
Her gün milyonlarca insanın sofrasında yer alan, zararsız gibi görünen bir gıda maddesi için tehlike çanları çalıyor. İngiltere'de yapılan bir analizde, bu sessiz tehdidin milyonlarca kalp krizi ve inme vakasının arkasındaki gizli tehlike olduğunu söylüyor. Uzmanlara göre, bu yiyecek masum görünmesine rağmen, vücutta çok ciddi tahribata yol açıyor.

Yemeklere lezzet katıyor ama sağlıktan çok şey götürüyor… İngiltere’de yapılan bir analiz, market raflarında yer alan 103 üründen sadece 13’ünün “makul” seviyede tuz içerdiğini ortaya koydu. Geri kalanların ise, ölümcül hastalıkların habercisi olabilecek kadar yüksek oranda tuz içerdiği belirlendi. Uzmanlar, bu yaygın besin maddesinin uzun vadede sadece tansiyonu değil, sinir sistemini ve bağışıklığı da çökerttiğini belirtiyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 5 milyar insanın sağlığını tehdit eden, çorba ve yemeklerde yaygın olarak kullanılan bu ürün, kalp hastalıkları, hipertansiyon, diyabet ve bazı kanser türleriyle ilişkilendiriliyor. Özellikle çocuklar ve kronik rahatsızlığı olan bireyler için risk çok daha büyük.

Araştırmalara göre, bu ürünlerin içeriğinin %50’sine kadar olan kısmı doğrudan tuzdan oluşuyor. Bu da yalnızca bir küpte bir çay kaşığına yakın tuz tüketildiği anlamına geliyor. Uzmanlar, bir yetişkinin günlük tuz tüketiminin 6 gramı aşmaması gerektiğini vurgularken, bu tür katkı ürünlerinin tek başına günlük sınırı aşmaya yeterli olabildiğini belirtiyor.

İngiltere’de yapılan bir analiz, piyasadaki 103 ürünün yalnızca 13’ünde “makul seviyede” tuz bulunduğunu ortaya koydu. Geri kalan ürünlerde ortalama 5 grama kadar tuz bulunduğu tespit edildi. Tuz ve Sağlık Konsensüs Eylemi (CASH) Başkanı Prof. Graham MacGregor, bu oranın gıda güvenliği açısından “skandal” olduğunu belirtti. MacGregor’a göre, tuz tüketiminin yalnızca günlük bir gram azaltılması dahi her yıl 12 bin kalp krizi, inme ve kalp yetmezliği vakasını önleyebilir.

Ancak söz konusu ürünün zararı yalnızca tuzla sınırlı değil. Bazı çeşitlerde kullanılan MSG (monosodyum glutamat), yani halk arasında bilinen adıyla “Çin tuzu”, tat artırıcı olarak kullanılıyor. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından güvenli kabul edilse de, birçok bilimsel çalışmada bu maddenin uzun vadede baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk, nefes darlığı gibi etkiler yaratabileceği bildiriliyor.

Dahası, MSG’nin sinir sistemi üzerinde toksik etkiler yaratarak Parkinson ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların oluşumunu tetikleyebileceğine dair bulgular da mevcut. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) ve Amerikan Ulusal Tıp Kütüphanesi (NLM) bu konuda dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor.

Bazı ürünler ayrıca renklendirici, yapay tatlandırıcı ve koruyucu katkı maddeleri de içeriyor. Besin değeri açısından da oldukça zayıf olan bu ürünlerde; bakır, selenyum ve diğer temel vitamin-minerallerin oranı son derece düşük.