Akkuyu Nükleer AŞ'nin genç mühendisi Musa Oğuzhan Demir, "Mersinli olduğum için ülkeme ve şehrime hizmet edebilme adına, aynı zamanda projenin büyüklüğüne inandığım için böyle bir karar aldım. Beni burada farklı kılan şey, memleketimde çalışacak olmak. Evimizle santralimiz yan yana. Bu büyük bir mutluluk veriyor bana. Bu teknolojiyi Türkiye'de geliştirmekle sorumluyuz. Geleceğe aktarmak yine bizlerin elinden olacak" dedi.
Demir, geçen yıl martta Rusya Ulusal Nükleer Araştırma Üniversitesinde (MEPhI) nükleer enerji mühendisliği alanında 6,5 yıl süren eğitimini tamamlayarak mezun oldu.
Dünyanın ilk nükleer santralinin bulunduğu Rusya'nın Obninsk şehrinde eğitimlerini tamamlayan öğrenciler, geçen yıl mayısta Akkuyu Nükleer AŞ'nin Ankara ofisi ve Mersin'deki santral sahasında göreve başladılar.
Şirketin Lisanslama ve Kamu Kurumları ile İlişkiler Direktörlüğünde genç uzman olarak çalışan Demir, soruları yanıtladı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Matematik Bölümü ikinci sınıf öğrencisiyken 2011'de gördüğü bir gazete ilanıyla hayatının değiştiğini söyleyen Demir, zorlu bir sınav ve mülakatın ardından Rusya'ya gidecek ilk öğrenci grubunda yer aldığını ifade etti.
Demir, Rusya'da nükleer mühendisliği eğitimi alma kararının kolay olmadığını belirterek, "Yeni bir hayata başlayacaksınız. Yeni bir kültürle tanışacaksınız. Türkiye'de kazandıklarınızı geride bırakmak, böyle bir maceraya atılmak biraz zor. Mersinli olduğum için ülkeme ve şehrime hizmet edebilme adına, aynı zamanda projenin büyüklüğüne inandığım için böyle bir karar aldım." dedi.
Mersin'in Türkiye'nin ilk nükleer şehri olacağına işaret eden Demir, "Beni burada farklı kılan şey, memleketimde çalışacak olmak. Evimizle santralimiz yan yana. Bu büyük bir mutluluk veriyor bana ve beni daha özverili çalışmaya itiyor." diye konuştu.
Demir, ailesinin nükleer enerji alanında eğitim alma kararını ilk günden beri desteklediğini belirterek, "(Arkandayız oğlum) dediler. Bu da benim için büyük bir güven kaynağıydı. Bu konuda aslında benimle beraber kendilerini de eğitmeye başladılar. Sürekli haberleri takip ediyorlar." ifadesini kullandı.
Rus eğitim sisteminin çeşitli zorlukları olduğunu vurgulayan Demir, şunları söyledi:
"Öğretmenlerle olan ilişkilerimiz, sınav sistemine olan adapte durumu yıllar geçtikçe kolaylaştı. Yeni bir kültüre alışmak, buna adapte olabilmek kolay değil ama bizim şöyle bir avantajımız vardı, 50 kişiydik. Her türlü zorluğa da beraber göğüs gerdik."
Demir, 70 yıldan uzun süredir nükleer teknolojisini kullanan Rusya'nın bu alanda bir ekol olduğunu, bu nedenle Rusya'da eğitim görmelerinin önemli olduğunu dile getirerek, "Bu teknolojiyi Türkiye'de geliştirmekle sorumluyuz biz. Geleceğe aktarmak yine bizlerin elinden olacak." dedi.
Oğlunun Rusya'ya gitme sürecini anlatan baba Muhammet Demir de "Oğlum bana Akkuyu Nükleer Güç Santralinin mülakatı için Ankara'ya gideceğini söylediğinde, hayırlısını dilemiştim. 'Sen ne istiyorsun?' diye sorduğumda 'çok istiyorum bunu baba.' demişti. Gitti ve geldi. Ülkemize ve memleketimize faydalı olacağını düşünüyorum. Türkiye'nin ilk nükleer mühendislerinden olması bizim için çok ayrı bir gurur." diye konuştu.
Baba Demir, yurt dışında aldığı eğitimin oğluna çok şey kattığını belirterek "Aldığı eğitimin hayatını ve bakış açısını değiştirdiğine inanıyorum. Oğlumuzun ülke ekonomisine fayda sağlayacak Akkuyu Nükleer Güç Santraline katkı verecek olması gurur verici bir durum." ifadesini kullandı.
Anne Fatma Demir de Rusya'dayken oğluyla görüntülü arama yoluyla görüşerek hasret giderdiklerini söyledi.
Fatma Demir, şunları kaydetti:
"Onun memnun olduğunu görünce mutlu olduk. Oğlumla gurur duyuyorum. Zaten başarılı bir öğrenciydi. İyi ki başvurmuş ve gitmiş. Bu durum bizim için gurur kaynağı. Böyle bir projede çalışmak ve ilk olmak gurur verici. Bu, o zamanlar Türkiye için çok önemli bir projeydi. İstihdam olanağı, Türkiye'de ilk olacakları düşüncesi, Türkiye ekonomisine fayda sağlayacak bir nükleer santralde çalışacak olması en büyük etkenler arasındaydı."
Türkiye ve Rusya arasında 2010'da imzalanan anlaşma kapsamında Mersin'in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli bölgesinde kurulacak santralin ilk reaktörünün temeli 3 Nisan 2018'de atıldı. Reaktörün 2023'te devreye alınması hedefleniyor.