Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türk firmalarının hem üretim kapasitesini artıracak hem de cari açığın azalmasına önemli katkılar sunacak yeni bir "Yerli Malı Tebliğ Taslağı"nı sektörün görüşlerini almak üzere yayımladı. Hazırlanan tebliğ taslağı, her bir sanayicinin sahip olduğu yerli katkı oranı aralığında finansal kaynaklara ve ürünlere ulaşabilmesini öngörüyor. Halihazırda, 10 yıldır yürürlükte olan mevcut tebliğ, yerlilik oranı fark etmeksizin üreticilere aynı şartlarda krediye erişim imkanı tanıdığı için başta Sivil Toplum Kuruluşları (STK) olmak üzere yüksek oranda yerli üretim yapan sektör tarafından sıklıkla eleştiriliyordu. Söz konusu talepleri dikkate alan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, yeni bir “Yerli Malı Tebliğ Taslağı” üzerinde çalışıp piyasanın görüşüne açtı.
Taslak tebliğde; sanayi, yazılım, gıda, tarım, hayvancılık ve maden ürünleri için yerli katkı oranı hesaplama sistematiği yeniden tanımlandı. Yerli katkı oranı yüzde 91-100 olanlar için yerli malı belge sınıfı A, yerli katkı oranı yüzde 81-90 olanlar için yerli malı belge sınıfı B, yerli katkı oranı yüzde 71-80 olanlar için yerli malı belge sınıfı C, yerli katkı oranı yüzde 61,70 olanlar için yerli malı belge sınıfı C ve yerli katkı oranı yüzde 51-60 olanlar için de yerli malı belge sınıfı E olacak şekilde düzenlendi. Belirlenen kademeli sınıflandırmaya göre; yerli üretim oranı yüksek olan sektörler hem kamu alımlarında ayrıcalıklı tercih hakkı elde edecek hem de daha düşük oranda kredi ile güçlü üretim kapasitelerine erişebilecek ve hatta müşterilerine ürünlerini kolay ulaştırabilecek.
Hazırlanan taslak çalışmayla, Türkiye’nin Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında kendi yol haritasını oluşturarak, dijitalleşmenin öncü ülkelerinden biri haline gelmesi hedefleniyor. Yerli Malı Tebliğ Taslağı’nda uygulanması amaçlanan politikalar, ülkemiz sanayisinin uluslararası arenada rekabet gücünü artıracağı gibi, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını daha da ileriye taşıyacak özgün ürünlerin desteklenmesini kolaylaştıracak.
Hazırlanan yeni tebliğ detaylı olarak incelendiğinde yerli katkı oranının hesaplanmasında üretilen ürünün TÜR Belgesi ( Türkiye sınırları içinde yapılan Ar-Ge ve yeniliklerle ortaya çıkan ürünü gösteren belge) olması durumunda ilave 10 puan yerlilik katkı oranı hesaplamasına ekleniyor. Ayrıca yurt içinden temin edilen ürünlerin ithal olup olmadığı hakkında MENŞE kontrolü de yapılacak.
Tebliğin yürütülmesinden sorumlu bakanlık, yerli katkı oranını hesaplamasında dikkate alınan tüm süreçleri denetleme, doğrulama ve yerindelik denetimlerini bizzat kendisi yapmaya veya yaptırmaya yetkili olacak. İlgili görevlendirilmiş teknik uzmanlar tarafından yapılacak incelemeyle teknik özellikleri, üretim süreçleri ve üretim reçetelerindeki girdiler, tebliğe uygun olmayan konular yerli katkı oranı hesaplamalarında dikkate alınmayacak.
Yerli katkı oranının hesaplanmasında nihai ürün maliyet tutarları içeriğinde bulunan şu üç değer dikkate alınacak: “1-Doğrudan ve dolaylı malzeme giderleri, 2-Ürünle ilgili doğrudan ve dolaylı işçilik giderleri, 3-Ürünle ilgili temel giderler kalemlerinde piyasa şartlarında ortalama değerleri.”
Piyasa şartlarının çok üzerinde gider bildiriminde bulunan firmaların katlandıkları gider katsayıları ( örneğin; adam/saat ücreti, benzer hammadde edinme giderleri ) ile Türkiye’de üretim yapan dış sermayeli firmaların katlandıkları gider katsayıları arasındaki dikkate değer farklılıklar yine teknik uzmanlar tarafından incelenmeye tabi konular olacak.
"Yerli Malı Taslak Tebliği”ne ilişkin değerlendirmelerde bulunan sanayi sektörü temsilcileri, “Ülkemizde kamu alımları 4734 Sayılı Kanun İhale Kanunu ile yapılıyor. Bu kanunun 63/C bendine göre, mal alımları ihalelerinde yerli malı teklif eden firmalar lehine yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanabiliyor. Ancak yüzde 51 yerlilik belgesine sahip firmalar ile yüzde 90 üzerinde yerlilik oranına sahip firmaların aynı yüzde 15’lik fiyat avantajına sahip olması adil bir yaklaşım değil. Bu sebeple yeni bir Yerli Malı Tebliği’ne ihtiyaç vardır ve acil olarak yerli üreticiler lehine bir tebliğ yayımlanmalıdır” görüşünü savunuyor.
2023 yılındaki 29 bin 300 mal alımı ihalesinin sadece 2 bin 842 adedinde yüzde 9,7 fiyat avantajı uygulandı. Türkiye’de üretim yapan yerli sanayicinin temel yaklaşımı; mevcut Yerli Malı Tebliği’nin rekabet ortamını engellediği ve ihalelere katılım hevesini kırdığı yönünde. Bu sebeple, yüzde 9,7’lik oran cari açık için oldukça yetersiz kalıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre; geçen yıl 4 bin 393 firma tarafından 15 bin 536 adet ürün için yerli malı belgesi alındı. Sanayi Bakanlığı Sicil Bilgi Sistemi’nde kayıtlı 168 bin 263 sanayi firması dikkate alındığında geçen yıl işletmelerin sadece yüzde 2,61’inin yerli malı belgesi aldığı görüldü.
Sanayi, yazılım, gıda, tarım, hayvancılık ve maden ürünleri gibi alanlarda milli üretim yapan firma temsilcileri, “Yerli üretimin desteklenmesi, yurt içi istihdam, cari açığın hızla kapatılması, kamu ve özel şirket alımlarında yerli malı kullanımlarının artırılması, rekabet şartlarında eşitliğin ve şeffaflığın sağlanması için yerli ve milli bir “Yerli Malı Tebliği” çalışmasında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca atılan bu adımı destekliyoruz. Finansal iç kaynakların yerli ve milli üreticiler lehine kullanılmasına katkı sağlayacak bu tebliği hızlı bir şekilde tüm unsurlarıyla uygulamanın üretimlerinde önemli bir sıçrama oluşturacağına inanıyoruz” dedi.