Eskişehir'de yemek borusundaki darlık (Akalazya) nedeniyle yediklerini yutamayan Hüseyin Oran (16), Şehir Hastanesi'ndeki 45 dakikalık endoskopik balon dilatasyonu yöntemiyle sağlığına kavuştu. 10 yıldır ilk kez rahatlıkla yemek yediğini anlatan Orhan, "Hiç yutamıyordum. Şu anda daha rahat yemek yiyebiliyorum ama eskiden hiç yutamıyordum. Su ile yesem bile yutamıyordum. Şu anda en çok yemek istediğim şey, dürüm" dedi.
Eskişehir'de Mehmet ve Hatice Orhan çiftinin 4 çocuğundan Hüseyin Orhan'a yediklerini yutamadığı için 3 ay önce geldiği Eskişehir Şehir Hastanesi'nde milyonda bir görülen 'Akalazya' teşhisi konuldu.
"Burnumdan sular akıyordu"
Son 10 yıldır yemek yemekte ciddi rahatsızlık yaşadığını belirten Orhan, birçok hastaneden herhangi bir sorun tespit edilemediği için geri döndüğünü söyledi. Ameliyatın ardından artık dilediği gibi yemek yemeye başladığını anlatan Hüseyin Orhan, "Eskiden yiyemiyordum ama şimdi endoskopim oldu artık daha rahat yemek yiyebiliyorum. Eskiden zorlanarak yemek yiyordum. Bir ara hiç yutamıyordum, burnumdan sular akıyordu. O kadar zorlanıyordum ki, sular burnumdan çıkıyordu. Hiç yutamıyordum. Şu anda daha rahat yemek yiyebiliyorum ama eskiden hiç yutamıyordum. Su ile yesem bile yutamıyordum. Şu anda en çok yemek istediğim şey, dürüm. Dürümü hiç yiyemiyordum. Ama artık yiyebileceğim, çok mutluyum" ifadelerini kullandı.
Hastanede bir süre tedavi gören Orhan'ın yemek borusundaki darlık, endoskopik balon dilatasyon yöntemiyle genişletildi. 2014 yılından bu yana yemek borusundaki darlık nedeniyle yemek yiyemediğini belirten Orhan, ameliyatın ardından servis odasına alınırken, ilk kez dilediği gibi yemek yemeye başladı.
"Evde zıplayıp, yemekleri yutmaya çalışıyordu"
Hüseyin Orhan'ın babası Mehmet Orhan (47), 10 yıldır çok büyük güçlükler çektiklerini söyledi.
Oğlunun akşam yemeklerinden sonra evde zıplayıp, yediklerini yemek borusundan geçirmeye çalıştığını kaydeden Orhan, "Oğlumuz aşağı yukarı 10 seneden bu yana yutamıyor, hiçbir zaman rahat yemek yiyemiyordu. Su dahi boğazından geçmiyordu. Her zaman midesinde ekşime, ağrıma, hep şikayetleri bunlardı. İki ay öncesine kadar hepten kötü oldu artık. Hatta evde de baya bir yattı. Acile götürüyoruz, orada bakıyorlar işte 'bir şeyi yok' diyorlardı. Şu an oğlum 50-52 kilo civarında. Onun yemek yemesi, bizi çok mutlu edecek. O yemek yiyemediği zaman, biz de yiyemiyoruz. Çocuk yemek yiyemediği zaman oturduğu yerden kalkıyor, geziniyor, ne bileyim oradan oraya zıplıyor, bazen kanepenin üzerinden atlıyor, midesinden geçsin diye ama o da geçmiyordu. Sonra üzülüyoruz diye başka odaya gidiyordu. Evin içinde diğer odalarda geziyor, yanımıza içine sindirdiği geliyordu. Masada doğru düzgün yemek yiyemiyordu, ayakta yiyemiyordu, oturduğu yerde yiyemiyordu. Çok rahatsızlandığı zaman acile götürdük, acilde bakıyorlar hiçbir şeyi yok bunun diyorlar, gönderiyorlar. Çok şükür artık dilediğini yiyebilecek" diye konuştu.
"Bu hastalık, nadir hastalık"
Hüseyin Orhan'ın ameliyatını gerçekleştiren Eskişehir Şehir Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Duygu İskender Mazman, ileri tetkiklerini yaparak 'Akalazya' tanısı koyduklarını ve hastalığın milyonda 1 görüldüğünü belirterek, "Yemek borusunun bir nörodejeneratif hastalığı. Yemek borusunun, mideye çıkışında bir darlık oluşuyor, buradaki kasların normalde ahenkli bir yemeği iletme ve kasın gevşemesi şeklindeki çalışması bozuluyor. Bu sebeple yiyecekler ve içecekler, yemek borusundan mideye iletilemiyor. Tabii hasta çocuk olduğu için bu hastalarda biraz büyüme ve gelişme geriliği de buna eşlik edebiliyor. Aşamalı olarak balon dilatasyonunu yaptık ve ilk defa dünden bugüne normal sağlıklı insanlar gibi beslenmeye başladı. Yıllık tanı alma istatistiğinde, milyonda bir diyebiliriz. Bu hastalık, nadir bir hastalık. Pediatrik Akalazya vakası için hastanemizde ilk kez endoskopik balon dilatasyonu yaptık. İki gün önce oldu. İşlem 45 dakika kadar sürdü. Bizim bebeklerde kullandığımız milimetrik endoskopinin geçişine bile izin vermeyecek kadar ciddi bir yemek borusu darlığı vardı" şeklinde konuştu.