AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı sonrası basın açıklamasında bulundu.
Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar:
Hepsine Allah'tan rahmet diliyoruz. Mekanları cennet olsun. Alınan tedbirlere yapılan uyarılara uyulmasının ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. MYK toplantımıza girerken acı bir haber aldık. Çekmeköy'de bir askeri helikopter düştü. Ve burada 4 şehidimiz var. Bu 4 şehidimize rahmet diliyoruz. İlk gelen bilgiler, helikopterin acil iniş yaparken düştüğü şeklinde. Soruşturmalar başlatıldı. Çok yönlü araştırılıyor.
Seçimlerle ilgili çalışmalarımız devam ediyor.
Geçtiğimiz haftalarda önem verdiğimiz gelişmelerden birisi Kaşıkçı soruşturması konusunda BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin soruşturma kapsamında Özel Raportör'ün Türkiye'yi ziyaret etmesi ve hazırlanan raporu vardır. Türk yargısı gayet şeffaf bir şekilde bu süreci yürüttü.
Suudi Arabistan'a yapılan açık çağrılarımızın yanıt bulunmadığı gibi sözküonusu BM yetkililerin Suudi Arabistan Konsolosluğu'na alınmaması gibi bir olayla karşılaştık. Bu da şüpheleri daha arttırmıştır.
Türkiye olarak başından beri şeffaf soruşturma yürütülmesi gerektiğini, peşinen herhangi bir odağı suçlamadığımızı ancak bu olayın örtülmesine müsaade etmeyeceğimizi net bir şekilde söyledik. Bu suç İstanbul'da işlendiği için İstanbul'da yargılanması gerektiğini ifade ettik.
Macron'un soykırımı ifadesini şiddetle kınadık. Tarihçi olmayan birisinin, siyasetçinin tarihi olaylarla ilgili hüküm vermesinin ne tür sonuçlar doğuracağına dair pek çok örnek vardır. Aldığı karar Fransız Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarıyla çelişmektedir. Burada trajik olan şu.
Kendilerinin yanlış politikalarıyla uyumlu olmayan liderlere diktatör diyorlar. Kendi yanlışlarıyla uyumlu olanlara lider deme yaklaşımları var. Bu hukuk ve meşruiyet açısından asla kabul edilecek bir yaklaşım değildir. Bu bütün değerlere bir saldırı olarak kabul edilmelidir.
Bu gelişmeyi kaygı verici buluyoruz. NATO müttefikleri ABD'nin tavrını doğru bulduklarını söylediler. Soğuk savaştan beri nükleer silahların denetiminin temelini oluşturan bir anlaşmaydı. Şimdi bu anlaşmanın iptaliyle birlikte soğuk savaştan beri elde edilen kazanımdan geriye düşmüş oluyor. Rusya'nın da çekilmesiyle birlikte karşılıklı restleşmelerin krizi daha arttıracağına inanıyoruz. Bu yaklaşım daha çok diyalog ve müzakereyle ortadan kalkması gerektiğini düşünüyoruz.
Cumhurbaşkanımız grup konuşmasında CHP'ye ait olan İş Bankası hisselerini gündeme getirdi. CHP tarafından eleştiriler yönetiliyor, Atatürk'ün vasiyetiyle ilgili. Burada aslında CHP'de bu hisselerin olmaması gerekiyor. Hem Atatürk'ün mirasına sahip çıkmak hem de siyasetin itibarını korumak açısından. Buradaki esas mantık Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'nun gelirlerini garantiye almak olduğu, Atatürk'ün hassasiyetinin neticesi olarak bu mirasın düzenlendiği açıktır.
Bugünkü tablo içerisinde herhangi bir partinin bunu üstlenmesi düşünülemez. CHP'nin bu tutumdan uzak olması gerekirdi. Devletin garantisi altında Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu'na sağlamanın garanti altına alınmasıdır.
Mirasın amacı, vasiyetin amacı olan Türk Dil Kurumu'na ve Türk Tarih Kurumu'na tam olarak aktarmış mıdır? Mirası çiğnemiştir. Türk Dil Tarih Kurumu'na bu geliri aktarmama durumu 1966 yılında ortaya çıkmıştır. Atatürk'ün mirasına direnmiştir CHP. Mahkeme CHP'ye miras hukukuna uymasına hükmetmiştir. CHP aynı şekilde ödemeleri geciktirmişlerdir. Şöyle bir gerekçe sunuyor CHP: Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu, Atatürk'ün kurumu olmaktan çıkmıştır, diyor. Birileri de CHP Atatürk'ün kurumu olmaktan çıkmıştır, diyebilir. Bütün mahkemeler CHP'nin aleyhine sonuçlanmıştır.
Çarşamba günü sayın Cumhurbaşkanımızın Soçi'ye bir ziyareti olacak. Cumhurbaşkanımız sayın Trump'la yürütülen diplomatik görüşmeler maalesef alt düzeyde aynı sonucu doğurmuyor. Burada aynı şekilde verimli bir şekilde alt düzeye yansıdığını söylemek mümkün değil.
Bundan sonra silahlı kuvvetler Türkiye'nin güvenliği için her türlü kapasiteye haizdir ve hazırdır. Siyasi talimat verildiği andan itibaren bu gerçekleştirilecektir. Doğru olan Cumhurbaşkanımızın teklif ettiği güvenle bölgenin bir an önce kurulmasıdır. Türkiye'nin diğer ülkelerin destek verdiği güvenli bölge modeli dışında diğer formüllere kapalı olduğu açıktır.
Münbiç meselesinde başka unsurların hevesini kabartmaktadır. Türkiye açısından doğrusu müttefiklerimizin vereceği lojistik destekle güvenli bölgenin Türkiye'nin öncülüğünde harekete geçmesidir. Türkiye açısından bıçak kemiğe dayanmıştır. Güvenli bölge meselesindeki hassasiyetimiz yüksek düzeydedir. Emir verildiği andan itibaren bu gerçekleşecektir. Umarımız en kısa zamanda güvenli bölge yaklaşımları sahada gerçekleşir ve müttefiklerimiz lojistik destekle hayata geçmiş olur.
Tüm dinlerin ve inançları Çinlileştirilmesinin asimile edici olduğu ifade edildi. Burada Müslüman Türk toplumuyla ilgili asimilasyon politikalarını biliyoruz. Toplama kampları meselesi söz konusudur. Çin Hükümeti çeşitli açıklamalarda bulunuyor. En son Doğu Türkistan'lı sanatçı Çin'de Abdürrahim Heyit'in ölmediğine dair video yayınlandı. Pek çok kişi kayıptır. Haber alınamıyor. Tüm bunlar aydınlığa kavuşturulması gereken konulardır.
Bu konuda şeffaf bir yaklaşım sergilenirse herkes açısından tansiyonu düşüren bir imkan yaratacaktır. Çin'in toprak bütünlüğüne ve güvenliğine saygı duyan bir ülkeyiz. Bu meseleye bu şekilde yaklaşırken Uygur Türklerine dönük keyfi uygulamaların toplama kamplarında ve hapishanelerde alıkonulmasının hiçbir sonuç vermeyeceğini biliyoruz. En doğrusu Çin hükümetinin şeffaf bir şekilde iddialar karşısında buraları gözlemcilere açmasıdır.