Cumhurbaşkanı Erdoğan, AİHM’in Demirtaş kararının Türkiye aleyhine bir karar olduğunu söyledi. Erdoğan, “On binlerce insanın katili PKK’ya verilen desteği, bu zalimlerin kurbanlarından esirgeyenleri ciddiye almayız. Bu terör seviciliktir” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda düzenlenen 48. Muhtarlar Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Selahattin Demirtaş kararına sert tepki gösterdi. Erdoğan, özetle şu mesajları verdi: Siz bakmayın birilerinin Türk demokrasisini hakir görmeye çalışmasına. Onlar demokrasiyi sadece kendilerine hizmet ettiğinde severler. Mesela AİHM, dün (önceki gün) ülkemiz aleyhine bir karar açıklamış. Türkiye, terör örgütü PKK ile iltisaklı bir partinin eski genel başkanının yargılandığı davada özgürlük, güvenlik ve seçim hakkını ihlal etmiş.
Peki siz AB organlarından herhangi birinin, aynı zatın 6-8 Ekim olayları sırasında insanları, tamamı yalan olan beyanlarla galeyana getirip 50 masumun sokaklarda vahşice katledilmesine yol açması konusunda herhangi bir beyanını duydunuz mu? Elinde sadece bu hadise sebebiyle aralarında 16 yaşındaki Yasin Börü'nün de bulunduğu 50 insanın kanı bulunan biri için sergilenen gayretin milyonda biri, acaba o masumlar için gösterilmiş midir? Belediye otobüsünde diri diri yakılan genç kızımıza, daha birkaç ay önce eşini ziyaretten dönerken patlatılan bombayla 11 aylık bebeğiyle paramparça edilen hanım kardeşimize gösterilmeyen ilgi, onları katledenlere adeta yağdırılıyorsa burada bir sorun vardır. AB'nin kendisinin terör örgütü olarak kabul ettiği, her yaştan on binlerce insanın katili PKK'ya verilen desteği, bu zalimlerin kurbanlarından esirgeyenleri, ciddiye almayız.
AİHM, sen neredesin? Sen bunları görüyor musun, bunları takip ediyor musun? Bunlar hakkında verilmiş bir kararın var mı? Türkiye'de darbeye teşebbüs eden FETÖ'cüleri baş tacı yapan hiçbir ülkenin, hiçbir kurumun 'demokrasinin' adını ağzına almaya hakkı yoktur. Bunun adı 'özgürlük' veya 'hak arayışına destek olmak' değil, düpedüz 'terörperestliktir, terörist seviciliktir. Buradan Avrupalı dostlarımızı ikaz ediyorum. O çok sevdiğiniz teröristler var ya, çıkarlarına dokunduğunuz gün emin olunuz, sadece nefretlerini ve sloganlarını değil, silahlarını da size çevireceklerdir. “
Erdoğan, isim vermeden CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken, Osman Kavala'nın da arkasındaki kişinin Soros olduğunu söyledi. Erdoğan, "Dün, yine bu partinin başındaki zat çıkmış, Gezi olaylarını öven, bunun üzerinden bizi itham eden zırvalar beyan etmiş. Gezi olaylarında teröristlerin finans kaynağı olan bir kişi şu anda içeride. Onun arkasında kim var? Meşhur Macar Yahudisi Soros. Bu adam dünyada milletleri bölmek, parçalamakla görevlendiren, parası bol ve bu paraları da bu şekilde tüketen birisidir. Türkiye'deki temsilcisi de aynı şekilde babadan zengin ve bu imkanlarını da bu ülkeyi parçalayıp, bölen işte bu özellikle terör eylemlerine karşı her türlü bu noktada desteği veren kişi. Gezi olayları, tıpkı CHP'nin başındaki zatın kendisi gibi bir projeydi. Bu projenin adı Türkiye'nin yürüyüşünü engelleme ihanetidir" dedi.
Gezi olayları sırasındaki vandallıklara işaret ederek, "Bunlara biz hoşgörüyle mi bakacağız? Bunlara eyvallah mı edeceğiz" diye soran Erdoğan, "Gezi'yi övenler, gizli veya açık, PKK'yı da över FETÖ'ye de destek verir" ifadelerini kullandı. Gezi'yi yüceltenlerin, esnafın malını mülkünü yağmalayanların, milletin kutsallarına saldıranları da baş tacı ettiğini belirten Erdoğan, "Bizzat yaşayarak gördük ki Gezi, Türkiye'yi kalkındıracak, ileriye taşıyacak ne kadar iş, ne kadar proje, ne kadar gayret varsa hepsinin karşısına dikilmenin adıdır. Bunları destekleyenler aynı zamanda Suriye'de ve Irak'ta tezgahlanan oyunların da en önde gelen savunucularıdır" dedi.
Stokçulara da sert uyarılarda bulunan Erdoğan, "Dün söyledim, 'Stok yapıyorsunuz, patatesleri stokluyorsunuz, soğanı stokluyorsunuz, sebze, meyve stokluyorsunuz' dedim. Bundan sonra aldığımız ihbarlar sebebiyle bütün bu stokların yapıldığı depoları basacağız. Kimse benim vatandaşıma, halkıma pahalı ürün yedirme hakkına sahip değildir. Ondan sonra da 'Hastalıklı, çürüdü' diyorlar. Sen çürüttün, sen hastalıklı hale getirdin " ifadelerini kullandı.