İsviçre tarafından iade edilen 37 parça tarihi eser, Ankara'da Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde konservasyon ve restorasyon çalışmaları ardından sergilenecek. Yurtdışı Kaçakçılıkla Mücadele Şube Müdürü Burcu Özdemir, bu yıl 3 bin, 2002'den bu yana ise 12 bin 76 tarihi eserin iadesinin sağlandığını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye ile İsviçre arasında 5 Kasım 2022'de imzalanan 'Arkeolojik Kültür Varlıklarının Yasadışı İthali ve Transit Geçişinin Önlenmesi ile İadesine İlişkin Anlaşma' kapsamında 37 parça tarihi eserin iadesini sağladı.
Erken Tunç Çağı, Urartu ve Roma dönemlerine ait çoğu bronz objelerden oluşan tarihi eserler, Türkiye'ye getirildi. En eskisi M.Ö. 3 bin yılına ait, aralarında 6 bin yıllık Kusura tipi idol de bulunan tarihi eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne teslim edildi. Tarihi eserler, burada konservasyon ve restorasyon çalışmalarının ardından sergilenecek.
"Bakanlık uzmanlarımızı titizlikle inceledi, rapor hazırladı"
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Yurtdışı Kaçakçılıkla Mücadele Şube Müdürü Burcu Özdemir, iki ülke arasındaki anlaşmanın Anadolu kökenli eserlerin iadesine zemin hazırladığını söyledi.
Özdemir, "Bu doğrultuda bakanlığımızın Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı ve İsviçre Federal Kültür Bürosu yetkilileri arasındaki yakın iş birliği ile geçtiğimiz yaz aylarında bize bu eserlerin bilgisi iletildi. Bakanlık uzmanlarımız titizlikle bu eserleri inceledi ve Anadolu kökenli olduklarına dair raporlar hazırlandı. Kapsamlı bir dosya ile bu eserlerin iade talebi, İsviçre makamlarına sunuldu. 11 Ekim 2023 tarihinde Bern Büyükelçiliği'nde düzenlenen törenle bu eserler teslim alındı. Akabinde Dışişleri Bakanlığı'mız ve Zürih Tanıtma Ateşeliği destekleriyle eserler, en düzgün şekilde paketlenerek Ankara’ya nakledildi. Şu an Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde bulunan eserlerin, konservasyon ve restorasyon çalışmalarının ardından uygun görülenler müzemizde ziyaretçilerle buluşturulacak" dedi.
"Çok önemli, değerli eserler"
37 eserin ağırlıklı olarak Urartu dönemine ait bronz parçalardan oluştuğunu ifade eden Özdemir, "Urartular, metal işçiliğinde çok gelişmiş bir medeniyet. Buradaki örneklerini de görmekteyiz. At koşum takımları, Urartu kazanlarına aplike edilen boğa başları, günlük kullanım kapları ve mobilya aksamları karşımıza çıkıyor. Aynı eser grubumuzun içinde M.Ö. 3 bin yılına tarihlenen bir idol de görülüyor. Bu, 'Beyce Sultan' ve 'Kusura' tipi idollerin bir birleşimi olarak tanımlanıyor. Batı Anadolu ve İç Batı Anadolu'ya özgü bir tip. Bunun yanı sıra Anadolu’nun Roma dönemine ait gümüş bir vazo parçası ve geyik figürü de bu eser gurubunda yer almakta. Hepsi de bizim için çok önemli, değerli eserler" diye konuştu.
"12 ülke ile eser iadesi anlaşmamız var"
Özdemir, bu yıl 3 bin, 2002 yılından bu yana da 12 bin 76 kültür varlığının yurt dışından Türkiye'ye iadesinin sağlandığını belirterek, "Eser iade çalışmalarımızda diplomatik girişimler, kolluk ve adli yardımlaşma talepleri ya da gereken durumlarda dava açılmasına gidiliyor. Ülkelerde ikili anlaşmalar da öne çıkıyor. İsviçre ve Amerika Birleşik Devletleri'nin de içinde olduğu 12 ülke ile eser iadesi konusunda ikili anlaşmamız var. Bu anlaşmalarla ülkemiz makamlarının ilgili ülkelerdeki muhataplarıyla yakın iş birliği ve koordinasyonla çalışması imkanı doğduğu için bu anlaşmalara büyük önem veriyoruz. İkili anlaşma sayımızı artırmak için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kültür varlıkları ait oldukları topraklarda sergilenmeli ve bulunmalıdır. Eserlerimizi hem bilim dünyasına kazandırmak hem de ait oldukları topraklarla buluşmalarını istiyoruz" şeklinde konuştu.