3 liraya sözleşme yapıyor ama ürün 2 liraya pazarda bulunuyor. Üretici, girdi maliyetlerinin azalmasını istiyor” ifadelerini kullandı.
Mustafakemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Mehmet Aydemir de, çiftçilerin zarar ettiği için mahsülün tarlada kaldığını dile getirdi. Aydemir, şunları söyledi: “Ürettiğimiz malın yüzde 80’ini ihraç eden bir ülkeyiz, yüzde 20’sini de iç pazara veriyoruz. Zamansız bir şekilde kota koyulması dış pazarımızı bitirdi. En büyük pazarımız da Irak’tı. Bunu başka ülkelere kaptırdık, rekabette maalesef geri kaldık.”