Türkiye’de dün 10 ili etkileyen büyük depreme ilişkin uzmanlar Doğu Anadolu fay hattındaki kırılmanın sürebileceği uyarısında bulundu. Deprem uzmanları depreme ilişkin Yeni Şafak’a bilgi verdi. Prof. Dr. Okan Tüysüz, “Deprem 130 atom bombası büyüklüğünde bir enerji birikimiyle gerçekleşti” derken, Prof. Dr. Süleyman Pampal ise depremin ivme gücünün yerçekiminin iki katına ulaştığını söyledi. İşte deprem uzmanlarının Türkiye’yi sarsan depreme ilişkin değerlendirmeleri:
Prof. Dr. Okan Tüysüz: “Kahramanmaraş depremi, 130 atom bombasına eşdeğer çok büyük bir deprem. Görünen o ki çok geniş bir alanda, en az 300 km çapında bir alan içerisinde etkili oldu. Yüzeye yakınlığı göz önüne alındığında ise sığ bir deprem. Batum’dan Mısır’a, Kıbrıs’a kadar geniş bir alanda hissedildi. Bu büyüklükteki bir depreme en son 17 Ağustos 1999’da tanıklık ettik. 23 yıldır yaşadığımız en büyük deprem. Bu beklenen bir deprem çünkü Doğu Anadolu fayı çok uzun yıllardır suskunluğunu koruyordu. 24 Ocak 2020’de Elazığ’da bir deprem olmuştu. Bu depremden sonra Doğu Anadolu fayının Pazarcık kesimine dikkat çekilmişti. Bölgede 1513’ten bu yana deprem olmadığı düşünülürse bu büyüklükteki bir deprem şaşırtıcı değildir.”
Prof. Dr. Süleyman Pampal: “Beklediğimiz ve yıllardır konuştuğumuz bir depremdi. Depremin meydana geldiği Doğu Anadolu Fayı, Türkiye’nin en tehlikeli faylarından biri, en faal faylarından biri ve bir süredir depremler üreten de bir fay. Bu fayın Sincik, Gölbaşı, Türkoğlu ve Hatay segmentlerinde sismik boşluklar yani deprem üretme potansiyeli yüksek alanlar mevcuttu. Olası depremlerin beklendiği yerler de buralardı. Maalesef şu anda meydana gelen deprem, Gölbaşı–Türkoğlu boşluğunun dolmasıyla yani segmentin kırılmasıyla gerçekleşti. Bu segmentin iki tarafı Türkoğlu’ndan Hatay’a doğru ve Gölbaşı’ndan Sincik’e doğru olan parçalar da kırılmayı bekliyor. Buralardaki boşlukların bu büyüklükte depremler üretmesi mümkün. Depremin oldukça güçlü bir ivmelenmesinin olduğunu sensörlerden aldığımız verilere bakarak söylememiz mümkün. Bir sensörden aldığımız veriye göre, deprem yer çekiminin 2 katı kadar bir ivmelenmeye ulaşmış. Ortalama ivmelenmenin yerçekiminin yüzde 65’ine kadar ulaştığını düşünürsek, depremin büyüklüğü daha net anlayabiliriz.”
Prof. Dr. Şerif Barış: “Muhtemelen bu tek bir deprem değil. Özellikle Hatay’ı gösterince, depremin dış merkezine bakıldığında, Pazarcık, Gaziantep’e yakın bir yerdeki odak noktasından sonra fayın bu kadar Hatay’ın içerisine gelip, Amik Ovası’nda bu kadar deformasyon yapması, bu depremin arka arkaya iki depremden muhtemelen meydana geldiğini gösteriyor. Zaten o bölgede de özellikle bu faya bakıldığında beklenen depremin büyüklüğü 6,8-6,9 civarında olması gerekiyor. Ama şu anki hesaplara göre bu deprem 7,7-7,8 moment büyüklüğünde sahip bir deprem. Bu da ancak iki tane fayın aynı anda kırılmasıyla veya peşi sıra kırılmasıyla mümkün olabilir.”
Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen depremin ardından Deprem Bilimci Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan’dan dikkat çeken bir açıklama geldi. Ercan, Mercalli şiddet ölçeğine göre depremin Yıkım Gücü’nün 11 olduğunu açıkladı. Mercalli ölçeği; depremin yeryüzüne, insanlara, doğal cisimlere, ve yapılara olan etkisini 1 ile 12 arasında bir ölçek ile nicelendiriyor. Ölçüye göre, 1 hissedilmez, 12 ise tam yıkım anlamına geliyor.
Deprem olan yerin dört ana kırığın kavşağı olduğunu söyleyen Ercan şunları kaydetti: “Ölü Deniz Kırığı, Doğu Anadolu Kırığı, Arap Kalkanı ile Kıbrıs Yayı. Osmaniye Üçgeninde olabilecek en büyük deprem 7.4 Richter büyüklüğünde, 11 Yıkım Gücünde (Mercalli Cannani) oldu. Felaket büyük. Hatay-Osmaniye-Kahramanmaraş-Gaziantep kırıklar çatağında yüzyıllardır beklenen deprem M7.4 büyüklüğünde yaklaşık 130 atom bombası gücünde, 43 saniye süreli, 6 Şubat 2023, 5 km gibi sığda, çok etkili oluştur. Soğuk kış gününde felaket çok büyük.”
Son olarak “Doğu Anadolu Kırık Kuşağı üzerinde Türkoğlu kolu kırılmıştır.” diyen Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Gelecek deprem odağı güneye kaymış, Osmaniye, Adana, Hatay yüksek çekinceli alan içine girmiştir. Buralarda orta büyüklükte deprem beklenebilir. Büyük deprem için henüz erken” ifadelerini kullandı.
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş da, Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremin Cumhuriyet tarihinin en büyük ikinci depremi olduğunu söyledi. Yaşanan depremin diğer fayları da tetiklediğini söyleyen Prof. Dr. Bektaş, “Netice olarak bu deprem yüzeyde yıkıcılığa sebebiyet verdiği gibi yer altında da enerji dağılımına sebebiyet verecek ve çevre illerdeki fayları tetikleyecek. Bu tetikleme bazı faylarda olabilecek olan depremi öne alacak veyahut da olabilecek olan depremi de erteleyecek. Bu, gelen deprem dalgalarının fayla olan ilişkisine bağlı” dedi.
Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu: “Doğu Anadolu Fayı üzerinde meydana gelen ve çok uzun süredir beklediğimiz bir depremden bahsediyoruz. Depremin merkez üssü ile Hatay arasındaki mesafe düşünüldüğünde yerkabuğuna doğru yönelen ivmelenmenin de ne kadar büyük olduğunu görüyoruz. Bunun en açık göstergesi yerkabuğunda oluşan 121 kilometrelik yarıktır. Bu depremin artçıları olacağı gibi fayın tamamı parçalanmadığı için Kahramanmaraş depremi dışında belki eşdeğer büyüklükte depremler de meydana gelebilir.”
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Özmen, Kahramanmaraş merkezli depremin yaklaşık 480 yıldır suskun, kırılmayan bir hat olan Doğu Anadolu fay hattında meydana geldiğini söyledi. Özmen, “Kahramanmaraş merkezli bu deprem, 1900 yılından günümüze kadar Doğu Anadolu fayı üzerinde meydana gelen en büyük deprem olarak kayıtlara geçti” diye konuştu.
Bu depremin ardından çok sayıda 6 ve üzerinde artçı deprem yaşandığını kaydeden Özmen, “Artçı şoklar olmaya devam edecek. Bölge halkının kesinlikle hasarlı binalarına girmemeleri gerekiyor” uyarısında bulundu.
Deprem Mühendisliği Uzmanı Prof. Dr. Zeki Hasgür, “Tarihe geçecek büyüklükte bir deprem yaşadık. 7 kilometre derinliğinde gerçekleşen depremin Güney Toroslar, Kahramanmaraş ile Urfa bindirme fayları, Diyarbakır ve Hatay’da da olduğu için Doğu Anadolu fay hattıyla etkileşime geçtiği görülüyor. 13 kilometrelik alanda çok sayıda artçıya neden oldu. Bu kadar geniş bir alanda hissedilmesinin nedeni bu durum” açıklamasını yaptı.
Prof. Dr. Zeki Hasgür riskli bölgeler ile ilgili açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bu bölgede geçmişte de küçük depremler oldu ama İskenderun ve Hatay’a bağlı büyük bir deprem gerçekleşmemişti. Dolayısıyla bu bölgedeki hareketlenme ve etkileşim devam edecek.”
AFAD Deprem Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, Kahramanmaraş merkezli depreme ilişkin “Şu anki tablo sanki Elazığ depreminden daha güney batıya doğru kırılmayan kesimin kırıldığını gösteriyor” dedi. Depremin ardından yıkıcı boyutta artçı sarsıntıların da meydana geldiğini belirten Tatar, “Çok geniş bir coğrafyaya yayılan bir deprem. Malatya’dan İskenderun’a, Hatay’a kadar uzanan bir hat boyunca Doğu Anadolu fay zonu üzerinde bir kırılmanın gerçekleştiğini ve bunun sonucunda bu depremin meydana geldiğini söyleyebiliriz” diye konuştu. Depremin ivmesinin 664 gal olarak ölçüldüğünü belirten Tatar, “100 ve üzeri galde daha çok yıkımın beklendiğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, “Yaklaşık 180 kilometrelik bir kırıktan bahsediyoruz.
17 Ağustos depreminden sonra bu coğrafyada yaşanan en büyük deprem. Toplantılarda hep Marmara bölgesine dikkat çekiliyor. Biz defalarca uyardık, sadece Marmara’ya bakmayın Doğu Anadolu ve Kuzey Doğu Anadolu fayı hattı üzerinde kırılmamış noktalar olduğunu söyledik. Bu da Doğu Anadolu Fayı üzerinde kırılmamış bir segmentti. Artçı depremlerin uzun süre boyunca devam etmesi beklenebilir. 6 üzerinde artçı depremleri yaşayabiliriz” diye konuştu.
Kahramanmaraş’taki deprem sonrası “Acaba beklenen İstanbul depremini tetikler mi?” sorusuna Prof. Dr. Zeki Gündüz, “Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelen bir depremin İstanbul’u etkilemesi pek mümkün değil tabii ki. Ayrı bir fay hattı üzerinde. Fakat sonuç itibariyle İstanbul’daki binalarımız da aynı riski maalesef taşımaktadır. Yapı stokumuz oldukça eski” şeklinde cevap verdi.
Hasarlı binalar konusunda da yaşanabilecek artçılar dolayısıyla uyarılarda bulunan Prof. Dr. Gündüz, “Büyük bir deprem sonuçta ve burada artçı depremler olacaktır. Bu artçı depremler sırasında hasarlı binalara girilmemesi gerekmektedir. 1 yıla kadar artçılar devam edebilir” dedi.