İstanbul'da bir şirkette iş güvenliği uzmanı olarak çalışan kadın, hamile olduğuna ilişkin rapor sunduktan iki gün sonra işten çıkarıldı.
"Çalışma arkadaşlarıyla uyum ve iletişim problemleri yaşadığı, yöneticisiyle saygı çerçevesine uymayan konuşmalar yaptığı" gerekçesiyle işten çıkarılan kadın, gerçek sebebin hamile kalması olduğunu ileri sürerek, ayrımcılık tazminatı ve fazla mesai ücreti alacaklarının tahsili istemiyle dava açtı.
İşveren ise işten çıkarılma nedenleri arasında hamileliğin bulunmadığını öne sürdü.
Davaya bakan İstanbul 3. İş Mahkemesi, iş akdinin davacının hamileliği nedeniyle kötü niyetli olarak feshedildiğine ilişkin yeterli delil bulunmadığına hükmederek tazminat talebini reddetti.
Hukuk alanında geçerli olan "eşit davranma ilkesi"nin iş hukuku bakımından işverene, iş yerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir neden olmadıkça farklı davranmama borcu yüklediğine işaret edilen kararda, işverenin çalışanlar arasında keyfi biçimde ayrım yapmasının yasaklandığı vurgulandı.
Kararda, İş Kanununun 5. Maddesinde "Eşit davranma ilkesi" başlığı altında çeşitli hükümlere yer verildiğine işaret edildi.
İşverenin eşit davranma borcuna aykırı davranmasının yaptırımlarına aynı maddede değinildiği kaydedilen kararda, somut olayda, kadın işçinin iş yerinde olumsuzluklara neden olan bir çalışmasının bulunmadığı, çalışmalarının yöneticisi tarafından takdir edildiği de belirtildi.
Hastane yazısıyla hamileliğin işverene bildirilmesinden iki gün sonra iş sözleşmesinin feshedildiği kaydedilen kararda, hamilelik nedeniyle davacı kadının iş sözleşmesinin feshedildiği, ayrımcılık tazminatının koşullarının oluştuğu vurgulandı.