İsrail'in kurucu örgütleri tarafından 9 Nisan 1948'de Kudüs'ün batısındaki Deyr Yasin köyünde 254 Filistinli sivilin öldürüldüğü Deyr Yasin katliamının acısı Filistinlilerin hafızasında tazeliğini koruyor.
Katliamdan kurtulmayı başarabilen az sayıdaki tanığın daha sonra anlattıkları, 9 Nisan 1948'de yaşanan dehşeti gözler önüne serdi.
Buna göre, 8 Nisan’da Filistin direnişinin komutanlarından Abdulkadir el-Hüseyni’nin şehadet haberinin duyulmasıyla köy halkı, Yahudilerin o gece köye saldırabileceğini düşünerek nöbet tutmaya başladı.
Gece yarısı Deyr Yasin köyünü basan teröristler, anons yaparak halktan köyü terk etmelerini istedi. Ancak bunun için mühlet tanımadan evleri yakmaya başladılar, dışarı çıkmaya çalışanları da ateş açarak öldürdüler.
Köydeki bütün erkekler ise öldürüldükten sonra su kuyularına atıldı.
Katliamdan çok az sayıda sivil yaralı kurtuldu. Yaralı kadın ve çocuklar olayın ardından çırılçıplak soyularak araçlara doldurulup Yahudi yerleşim birimlerinde dolaştırıldı.
Yahudi terör örgütlerinin köye düzenlediği katliamdan kurtulmayı başaran katliamın son tanıklarından, bugün 84 yaşında olan ve Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yaşamını sürdüren Umm Usame, o gece köylerine düzenlenen saldırıyı şöyle anlatmıştı:
"Evimiz üç katlıydı, babamla birlikte ağabeyim de nöbet tutuyordu. Yahudiler şafak vaktine doğru, sabah ezanının okunmasıyla birlikte köye indiler. Araçları yoktu. Köyün etrafını kuşattılar. Kimsenin köyden kaçmasını istemiyorlardı. Hepimizi öldürmeye gelmişlerdi."
Çatışmanın başlamasıyla kadın ve çocuklar kaçacak yer aradı ancak çok azı teröristlerin mermilerinden kurtulabildi.
Umm Usame, babasının diğer eşi, ağabeyi ve diğer çocuklarla evlerinin arka penceresinden halasının evine, oradan da Ain Karem köyüne kaçarak katliamdan kurtulduğunu anlattı.
Katliamdan sadece bir ay sonra David Ben-Gurion, İsrail devletinin kuruluşunu ilan etti.
Katliamı gerçekleştirenlerden Menahem Begin, 1977-1983 yıllarında İsrail Başbakanı oldu. Begin, "Eğer ‘Deyr Yasin zaferi’ olmasaydı, İsrail devleti de olmazdı." diyerek saldırının meşruluğunu savunmuştu.
Yerel gözlemcilere göre söz konusu katliam, Filistinli Araplar ile Yahudiler arasında o dönem zaten var olan nefrete yenilerini ekledi ve Filistin halkının hafızasında silinmez bir yer edindi.
İsrail yönetimi, 1948'de Yahudi terör örgütlerince yerle bir edilen köyü 1980'de Givat Shaul adıyla yeniden inşa etti ve tarihin en korkunç katliamlarından birine sahne olan Deyr Yasin'deki köyün cadde ve sokaklarına katliamı gerçekleştiren teröristlerin adını verdi.
Filistinliler ise 1948'de kaybettikleri katliam kurbanlarını her yıl çeşitli etkinliklerle anmaya devam ediyor.