
26 Eylül 2025 Cuma namazı saatleri Diyanet tarafından il il açıklandı. İstanbul’da 13:01, Ankara’da 12:45, İzmir’de 13:08’de kılınacak olan Cuma namazı için vatandaşlar camilere akın edecek. Bu haftaki hutbenin konusu “Peygamberimiz (s.a.s), Cami ve Namaz” olacak. Cuma namazının farzı 2 rekât, sünnetleri ile birlikte 10 rekâtın üzerinde kılınabiliyor. Peki, Cuma namazı kaç rekât, nasıl kılınır, kaç dakika sürer? İşte Diyanet’e göre İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere tüm illerin 26 Eylül Cuma namazı vakitleri ve kılınışına dair detaylar…

26 Eylül 2025 Cuma namazı saatleri Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açıklandı. Türkiye genelinde milyonlarca Müslüman, bu hafta da camilere akın ederek Cuma namazını eda edecek. Vatandaşlar yaşadıkları ilin Cuma vakitlerini sorgularken özellikle büyük şehirlerde saatler belli oldu.

İstanbul, Ankara ve İzmir Cuma Namazı Saatleri (26 Eylül 2025)
İstanbul: 13:01
Ankara: 12:45
İzmir: 13:08
İL İL CUMA NAMAZI VAKİTLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Bu haftaki cuma hutbesi
26 Eylül Cuma günü, “Peygamberimiz (s.a.s), Cami ve Namaz” başlıklı hutbe okunacak. Hutbenin ardından öğle ezanı ile birlikte Cuma namazı cemaatle kılınacak.

Cuma namazı kaç rekât?
Farz: 2 rekât (hutbeden sonra)
Sünnetler: Farzdan önce 4 rekât, farzdan sonra 4 rekât
İsteğe bağlı: Zuhr-i Âhir ve vaktin sünnetiyle toplam rekât sayısı artabilir.
Cuma namazı kaç dakika sürer?
Hutbe ile birlikte Cuma namazı genellikle 25–35 dakika sürmektedir.

Cuma namazının şartları
Cuma namazının biri vücup, diğeri sıhhat olmak üzere iki çeşit şartları vardır. Vücup şartları, Cumanın bir kimseye farz olması ile, sıhhat şartları da Cuma namazının sahih olması ile ilgilidir. Cumanın vücup şartları üzerinde alimlerin önemli bir görüş ayrılığı yoktur.
Bu şartlar:
—Erkek olmak,
—Hür olmak,
—Mukim olmak,
—Hasta olmamak,
—Yaşlı olmamaktır.
Buna göre, kadınlara, köle ve mahkumlara, misafir, hasta, hasta bakıcı ve yaşlı olanlara Cuma farz değildir. Bunun gibi sağlığı olumsuz şekilde etkileyecek derecede sıcak, soğuk, aşırı derecede yağmur, çamur, mal ve can güvenliğinin bulunmaması gibi mazeretler de gitmemek için özür sayılır.
Cuma namazı kendilerine farz olmayanlar, Cuma namazı kılamazlar demek değildir. Şayet Cuma namazı kendilerine farz olmadığı halde kılarlarsa bu sahih olur ve o günkü öğle namazını kılmaları gerekmez.

Cuma namazı
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi adresinde yer alan bilgilere göre;
Cuma günü önce dört rek’at sünnet kılınır. Bu, Cumanın ilk sünnetidir. Sonra hatip hutbe okur ki, bu, Cumanın sahih olmasının şartlarındandır ve farzdır. Hutbeden sonra cemaat imama uyarak iki rek’at Cumanın farzını kılar. Bundan sonra dört rek’at sünnet kılınır. Bu da Cumanın son sünnetidir. Daha sonra Zuhr-ı âhir adıyla bazı yerlerde dört rek’at, son olarak da vaktin sünneti diye iki rek’at daha kılınır.
Zuhr-ı âhir, her yerde kılınan bir namaz değildir. Çünkü ne Peygamberimiz ve ne de onun ashabı böyle bir namaz kılmamışlardır. Yukarıda belirttiğimiz gibi Cumanın sahih olmasının şartları ve özellikle bir yerde yalnız bir camide kılınması şartı ile ilgili farklı görüşler böyle bir namazın kılınması sonucunu doğurmuştur.
Şöyle: İmam Şafii bir yerde nüfusu kalabalık da olsa ve birden fazla büyük camileri de bulunsa Cuma namazı yalnız bir camide kılınır. Birden fazla camide kılındığı takdirde, namaza ilk başlayanların namazı sahih olur, sonraya kalanların namazı sahih olmadığı için öğle namazını kılmaları gerekir. Hepsinin aynı zamanda namaza başlaması veya hangi camide da ha önce namaza başlandığının bilinmemesi durumunda ise cemaatın tamamının yani bütün camilerde namaz kılan cemaatın öğle namazını iade etmeleri gerekir, görüşündedir.
Ancak daha sonra gelen Şafii alimler, bir yerleşim yerindeki tek camiin
cemaati almaması durumunda ikinci camide de Cuma namazının kılına--
bileceğini, bu takdirde öğle namazının da kılınmasının uygun olacağını
söylemişlerdir.

Hanefilere gelince; İmam Ebu Yusuf’tan iki rivayet vardır. Bu rivayetin birinde bir şehirde en çok iki camide Cuma kılınabilir. Ebu Hanife ile İmam Muhammed’e göre ise, kalabalık olsun olmasın, bir yerde birden fazla camide kılınan Cuma namazı sahihtir. Bu görüş aynı zamanda Hanefi mezhebinin de görüşüdür.
Buna rağmen bazı alimler, buna aykırı olan görüşü de dikkate alarak ihtiyat gerekçesiyle Zuhr-ı âhir — son öğle namazı — adıyla dört rek’at bir namaz kılınmasının uygun olacağını söylemişlerdir.
Cuma namazı sahih olduğu takdirde bu namaz nafile bir namaz olur. Cuma namazının sahih olmaması durumunda ise, bu namaz o günün öğle namazı yerine geçer.
Allâme İbn Nuceym gibi bazı alimler ise, Hanefi mezhebinin görüşüne uyarak, birden fazla camide kılınan Cuma namazının sahih olduğunu, bu sebeple Zuhr-ı âhir kılmaya gerek olmadığını söylemişlerdir. Bunlara göre Cumadan sonra Zuhr-ı âhir kılmanın ihtiyat olmadığını, asıl ihtiyatın, iki delilden en kuvvetli olan ile amel etmek olduğunu, bu konuda en kuvvetli delilin, birden fazla camide kılınan Cuma namazının sahih olduğudur.
Bu durumda Cuma sahih olup öğle namazının yerine geçtiğine göre o gün ayrıca öğle namazını kılmaya gerek yoktur. Çünkü bir vakitte iki namaz farz değildir. Bu sebeple Cuma namazını kılan bir kimse Cumadan sonra son öğle adıyla bir namaz kılmak mecburiyetinde değildir. Çünkü Cuma namazı öğle namazı yerine geçtiğinden ayrıca öğle namazı kılmaya gerek yoktur.

Bununla beraber son öğle namazını kılmak isteyen kimseye de engel olunmamalıdır. Bugün ülkemizde bazı yerlerde bu namaz kılınırken, bazı yerlerde de kılınmamaktadır. Kılanlara, niçin kılıyorsunuz, kılmayanlara da neden kılmıyorsunuz demek doğru olmaz.