Yeni Şafak’ın önceki gün gündeme getirdiği ‘Hasta-yaşlı mamasında vurgun şüphesi’ başlıklı haber sektörde ses getirdi. Enteral ürün gruplarında hastanın ihtiyacı olmadığı halde adına talep açılmasından, kullanılmayan ürünün el altından ikinci kez satışına kadar ciddi suistimallerin yapıldığını anlatan sektör temsilcileri, bu ürünlerin yerli üretimi konusunda da ise ithalatçı firmalara önemli fırsatlar sağlandığını dile getirdi.
Stratejik bir tıbbı malzeme olan enteral ürünlerin yerli üretimi konusunda getirilen imkanların da bu firmalarca suistimal edildiğini kaydeden sektör yetkilileri şu tespiti yaptıları: “Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK), enteral ürünlerin ‘hiç yerlisi yok’ diyerek, bu ürünleri ithal eden firmalara belirli bir takvim dahilinde, tamamının değil ama üretimi daha kolay belirli ürünlerine yerlileştirme şartı getirdi. O takvimin sonu da geçtiğimiz Mayıs sonunda doldu. Ancak halen hiçbir yerli üretim yapılmadığı gibi, bugüne kadar bu konuda herhangi bir girişimin olmadığı anlaşıldı.”
Bu durum üzerine TİTCK’nin yerlileşme şartını sağlamayan ithalatçı firmaların ürünlerinin kullanımına yasaklama karar verdiğine dikkat çekildi. Bu kez firmaların da bazı devlet hastanelerinde kendilerine bağladıkları yöneticiler üzerinden TİTCK’ya baskı kurmaya başladığını anlatan sektör yetkilileri, firmaların 2018 yılı Mayısından sonra teslim edilecek süreyi kapsayan ihale aldığını hatırlattılar. Sektör yetkilileri, “Şimdi TİTCK devlet hastanelerine bu ihaleleri sonlandırın dediğinde devlet hastanesi yetkilileri TİTCK’ya, ‘İhale gereği ben bu malı almalıyım. Yerlileşmeyi sağlamadığı gerekçesiyle firmanın ithalatını yasaklarsanız, ihale yükümlülüğünü yerine getiremez. Ben de sağlık hizmetinde sıkıntıya düşerim. Yerlileşme süresini bir müddet uzatın’ baskısı uyguluyorlar” ifadesine yer verdiler.