Özel bir bankada şube müdürü olarak çalışan yönetici, fazla mesai ücreti almadığını, hak etmiş olduğu prim ödemelerinin yapılmadığını iddia ederek iş sözleşmesini tek taraflı feshetti.
Davalı banka avukatı, davacının satış baskısının, müşterilerden haksız kesinti yapılmasının gibi nedenlerle İş Kanunun 24. maddesi uyarınca haklı fesih gerekçesi teşkil etmeyeceğinden feshin istifa niteliği taşıdığını öne sürdü. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Davalı banka avukatı kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi itirazları reddetti. Davalı banka kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Oy birliği ile alınan kararda; işyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçinin; görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı vurgulandı. Üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceği hatırlatıldı. Bu tür durumlarda yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğacağı dile getirildi. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararında şu ifadelere yer verildi: "O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir. Somut olayda davacının davalı işyerinde son alarak Şube Müdürü olarak çalıştığı anlaşılmakla; tanık beyanlarına istinaden, davacının aylık 7,5 saat fazla mesai yapmış olduğu kabul edilerek fazla mesai ücreti alacağı hesap edilmiştir. Dosya içeriğine göre; davacının davalı bankada Şube Müdürü olarak görev yapması sebebiyle bulunduğu yerde en üst düzey yönetici sıfatıyla çalışmış olduğu, yetki alanı gereğince çalışma düzenini kendisinin belirleyebilecek konumda olduğu anlaşılmakla, fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde verilen kabulüne dair karar hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir."