Yılmaz, "Burada tek eksiğimiz, hijyenik kadın pediydi. Bize verilen malzemelerin içine koymamışlar, ben de ihtiyacımdan fazla olanı koridoruma bıraktım. Karşı koridora da aynı şekilde. Bizim karşı koridora geçmemiz yasak ama bir polis beyden rica ettim, iki koridora da paylaştırdım fakat sonuç olarak biz burada çok fazla kişi yaşıyoruz ve birbirimizden haberimiz yok. Tek eksiğimiz ped, bu düşünülmemiş. Bunu paylaşırken bir not yazıştım. Sonra onun üzerine bir hanımefendi teşekkür etmiş not ile mesela. Demek ki buna bir ihtiyaç var, bu belirtilmesi gereken bir durum ki temin edilebilsin" ifadelerini kullandı.
Koronavirüs salgını nedeniyle uçuşların durdurulduğu Almanya'dan gelerek Güngören'deki karantina yurduna yerleştirilen Başak Nur Yılmaz yaşananları anlattı. O anlar, yurtlarda kalanların kamerasına da yansıdı. Kandil günü ise görevlilerin odaları dolaşarak çiçek ve kandil simidi de dağıttığını dile getiren Yılmaz, "Onun dışında bize sürekli yemek geliyor. Sabah, öğle, akşam sürekli yemek yiyoruz. Sürekli kapımız çalınıyor, sağ olsunlar o konuda kimseyi sıkıntıda bırakmıyorlar. Yemekler gayet lezzetli, güzel. Tatlı, yoğurt, meyve, ara öğünler geliyor. Burada kalan şeker hastası ve ihtiyarlar için dikkat edildiğini düşünüyorum yemeklere. Buranın en keyifli saatlerinin çay saatleri olduğunu düşünüyorum" dedi.
17 Mart'ta Düsseldorf'tan İstanbul'a gelerek Fatih Sultan Mehmet Öğrenci Yurdu'nda karantinaya alınan 23 yaşındaki Başak Nur Yılmaz karantina günlerini şu sözlerle anlattı:
"Burada çok güzel şeyler oluyor öncelikle, yavaş yavaş birbirimizle dayanışmaya başladık. Kimse kimseyle görüşmüyor ama birbirimize bazı yardımlarda bulunuyoruz, güzel sözler söylüyoruz. Görünce artık selamlaşmaya başladık. O yüzden iletişim açısından güzel oldu. İlk gün yemek konusunda bir aksaklık oldu ancak sonra hiçbir sıkıntı olmadı. Dün 4. günüydü karantinanın ve odalarımızı temizlediler. Kapının, pencerenin kollarını yerleri temizlediler. Gayet güzeldi, bizim açımızdan iyi oldu. Bize de zaten genel temizlik malzemeleri verildi, isteyen istediği zaman kendi de temizleyebiliyor"
Görevlilerin 3 öğün yemek servis ettiğini ve günde bir kere de çay verildiğini söyleyen Yılmaz, şu şekilde açıklamada bulundu:
"Onun dışında bize sürekli yemek geliyor. Sabah, öğle, akşam sürekli yemek yiyoruz. Sürekli kapımız çalınıyor, sağ olsunlar o konuda kimseyi sıkıntıda bırakmıyorlar. Yemekler gayet lezzetli, güzel. Tatlı, yoğurt, meyve, ara öğünler geliyor. Burada kalan şeker hastası ve ihtiyarlar için dikkat edildiğini düşünüyorum yemeklere. Buranın en keyifli saatlerinin çay saatleri olduğunu düşünüyorum. Günün belirli zamanında genellikle 12.00 gibi, bir görevli koridora termos ile çay bırakıyor. Çay içiyoruz. O gerçekten güzel oluyor, günde bir kere sıcak bir şey içmiş oluyoruz."
Kandil günü ise görevlilerin odaları dolaşarak çiçek ve kandil simidi de dağıttığını dile getiren Yılmaz, "Onun dışında biz iyiyiz, en azından koridorda selamlaştığım insanlar bir mutsuzluk ibaresi göstermiyorlar. Evde kalın, gerçekten biz burada nasıl kalıyorsak aynı şekilde evde kalın. İnşallah bu günleri atlatacağız" dedi.
Yılmaz, "Burada tek eksiğimiz, hijyenik kadın pediydi. Bize verilen malzemelerin içine koymamışlar, ben de ihtiyacımdan fazla olanı koridoruma bıraktım. Karşı koridora da aynı şekilde. Bizim karşı koridora geçmemiz yasak ama bir polis beyden rica ettim, iki koridora da paylaştırdım fakat sonuç olarak biz burada çok fazla kişi yaşıyoruz ve birbirimizden haberimiz yok. Tek eksiğimiz ped, bu düşünülmemiş. Bunu paylaşırken bir not yazıştım. Sonra onun üzerine bir hanımefendi teşekkür etmiş not ile mesela. Demek ki buna bir ihtiyaç var, bu belirtilmesi gereken bir durum ki temin edilebilsin" ifadelerini kullandı.