Isparta'da keçi yetiştiriciliği yapan yörükler, atalarından öğrendikleri yöntemlerle yüzyıllardır keçi kırpımlarını diğer çobanların yardımıyla imece usulü gerçekleştiriyor.Batı Akdeniz'in en yüksek noktalarından biri olan Davraz Dağı'nın eteklerinde bulunan Sav beldesinin yaylaları, yüzyıllardır keçi yetiştiriciliği yapan yörüklere ev sahipliği yapıyor. Sürüdeki keçilerin daha iyi beslenmeleri için mayısın başlarında aileleriyle yaylara çıkan yörükler, burada kaldıkları 4 ay boyunca, elektriğini güneş enerjisinden, su ihtiyaçlarını ise doğal kaynaklardan sağlıyor.Yörükleri, yazın son ayında ise atalarından devraldıkları ve yüzyıllardır sürdürdükleri keçi kırpma telaşı sarıyor. Sürünün bir sonraki yıla hazırlandığı bu etkinlik, şenlik havasında geçiyor. Aynı bölgede hayvan yetiştiricisi olan diğer çobanların, her hafta başka bir çobanın sürüsüne yardım için bir araya geldiği etkinlikte, modern aletler yerine bazıları 50 yıllık olan geleneksel makaslar kullanılıyor. İmece usulü gerçekleştiren etkinlikte uzun zamandır birbirini görmeyenler sohbet ederken, yeni nesil de keçi kırpımının nasıl yapıldığını öğreniyor. Sürü sahibinin isteğine göre yapılan kırpımın ardından, kesilen bir keçi, hep birlikte yeniliyor.- Yaklaşık 200 yıldır devam eden gelenekDavraz Dağı'nın eteklerinde 20 yıldır hayvan yetiştiriciliği yapan Hasan Pala, AA muhabirine yaptığı açıklamada, keçiden bir sonraki yıl daha fazla verim almak için keçi kırpımını her yıl yapılması gerektiğini söyledi. Aksi takdirde hem et hem de süt açısından hayvanların verimin düştüğünü dile getiren Pala, bir yandan bunu engellerken, diğer taraftan yüzyıllardır süren geleneği sürdürdüklerini kaydetti. Keçi kırpımının kendileri için şenlik havasında geçtiğini anlatan Pala, bölgede bulunan çobanların her hafta başka bir çobanın keçilerinin kıllarını kırpmak için bir araya geldiğini ifade etti.- Modern aletler yerine ilkel makaslarBu şekilde uzun zamandır birbirini görmeyenlerin hasret giderdiğini, çoban çocuklarının kaynaştığını vurgulayan Pala, bu etkinliğin yaklaşık 200 yıldır devam ettirildiğini aktardı. Bu geleneği çocuklarına da aktarmak istediklerini dile getiren Pala, şunları söyledi:"Elektrikli makineler var ama biz onları kullanmıyoruz. Kültürümüz devam etsin diye atadan kalma 50 yıllık makası kullanıyoruz. Yoksa ben, bir günde hepsini yapıp geçebilirim. Bu şekilde bir gelenek olmuş. Birbirimizi görüyoruz, ailelerimiz kaynaşıyor. Çocuklarımız anne ve baba oldukları vakit, bu etkinlikleri hatırlamalı. Çocuklarımız, kırpım yapıyor, öğreniyor."Keçi kırpımını ihtiyaca göre yapıldığına dikkati çeken Pala, hayvanın etinin iyi olması isteniyorsa düz kırpım yaptıklarını, keçinin yağmurdan fazla etkilenmemesi için sırt kırkımı, çiftleştirilecek hayvana ise nazar boncuğuna benzer bir kırkım yaptıklarını sözlerine ekledi.