30 milyar dolar iddiası da yalan

Sözde belgelerin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Suriyeliler için harcanan 30 milyar doların gerçek amacı dışında kullanıldığı iddiası da çürüdü. Türkiye, 2’inci Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşanan en büyük insani krizlerden biri olan Suriye krizinde “acık kapı” politikası uygulayarak şefkat kucağını açtı. 7 yıla yaklaşan insanlık dramında BM başta olmak üzere uluslararası örgütlerden ödüller ve devlet adamlarından övgüler alan Türkiye’nin mültecilere yaptığı harcamaların yanı sıra verdiği sağlık, eğitim gibi hizmetlerin de parasal bedeli olduğuna dikkat çekiliyor. AFAD’ın son verilerine göre Türkiye halen 228 bini 21 barınma merkezinde olmak üzere 3 milyon 320 bin 814 Suriyeliye ev sahipliği yapıyor.

Dünyanın en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkesi olan Türkiye, sığınmacılara yeni bir hayat sunuyor. AFAD barınma merkezlerinde 80 bin çocuk eğitime kazandırıldı. 612 bin çocuğun sokaklardan alınarak okula devam etmesi sağlandı. Bunların 170 bini geçici eğitim merkezlerinde, 350 bini ise devlet okullarında eğitimine devam ediyor.

Türkiye’de kayıtlı tüm Suriyelilere sağlık hizmetleri ve ilaçlar Sağlık Bakanlığı işbirliği ile ücretsiz olarak sunuluyor. Sağlık Bakanlığı ayrıca Suriyeli sığınmacılar için çok sayıda Göçmen Sağlığı Merkezleri kurdu. Bugüne dek Suriye ve Iraklı sığınmacıların tedavileri kapsamında bir milyon 112 bin 58 ameliyat gerçekleştirildi. Bir milyon 326 bin 849 yatan hasta ve 31 milyon 449 bin 800 poliklinik hizmeti verildi. 276 bin 158 Suriyeli bebek de gözlerini Türk topraklarında açtı.

Yabancı dil, bilgisayar okuryazarlığı, halı dokuma gibi çeşitli sertifika programlarında 303 bin Suriyeli yetişkine eğitim sağlandı. Söz konusu barınma merkezlerinde, bir şehirde bulunan tüm fiziksel, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlar karşılanıyor. Mültecilere ensarlık yapan Türkiye, sınır ötesindeki savaş mağdurlarını da unutmadı. Sıfır noktası insani yardımlar kapsamında gıda, gıda harici malzemeler, barınma, hijyen, ilaç ve tıbbi malzemeler vb. toplamda 2,2 milyar TL değerinde insani yardım, 38 bin araçla Suriye’ye ulaştırıldı.

BM standartlarında 15 milyar ABD doları aşkın bir kaynak harcadı. Uluslararası toplumun, Türkiye’nin bu fedakârlığına katkısı ise yalnızca 526 milyon ABD doları oldu. Bir başka deyişle dünyanın mazlumlara verdiği her 1 liraya karşılık Türkiye, yaklaşık 50 lira yardımda bulundu.

Küresel İnsani Yardım 2017 Raporu’na göre geçen yıl 6 milyar ABD dolarlık insani yardım yaparak 6,3 milyar dolarlık yardım yapan ABD’nin ardından en çok uluslararası insani yardım yapan ikinci ülke oldu. Türkiye 2015 yılında ayrıca, mili gelirinin 0,75’ini insani yardım için ayırarak, bir kez daha, “Dünya’nın En Cömert Ülkesi” oldu.

Neden rahatsız oluyorsun?
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ da Suriyelilere başta AFAD ve diğer devlet kurumları olmak üzere şahıslar, dernekler, sivil toplum kuruluşları ve belediyelerin yaptıkları yardımları üst üste konulduğunda 30 milyarlık dolarlık bir rakama ulaşıldığını belirterek, “Aslında bugüne kadar bunu çok daha detayıyla incelemiş olsak bu rakamların üstünü de bulabiliriz” dedi.

Böyle bir genel başkanın anamuhalefet partisinin başında olduğu için iktidar partisi olarak üzüntü duyduklarını belirten Akdağ, bunun ülke adına bir utanç kaynağı olduğunu, böyle bir şeyin kabul edilemeyeceğini söyledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, “Suriyelilere 30 milyar dolar harcandı. Bunun cevabı yok” iddialarına da yanıt veren Akdağ, Avrupalıların bir mülteciye günde 40 avro para harcandığı yönünde hesap yaptıklarını aktararak, 40 ile 3 milyon mülteci sayısının çarpılması durumunda günde harcanan paranın 120 milyon avro yaptığını vurguladı.

Akdağ, Kemal Kılıçdaroğlu’nun FETÖ istihbaratçılarının adeta maşası haline geldiğini savunarak, şu değerlendirmelerde bulundu: “Eline bir evrak veriyorlar, ardına arkasına bakmadan ortaya çıkıyor, bir kağıdı ortada sallıyor. Sana çıkar derler ki, ‘İspat et kardeşim.’ Ne diyor, Sayın Cumhurbaşkanımızın yakınları için? ‘Yurt dışına para götürdüler. Orada gizli hesaplar açtılar.’ Böyle bir şeyin uzaktan yakından olmadığını avukatları açıkladı. Böyle bir şey yok. Kılıçdaroğlu siyaseten sıkıştığı zaman, kendisinin popülaritesinin gerilediğini gördüğü zaman bu tür yollarla kendinden bahsettiriyor. İki üç gündür ondan bahsediyoruz. Şunu da ısrarla söylüyoruz, istifa etmelidir.”