Kütahya'nın Domaniç ilçesine bağlı Çarşamba köyünde bu yıl 740'ıncı kez düzenlenen Hayme Ana'yı Anma ve Göç Şenlikleri'ne katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Sizlere olan bağlılığımız, Kıbrıs Türk insanının Türkiye'ye olan bağlılığı, hürmeti ve dolayısıyla gelecekte de beraber olabilmek ve tarihimizi yazabilmek, büyük milletin evlatları, neferleri olarak bu mücadeleyi taçlandırmak bizim görevimizdir, bize tarihin verdiği sorumluluktur” dedi.
Domaniç ilçesine bağlı Çarşamba köyünde başlayan programa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kütahya Valisi Ali Çelik, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, AK Parti Kütahya milletvekilleri İshak Gazel, Ceyda Çetin Erenler, Ahmet Tan, MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, CHP Kütahya milletvekili Ali Fazıl Kasap ile köye gelen binlerce kişi katıldı.
Duaların ardından türbenin anı defterine Tatar "Hayme Ana'mızın huzurunda bulunmaktan büyük bir huzur duymaktayım. Ertuğrul Gazi, Osman Gazi'nin anne ve nineleri, Osmanlı'nın da Kıbrıs Türkü'nün de ecdadı, aynı soydan gelen Kıbrıs Türkü adına sevgi, saygı ve hürmetlerimi sunar, büyük milletimizin bekası ve geleceği için geçmişimizi anmak, soyumuzun önemi ve mücadelemizin bilinci ile Hayme Ana'mızın başarıları, bir kadın olarak yaptıklarının ölümsüzleştirilmesi çok anlamlı. Mekanı cennet olsun" yazdı.
Tatar ve beraberindekiler daha sonra programın yapılacağı alana geçti. Buradaki halkı selamlayıp, stantları ve kıl çadırları gezen Tatar, vatandaşlardan 'Mağusa Limanı' türküsünü dinledi.
Tatar programda, törene katılan binlerce kişiye seslenerek birlik ve beraberlik mesajı verdi.
Tatar, Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından artık Kıbrıs'ta yan yana yaşayan iki ayrı egemen devlet anlayışının ve siyasetinin yerleştirilmesi için bir mücadele verdiğini söyledi.
Seçilmesinden önce 50 yıldır bir federasyon kurulması temelinde bir anlaşma müzakerelerinin yürütüldüğünü belirten Tatar "Çünkü yıllardır, benim cumhurbaşkanı seçilmemden önce, 50 senedir federasyon temelinde bir anlaşma için yapılan o sürekli müzakerede oynanan oyunun ne olduğu ortaya çıkmıştır.
Oda federasyon çatısı altında çoğunluğun azınlığı yöneteceği ve dolayısıyla Avrupa Birliği içerisinde olacak olan Kıbrıs federal cumhuriyetindeki Kıbrıs Türkleri ile Anadolu'nun, Türkiye'nin bağlarının kopartılması ve dolayısıyla bin yıllık tarihimizde verdiğimiz mücadelenin Doğu Akdeniz boyutuyla bizlerin arasının kopartılmasıyla Türkiye'mizin, Türk ulusunun da Doğu Akdeniz'deki hakları, çıkarları ve dolayısıyla tüm Akdeniz'e hakimiyetinin bir bakıma anlamsızlaştırılması. Böyle bir oyuna gelmeyeceğimizin, artık doğru siyaset, egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan iki devletin iş birliğiyle ancak bir anlaşmanın olabileceği.
Dolayısıyla bugün, bu anlamlı törende Hayme Ana’mızı anarken geçmişimize baktığımızda büyük ulusumuzun mücadelesinde verilen gerçekten yürekli çabalara ve millet olarak geleceğimiz için bu coğrafyada refahımız için, gelecek nesillerin bekası için büyük milletin geleceği için hep birlikte birlik ve beraberliğimizi koruyabilmek ve çağın gerekleri neyse Kıbrıs’ta şu anda İHA’larla, SİHA’larla Doğu Akdeniz’de hakimiyet ve dolayısıyla KKTC egemenlik temelinde varlığını devam ettirmesi, büyük milletin arzusu ve temennisi, sizlerle bugün Kütahya’da bölgesinde Domaniç’te buluşmanın büyük bir huzurunu yaşıyorum" dedi.
Kıbrıs Türk insanının Türkiye'ye olan bağlılığının, tarihin verdiği bir sorumluluk olduğunu anlatan Tatar, şöyle devam etti:
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının mücadelesi, 1071'deki Malazgirt Zaferi'nin ardından Anadolu'nun bir Türk yurdu olarak tescillenmesinde önemli bir yeri var. Kurtuluş kutlu olsun. İnşallah gelecek yıllarda 100'üncü yıl dönümünde sizlerle beraber olmak ve büyük milletin başarılarını kutlamak ve ona göre mesajları vermek gönlümden geçendir, temennimdir.
Sizlere olan bağlılığımız, Kıbrıs Türk insanının Türkiye'ye olan bağlılığı, hürmeti ve dolayısıyla gelecekte de beraber olabilmek ve tarihimizi yazabilmek, büyük milletin evlatları, neferleri olarak bu mücadeleyi taçlandırmak bizim görevimizdir, bize tarihin verdiği sorumluluktur."
Konuşmaların ardından mehter takımı, atlı sporcular ve halk oyunları gösteri yaptı, temsili olarak göç yürüyüşü düzenlendi.