
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayımladığı 2025-2026 dini günler takvimine göre üç aylar, 21 Aralık 2025 Pazar günü Recep ayı ile başlayacak. Türkiye’de ve İslam dünyasında Ramazan’a hazırlık süreci olarak görülen bu dönem, Şaban ve Ramazan aylarıyla devam edecek. Üç ayların tarihleri, önemi ve bu aylarda ibadetlerin hükmü merak ediliyor.

İslam dünyasında manevi hassasiyetin arttığı üç aylar dönemi için beklenen tarih netleşti. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açıklanan 2025-2026 dini günler takvimine göre üç aylar, Recep ayının ilk günü olan 21 Aralık 2025 Pazar günü başlayacak. Türkiye genelinde milyonlarca kişi, bu tarihle birlikte Ramazan’a uzanan manevi sürece adım atacak.

Üç aylar ne zaman başlıyor?
Diyanet takvimine göre üç aylar; Recep, Şaban ve Ramazan aylarından oluşuyor. Buna göre Recep ayı 21 Aralık 2025’te başlarken, Şaban ayı 20 Ocak 2026’da, Ramazan ayı ise 19 Şubat 2026’da idrak edilecek. Recep ayının girmesiyle birlikte üç aylar resmen başlamış sayılıyor.

Üç ayların dini önemi
Recep ayı, dua ve ibadetlerin artırıldığı, tövbenin öne çıktığı bir dönem olarak kabul ediliyor. Bu ayın 27. gecesi Miraç Kandili idrak ediliyor. Şaban ayı ise Ramazan öncesinde manevi hazırlık süreci olarak görülüyor ve Berat Kandili bu ay içinde yer alıyor. Ramazan ayı ise orucun farz kılındığı, teravih namazı ve Kadir Gecesi ile öne çıkan en kutsal ay olarak kabul ediliyor.

Üç ayların dindeki yeri ve bu aylarda oruç tutmanın hükmü nedir?
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun resmi sitesinde (www.kurul.diyanet.gov.tr) yer alan bilgiler şu şekilde;
Halk arasında üç aylar diye bilinen Receb, Şaban ve Ramazan ayları mübarek aylardır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), Receb ayı girdiğinde “Allah’ım! Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” diye dua etmiştir. (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-evsat, 4/189 [3939]; Beyhakî, Şu‘abü’l-îmân, 5/348-349 [3534]) Ramazan ayında oruç tutmak farzdır. (el-Bakara, 2/184-185) Receb ve Şaban aylarında ise; Hz. Peygamber’in (s.a.s.) diğer aylara oranla daha fazla nâfile oruç tuttuğu, ancak Ramazan’ın dışında hiçbir ayın tamamını oruçlu geçirmediği hadis kaynaklarında yer almaktadır. (Buhârî, Savm, 52-53 [1969-1973]; Müslim, Sıyâm, 173-179 [1156-1157]; Ebû Dâvûd, Savm, 54 [2428]; İbn Mâce, Sıyâm, 43 [1741])
Bu itibarla, Receb ve Şaban aylarının aralıksız olarak oruçlu geçirilmesinin dinî bir dayanağı yoktur. Kişi, sağlığı müsait olup güç yetirdiği takdirde bu aylarda dilediği kadar nâfile oruç tutabilir.

Üç aylar nasıl değerlendirilir?
Bu dönemde Müslümanların ibadetlerine ağırlık vermesi, dua ve istiğfarla muhasebe yapması tavsiye ediliyor. Kur’an-ı Kerim okunması, salavat getirilmesi, küslüklerin giderilmesi ve ihtiyaç sahiplerinin gözetilmesi, üç ayların öne çıkan uygulamaları arasında yer alıyor.

Bu aylar dua ve tövbelerimizin kabul edilme ümidini daha fazla hissedeceğimiz aylardır.
* Kur'an-ı Kerim okunmalı, okuyanlar dinlenmeli, uygun mekânlarda Kur'an ziyafetleri verilmeli, Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
* Peygamber Efendimize (s.a.s.) salât ve selâmlar getirilmeli, O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
* Tefekkürde bulunulmalı, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.

* 4 Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli, manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk'a niyazda bulunulmalı.
* Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı, gönüller alınmalı, kederli yüzler güldürülmeli.
* Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli, idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamette bulunulmalı.
* Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı, vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.

* Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
* Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli, iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.

* Hayattaki manevî büyüklerimizin, hocalarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, mesaj yahut e-mail çekerek tebrik edilmeli, duaları istenmeli.
* Başta bütün insanlık olmak üzere kendimize ve sevdiklerimize mümkün mertebe ismen dualar etmeli.








