
Yıllardır salonlarımızı süslüyordu, meğer zehir saçıyormuş... “Ağlayan çiçek” olarak da bilinen difenbahya, Bursa’da yaşayan Meryem Can’ın başına adeta kabus gibi çöktü. Zehirli özsuyu nedeniyle konuşma yetisini geçici olarak kaybeden genç kadın, “Evinizde bu çiçek varsa derhal çöpe atın!” diyerek yaşadığı yaşadıklarını sosyal medyada anlattı. Difenbahya bitkisi, yüzyıllar önce okların ucuna koyuluyor, hatta köleleri susturmak için bile kullanılıyordu. Peki bu bitki ne kadar tehlikeli? İşte detaylar.

Göz alıcı yapraklarıyla evlerde dekoratif bir unsur olarak kullanılan difenbahya, bu kez zehriyle gündeme geldi. Halk arasında "ağlayan çiçek" olarak bilinen bitki, Bursa’da yaşayan dijital içerik üreticisi Meryem Can’ın başına adeta dert oldu. Talihsiz kadın, yaşadığı tehlikeli zehirlenmeyi sosyal medya hesabından detaylarıyla anlattı.

ÇİÇEĞE DOKUNDU KEKEME OLDU
Meryem Can, difenbahyanın gelişmiş ve öne doğru eğilmiş gövdesini düzeltmek isterken bitkinin ortadan ikiye kırıldığını, o sırada içindeki sıvının yüzüne ve ağzına geldiğini aktardı.
Aloe vera benzeri bir yapıya sahip olduğu için ilk etapta endişelenmeyen Can, yüzünü elleriyle, ağzını ise diliyle temizlediğini belirtti. Ancak kısa süre içinde dilinde yanma hissi başladığını, ardından da aşırı salya akıntısı yaşadığını söyledi. Durumu fark eden ailesiyle birlikte acil servise başvuran Can, doktorların şaşkın bakışları arasında konuşamaz hale geldiğini, kekeme gibi olduğunu, dilini istemesine rağmen içeri çekemediğini ifade etti.

ÇOCUK OLSAYDI SONUÇLARI DAHA AĞIR OLACAKTI
Yapılan testler sonucunda herhangi bir yutma olmadığı anlaşıldı ve kan değerleri temiz çıktı. Ancak sağlık çalışanı olmayan ya da küçük bir çocuk olsaydı, sonuçların çok daha ağır olabileceğini vurguladı. Bitkinin zehirli olduğundan ne kendisinin ne ailesinin ne de sağlık çalışanlarının haberi olduğunu belirtti.

BİTKİNİN ÖZSUYU ZEHİRLİ
Bitkiyle ilgili dikkat çekici bilgiler paylaşan Farmasötik Toksikoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, difenbahyanın yapraklarından zaman zaman su damlacıkları sızdırması nedeniyle "ağlayan çiçek" olarak adlandırıldığını, ancak bu durumun bilimsel olarak açıklanamadığını belirtti. Halk arasında bu etkilerin, bitkinin sahibi öldüğünde ortaya çıktığına inanıldığını ama bunun bilimsel bir dayanağı bulunmadığını söyledi.

Bitkinin ismini, 1830’lu yıllarda Viyana’daki Schönbrunn Kraliyet Sarayı Bahçeleri’nin baş bahçıvanı olan Joseph Dieffenbach’tan aldığına dikkat çeken Aydın, bu bitkinin Brezilya’dan Avusturya’ya getirildiğini ve genellikle dekoratif yaprakları için yetiştirildiğini belirtti.

Difenbahyanın özsuyunun zehirli olduğunu ve kalsiyum oksalat içerdiğini vurgulayan Aydın, özellikle çocuklu evlerde dikkatli olunması gerektiğini ifade etti. Bitkiyle temas esnasında, özellikle ağız ve göz çevresine sıvının kaçmaması gerektiğini söyledi.

OKLARI ZEHİRLEMEK KÖLELERİ SUSTURMAK İÇİN KULLANILIYORDU
Prof. Dr. Ahmet Aydın, difenbahyanın sadece günümüzde değil, tarihte de toksik etkileriyle kullanıldığını anlattı. Amazon yerli halkının, bitkinin özsuyunu oklarını zehirlemek ve köleleri cezalandırmak için kullandığını belirtti. Özsuyun neden olduğu ilk etkinin boğazda şişme ve konuşamama olduğunu, bu yüzden halk arasında “dilsiz baston” olarak da bilindiğini ifade etti. Bitkinin ciddi tükürük artışına, ağızda ağrılı şişmeye ve iritasyona neden olabileceğini, böyle bir durumda sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini söyledi.

Soğuk kompresin bu tür durumlarda geçici rahatlama sağlayabileceğini söyleyen Aydın, ancak aşırı soğuğun da dokulara zarar verebileceğine dikkat çekti.
Difenbahyanın, yüksek nem ve 12°C’nin altına düşmeyen sıcaklıkları sevdiğini belirten uzman, ev ortamında genellikle zararsız gibi görünse de potansiyel tehlike taşıdığını kaydetti. Bitkinin üremesi için genellikle gövde kesimi ve katmanlama yöntemlerinin uygulandığını, ancak yeterli özen gösterilmezse unlu bitler ve kırmızı örümcek akarları gibi zararlılarla karşılaşılabileceğini söyledi.

ÇOCUKLARDAN UZAK TUTUN
Son olarak Prof. Dr. Ahmet Aydın, evde difenbahya bulunduran herkesin çok dikkatli olması gerektiği uyarısında bulundu. “Bitkinin zehirlenmeye neden olabileceği akılda tutulmalı, özellikle küçük çocukların bu bitkiyle temas etmemesi için gerekli tedbirler alınmalı. Bitkinin yapraklarının veya gövdesinin kırılması durumunda açığa çıkan bitki özsuyunun özellikle ağza, gözlere, burna ve cilde temasından kaçınılmalı” dedi.