
Kayseri'nin Develi ilçesinde dağın yamacına kayalar oyularak inşa edilen Öksüt Kalesi, en az 2 bin yıllık olduğu değerlendirilen geçmişiyle adeta zamana meydan okuyor.

Develi dağlarının yamacında kayaların oyularak en az 2 bin yıl önce yapıldığı belirtilen fakat Hitit dönemine kadar da uzanabileceği değerlendirilen Öksüt Kalesi, aradan geçen yıllara rağmen halen ayakta duruyor.
Roma ve Selçuklu dönemlerinde farklı amaçlarla kullanıldığı bilinen kale, içinde oda şeklindeki yerleşim yerleri, havuzları, su kanalları, hayvan barınakları, güvercinlik ve ibadet yerleriyle adeta bir şehri andırıyor.

Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Kayseri Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, Öksüt Kalesi'ne çıkılmasının ve ulaşılmasının çok zor olduğunu söyledi.

"En az 2 bin yıllık tarihlendirmeden bahsetmek mantıklı"
Yapının hangi dönemde inşa edildiğine dair farklı bilgiler olduğunu belirten Özsoy, şunları kaydetti:
"Hititler zamanından kaldığına veya Hitit kabartmalarının olduğuna dönük bazı söylentiler var. Bu söylentiler üzerinden bir tarihlemeye gidiliyor. Bütün duvarlarının ve resimlerinin incelendiği, haritasının yapıldığı bir çalışma yok. 1998 yılında Prof. Dr. Bilge Umar hocanın bir çalışması var. Kapadokya kitabında burayla ilgili bir bölüm geçiyor. Prof. Dr. Bilge Umar hocanın söylediği gibi Hititler dönemine tarihlendirilebilir. Yer altı şehri olarak düşündüğümüzde ise malum Kapadokya'da yer altı şehri demek 2 bin yıllık bir tarih demektir. Yani her ikisini birleştirdiğimizde en az 2 bin yıllık tarihlendirmeden bahsetmek mantıklı."

Özsoy, İbni Bibi'nin bir eserinde Öksüt Kalesi'nin Selçuklular zamanında hapishane veya zindan olarak kullanıldığı bilgisine yer verildiğini de aktardı.

Kalenin bugüne kadar ulaşmasının önemli olduğunu vurgulayan Özsoy, şöyle devam etti:
"Erciyes'in güneyinde yer almasından dolayı Kayseri'nin önemli destinasyon noktalarından birisi olmaya aday. Ünik (Tek, eşi olmayan) bir yapıya sahip diyebiliriz çünkü çok katlı. Malum 10 kattan bahsediyoruz. Bazı yerlerde katlar arasında geçişler var. Muhtemelen yukarıda platodan aşağıya dereye kadar katmanlı bir inişten de söz etmek mümkün. Tünellerin, yaşam yerlerinin, mutfakların olması çok önemli. Yapısal olarak baktığımız zaman ayrıca tahmin ediyorum ki fethedilemeyen ender kalelerden biri olma özelliğinde."
Yöre halkından Murat Aytaş da yapıda halen keşfedilmeyen bölümler olduğunu dile getirdi.
Muhakkak görülmesi gereken bir kale olduğunu anlatan Aytaş, "Buranın içinde yüzlerce oda var. Sütunlar, merdivenler, su yolları, havuzları var. Buranın turizme açılmasını istiyoruz. Odaların hepsi iç içe geçiyor. Ön tarafına yıldırım düştüğü için çıkması zor. Burada tahminen 200-300, belki daha fazla oda var. İçeride 100 metrekare olan odalar mevcut. Böyle tarihi yapının köyümüzde olması bizi heyecanlandırıyor." diye konuştu.

"Tabiri caizse Hitit döneminin gökdeleni"
Nezir Ötegen ise Develi dağları eteklerinde bulunan Öksüt Kalesi'nin yaklaşık 1700 metrelik rakımda bulunduğunu söyledi.
Öksüt Kalesi'nin ilçe için çok değerli olduğunun altını çizen Ötegen, "Burası saklı şehir gibi. Buranın yer altı şehri statüsünden ziyade yer üstü yerleşim birimi olarak tescillenmesi ve turizme kazandırılması gerekiyor. Burası Develi Dağları diye geçiyor. 10 kat olan yerler var. Tabiri caizse Hitit döneminin gökdeleni. Buranın turizme kazandırılması ülke turizmi açısından çok önemli." dedi.






