19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla İstanbul Valisi Davut Gül, yemek programında gazi ve yakınlarıyla bir araya geldi. Bakırköy’de özel bir otelde düzenlenen yemeğe Eski Savunma Bakanı Hulusi Akar, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ali Sivri, Kuzey Deniz Saha Komutanı Tümamiral Rafet Oktar, İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, gazi ve aileleri katıldı. Program öncesi Ataköy 5. Kısım Ömer Durak Camii İmamı Mustafa Kızıloğlu Kuran-ı Kerim okudu.
"Şehitlerimizin yakınlarını kardeş olarak görüyoruz"
İstanbul Valisi Davut Gül, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, gazilik unvanının verildiği 19 Eylül bütün ülkemizin her tarafında Gaziler Günü olarak kutlanmaktadır. Bu vesileyle de zaman zaman yaptığımız gibi sizlerle bir araya gelmek istedik. Katılımlarınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyoruz. Her birimizin bütün mesai arkadaşlarım adına söylüyorum sadece bir kürsü konuşması olarak değil 7/24 her birinizin emrinde olduğumuzu tekrardan hatırlatmak istiyorum. Bizlere bu vatanı bırakan şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Şehitlerimizin yakınlarını birer kardeş, birer abi, birer abla olarak görüyoruz. Siz kıymetli gazilerimize sağlık, sıhhat, afiyetler diliyoruz" dedi.
"Türk silahlı kuvvetleri bunlara layık değil"
Eski Savunma Bakanı Hulusi Akar, gaziler günü dolayısıyla şehit olan gazileri anarken, hayatta olanlara sağlıklı bir yaşam diledi. Akar, gazi ve şehitlere önem veren Türkiye kadar başka bir ülke olmadığını da söyledi. Akar, "Bizim buradaki yaptığımız mücadelede gerçekten hiçbir ülkede, hiçbir ordunun göstermediği kadar büyük bir hassasiyetle, büyük bir dikkatle masum insanlara zarar vermemek için, çevreye zarar vermemek için, hiç kimseye teröristler dışında herhangi bir şekilde müdahalede bulunmamak, hiçbir ordunun, hiçbir devletin almadığı kadar hem planlama safhasında hem de icra safhasında azami tedbir alınmaktadır, alınıyor, alınacak. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın. Fakat bazı kendini bilmezler insani ve vatandaşlık değerlerini kaybeden bazıları maalesef hem insani değerlerini kaybetmiştir hem de vatandaşlık değerlerini kaybetmiştir. Utanmadan, sıkılmadan alçakça Türk Silahlı Kuvvetlerine iftira edebiliyorlar, laf atabiliyorlar. Binlerce defa tekrar tekrar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ne yapıp, ne yapmadığı çok açık ve seçik bir şekilde kamuoyunda paylaşılmış olmakla beraber maalesef bazıları bir yerlerden aldıkları talimatlar çerçevesinde bazılarının yönlendirmesiyle aynı şeyleri tekrar tekrar temsilen tekrarlıyorlar. Bu gerçekten büyük bir alçaklıktır, büyük bir şerefsizliktir. Türk Silahlı Kuvvetleri bunlara layık değil" dedi.
"Hiçbir şekilde haklarımızı çiğnetmedik çiğnetmeyeceğiz"
Hulusi Akar, son terörist etkisiz hale getirilene kadar son sürat çalışacaklarını belirterek, "Avrupa Birliği'nin Avrupa Parlamento raporları işte Türkiye'ye karşı kışkırtıcı sözler söylüyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar biz kendi 7 iklim, 3 kıtada at koşturmuş, adaleti, istikrarı, medeniyeti, bütün önemli olanlara taşımış olan atalarımızdan aldığımız ilhamla gerekirse biz kendi kriterlerimizle, İstanbul kriterleriyle, Ankara kriterleriyle yola devam edeceğimizi sayın Cumhurbaşkanım açıkça söyledi. Bu yoldan da bizim herhangi bir şekilde dönmemiz söz konusu değil. Bizim herhangi bir şekilde itilmeye tahammül etmeyeceğimizi, edemeyeceğimizi herkesin bilmesi lazım.
Bunun dışında bizim Ege'de, Doğu Akdeniz'de, Kıbrıs'ta hak ve menfaatlerimiz var. Yani bu konuda da bizler hiçbir şekilde kimsenin hakkını yemeden, kimsenin hakkını çiğnemeden, kimsenin toprağında gözü olmadan, hakkında gözü olmadan fakat diğer taraftan da uluslararası hukuk çerçevesinde hakkımız neyse, iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde yapılması gerekenleri yaptık, yapacağız. Biz dostluk diyoruz. Biz diyalog diyoruz. Bir barış diyoruz. Görüşmeler yoluyla ben sorunların çözülmesi diyorum. Fakat diğer taraftan da hiçbir şekilde haklarımızı çiğnetmedik, çiğnetmeyeceğiz" diye konuştu.
"İsveç Natoya girsin bizim için sorun değil; Fakat İsveç'in taahhütleri var"
İsveç'in NATO’ya girme süreciyle ilgili konuşan Akar, "Avrupa Birliği, NATO, işte İsveç konuşuyorlar, görüşüyorlar. Biz burada kişilik ve kimlikli politikalarla ülkemiz ve milletimizin 85 milyon, 88 milyonun hak, hukukunu savunuyoruz.
Cumhurbaşkanımızın yapmaya çalıştığı şey bu. Ülke için çalışılıyor, bu millet için çalışılıyor ve onlara çok açık ve net bir şekilde kendi politikalarımız çerçevesinde isteklerimizi, ihtiyaçlarımızı, düşüncelerimizi, görüşlerimizi taleplerimizi ilettik, iletiyoruz. İsveç NATO'ya girsin, bizim için sorun değil. Fakat İsveç'in taahhütleri var; bize verdiği taahhütler var, Madrid’de verdiği taahhütler var bunları yerine getirsin diyorum. Bunlar ahlaksızca 2 milyar insanın kutsal kitabına, Kuran-ı Kerim'e karşı büyük bir saygısızlık gösteriyorlar, terbiyesizlik gösteriyorlar. Cumhurbaşkanımıza karşı, Türkiye'ye karşı ağza alınmaz laflar söylüyorlar. Bunların hepsi bir tarafa bırakılıyor. İsveç NATO'ya girsin. Girsin, fakat görevlerini yapsın. Böyle dostluk olur mu? Böyle ittifak olur mu? Böyle müttefiklik olur mu? diyoruz biz. Dolayısıyla bizim politikalarımız gayet açık. İnşallah bu istikamette çalışmak suretiyle Türkiye'nin çok da ileri gitmesi için omuz omuza tek yürek gayretlerimizi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.