Türk Silahlı Kuvvetlerince dün başlatılan "Zeytin Dalı Harekatı"yla gündeme gelen Afrin bölgesinin tarihi geçmişi ve Misakımilli toprağı olduğuna, Tarihçi Yazar Enes Demir tarafından kaleme alınan "Yeni Belgeler Işığında Vazgeçilmeyen Topraklar Misak-ı Milli" adlı kitapta yer verildi.
Kitaptaki iki tarihi belge, Milli Mücadele döneminde 1920-1921 aralığında da Anadolu'nun güvenliği için Fransız işgali altındaki Afrin'e harekat gerçekleştirildiğini ortaya koydu.
Kitapta, "1921 yılında Afrin ve çevresinde muntazam bir Türk birliğinin bulundurulmasına dair Umum Suriye Teşkilat ve Harekat Başkanlığından 2. Kolordu'ya gönderilen yazı" ve "Afrin civarındaki Türk Kuvayımilliye birliklerinin cephane istediğine dair birlik komutanlarından Polat Bey tarafından, Maraş'taki Adana Cephesi Kumandanlığı'na gönderdiği yazı" yer alıyor.
Tarihçi Demir, Afrin'in Birinci Dünya Savaşı'nda dahi kaybedilmemiş bir bölge olduğuna dikkati çekerek, 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra, Osmanlı birliklerinin Afrin-Tel-Rıfat-Azez hattında hakimiyetinin bulunduğunu anlattı.
Hatay'ın güneyi ve İdlib'in kuzeyine kadar olan bölgede Türk birliklerinin bulunduğunu da aktaran Demir, Mondros Mütarekesi sırasında bölgenin komutanlığını 7. Ordu Kumandanı Mustafa Kemal Paşa'nın yürüttüğünü hatırlattı.
Demir, Mustafa Kemal Paşa'nın karargahı Afrin'in Raco nahiyesinde bulunduğunu belirterek, 7. Ordu'ya bağlı 3. Kolordunun ise Afrin şehir merkezinde karargah kurduğunu belirtti.
Der Cemal ve güneyindeki Afrin Nehri'nde kurulan Türk savunma hattını ise 3. Kolorduya mensup askerlerin koruduğuna işaret eden Demir, 24'üncü Tümen'in ise bugünkü Afrin'in 5 kilometre güneyinde yer alan Kerzecil'de konuşlandığını söyledi.
Demir, "Buna rağmen Mondros Mütarekesi'nden itibaren başlayan haksız ve hukuksuz İngiliz işgali, Mart 1919'da ana vatanımızın bir parçası olan Afrin'in de uluslararası hukukun ihlal edilmesi suretiyle işgal edilmesi ile devam etmiştir. Bölgenin ilk olarak İngilizler ve ardından Fransızlar tarafından işgal edilmesiyle bölgede yaşayan gerek Türk ve gerekse bölgedeki Kürt ve Araplar, işgale karşı direnişe geçmişlerdir." diye konuştu.
Özellikle Fransızların bölgeyi işgalinin ardından Milli Mücadele döneminde Afrin'in öneminin "kritik" olduğuna dikkati çeken Demir, "Bilhassa, Fransız kuşatması altındaki Antep'in düşman işgalinden kurtarılmasında Afrin'deki Kuvayımilliye birlikleri mücadele veriyor. Afrin'deki Kuvayımilliye birliklerinin Ankara'dan cephane istediği ise kitapta paylaştığım tarihi belgelerde belirtiliyor. Söz konusu talebe karşılık Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle, Adana Cephesi'nden Afrin'e cephane gönderiliyor." ifadelerini kullandı.
Bölge halkının da Afrin'de huzurun sağlanması için Türk birliklerini görmek istediğini dile getiren Demir, şöyle devam etti:
"1920-1921 yıllarında bir Türk birliği de bölgedeki Kuvayımilliye birliklerine destek olmak amacıyla Afrin'e bir harekat düzenliyor. Bunu da yine belgelerde görmek mümkün. Aslında günümüzde Türk ordusunun yerel unsur olan ÖSO ile yaptığı harekatı, Milli Mücadele dönemi içerisindeki 1920-1921 aralığında da Ankara Hükümeti'nin kararıyla Anadolu'nun güvenliği için Türk ordusu tarafından düzenlenmiştir.
Dolayısıyla şu an Türkiye Cumhuriyeti'nin almış olduğu Afrin'e harekat kararı ve Türk ordusunun gerçekleştirdiği bu Zeytin Dalı Harekatı, Türk tarih tezine ve mirasına uygun, gerekli bir harekattır."
Milli Mücadele döneminde Afrin'in Osmanlı demiryollarının bulunduğu bir bölge olduğunu anlatan Demir, Katma-Ekbez hattındaki demiryolunu Fransızların, Antep'e lojistik malzeme, silah ve asker göndermek için kullandıklarını aktardı.
Afrin'deki birliklerin Fransız ordusuna saldırılar düzenleyerek, Antep'e takviye yollamasını önemli ölçüde engellediklerini belirten Demir, dolayısıyla 1921 yılının sonuna kadar Afrin'in Türk idaresi hakimiyetinde kaldığı bilgisini verdi.
Demir, 20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması ile Fransızların bölgeyi stratejik görmeleri ve görüşmelerde diretmeleri sonucu, Afrin'in Fransızlara, yani Suriye'ye terk edildiğini belirtti.
Afrin halkının tamamına yakınının Milli Mücadele döneminde Türkiye'ye bağlı olduğunu vurgulayan Demir, bölgenin ileri gelen Kürt aşiret liderlerinin de buradaki Türkmen kuvvetleriyle, Ankara tarafından bölgeye Kuvayımilliye Komutanı olarak atanan Asım ve Bedri beylere bağlı olarak işgale karşı mücadele ettiklerini anlattı.
Bu aşiret liderlerinin emrindeki kuvvetlerle Fransızlara karşı mücadele ettiklerini belirten Demir, şunları kaydetti:
"Bir teşkilat idari olarak Halep Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Harekat Harp Reisliği'ne bağlı, diğeri teşkilat ise Maraş'taki 2. Kolordu'ya bağlıydı. Ankara ise 2. Kolordu vasıtasıyla bölgedeki hareketleri yönlendiriyordu. Bu kapsamda, bölgedeki Kuvayımilliye Harekat Reisliği 2. Kolordu'ya gönderdiği yazıda, Afrin'de Fransızlara karşı etkin mücadele edebilmek için muntazam bir Türk birliğinin bulundurulmasını, bu bakımdan 2. Akıncı Müfrezesi'nin buraya gönderilmesini talep ediyordu."