AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Yunanistan bugün için Doğu Akdeniz'de bir korsan devlet olduğunu vurgulayan Çelik, "Boyunu aşan işlere kalkışıyor. Arkasında koşulsuz AB desteğini alarak hukuk, siyaset, ahlak dışı çabaların içine giriyor." şeklinde konuştu.
Şartlar ne olursa olsun zulme karşı çıkmak, hakikatin şahitleri ve şehitleri olmak gerçek insan olmanın ölçüsüdür. Kerbela bir insanlık okuludur, Aşura bu insanlık okulunun hakikat dersleridir. Aşura mesajının taşıyıcılarının hepsine rahmet diliyoruz.
Şehitlerimiz var. Türkiye'nin terörle mücadelesinin ne kadar haklı olduğunu gösteren olayla karşılaşıyoruz. Şehitlerimize rahmet diliyoruz. Diyarbakır anneleri bu sene 1. yılını dolduracak. Bazılarının duyarsız kalması söz konusu, teröre evlatlarını kaptırmış aileler, evlatlarını geri almak için büyük bir vicdan mücadelesi veriyorlar. Ailenin bir kısmı evlatlarına kavuştu, diğerleri de kavuşmayı büyük bir umutla bekliyor. O annelere bir kere daha saygılarımızı gönderiyoruz. Bütün annelerin ellerinden öpüyor, en kısa zamanda evlatlarına kavuşmalarını diliyoruz.
2020 yılı hepimizin hayatında özel bir yıl, son derece olumsuzluklarla dolu bir yıl oldu. Giresun'da yaşanan felaket şimdiye kadar belki de hiç görülmemiş bir felaket söz konusu oldu. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Cumhurbaşkanımız ilçe ilçe, sokak sokak yakından takip etti. Bakanlarımız ilk andan itibaren oradaydı. Bütün bu çerçeve içerisinde Giresun'daki yaraların sarılması için olağanüstü bir mücadele ortaya konuldu.
Mahsur kalan vatandaşlarımız sağ salim kurtarıldı. 118 köy yolun tamamına ulaşım sağlanmıştır. Halen 434 iş makinasıyla enkaz kaldırma çalışmaları ve temizlik çalışmaları devam ediyor. Cumhurbaşkanımız da açıkladı, esnaflarımıza 50 bin liraya kadar zararı olanlara tamamı hibe olarak verilecek. KOBİ'ler için 100 bin liraya kadar faizsiz kredi desteği devreye sokuldu. Belediyeler altyapı çalışmaları için 25 milyon lira hibe edilmiştir.
Konut, iş yeri, diğer hasarlar için nakdi yardım yapılmıştır. Oradaki insanımıza psiko destek verme çalışmaları devam ettirilmektedir. Bir daha böyle felaketin tekerrür etmemesi için yapılacak işler var. İlk etapta 120 milyon liralık bütçeyle bent yapımı, ıslah, köprü yapımı gerçekleştirilecek, oradaki kum ve çakıl ocakları kapatılarak dereler kontrol altına alınacak. Bir kez daha vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi ifade ediyoruz.
Cumhurbaşkanımızın katılımıyla Malazgirt zaferi görkemli bir şekilde kutlandı. Diğeri de 30 Ağustos'taki bayramımızdı. Sultan Alparslan'ın önderliğinde yapılan Malazgirt'le birlikte Anadolu'ya geldik, Kurtuluş Savaşımızın Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde yapılanla biz buradayız ve bir yere gitmiyoruz mesajını verdik. Birinde buraya geldik, diğerinde de bizi buradan göndermek isteyenlere asla gitmiyoruz, burada kalmaya devam ediyoruz dedik. Sultan Alparslan'ı ve Gazi Mustafa Kemal'i bir kez daha minnetle, saygıyla, rahmetle andık. Milletin gözüyle tarihimize bakanlar, Malazgirt ile 30 Ağustos arasında çelişki ya da birbirine alternatif iki mesaj görmez.
Milli günlerimiz arasında hangisi diğerinden üstündür gibisinden sanal yarışlar oluşturmaya çalışanlar travmaya dönüştürme siyasetlerine devam ediyorlar. Bu millet birdenbire ortaya çıkmadı. Bir kökü var geleneği ve yaşadığı pek çok sosyal ve siyasi olaylar var. Tamamen yalan ve fitneye dayalı propaganda yapıldı. İçişleri Bakanlığı'nın yasakladığına dair baştan aşağı yalanlar söylendi.
Bu sene Kovid tedbirleri sebebiyle İletişim Başkanlığımızın organize ettiği 300 İHA ile yapılan ışık gösterisi herkesin beğenisini kazandı. Bu yalanlar çok çabuk şekilde oluşturuluyor ve hızlı bir şekilde yayılıyor. Bir fitne şebekesi hemen çalışmaya başlıyor. Sosyal medyada gündem oluşturuyorlar. Uygulanan tedbirler bu yıl içerisinde 23 Nisan, 19 Mayıs'ta da söz konusuydu. 15 Temmuz'da da söz konusuydu. Ramazan ve Kurban bayramlarındaki bayramlaşma için de söz konusuydu.
Tarihimizi bölmeye çalışan bu siyasi yaklaşımları ve bunların peşinden sürüklenenleri bir kere daha uyarmak istiyoruz. Bu iş sağlıklı bir şey değil. Milletin tarihi pastanın dilimleri gibi isteyenin isteyenin dilimi alacağı bir yapı değildir. Tarihi olmayanın tarifi olmaz. Malazgirt'ten 30 Ağustos'a kadar aynı şekilde birlik ve tazelikle hatırlatılması bir kazanım olarak görülmelidir.
DEAŞ'la mücadele çok önemlidir. 50'ye yakın ülkenin oluşturduğu koalisyon DEAŞ'la karadan bir başarı elde edemedi. Bu İslam ve insanlık düşmanı örgütle karada da mücadele vererek en ağır kaybı verdirmiş bir ülkeyiz. DEAŞ'la mücadele konusunda sesi en çok çıkanlar PKK ve PYD gibi terör örgütlerine destek verenler oldular. Bunlar esasında birbiriyle alışveriş içerisinde olan örgütlerdir. Doğrusu bunların hepsiyle güçlü bir şekilde mücadele etmektir. Bugün DEAŞ'ın sözde Türkiye emirinin yakalanması gibi çok önemli bir operasyona emniyet güçlerimiz imza attı. Bu şahsın siyasileri kaçırmak şeklinde planları ele geçirildi. Türkiye içerisinde eylem planlarının olduğu görüldü.
İçişleri Bakanlığımızı, emniyet teşkilatımızı, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Bu örgütle mücadelenin en güçlü şekilde sürdürüleceğini ifade etmek istiyorum.
Bir hemşire kardeşimize dönük olarak hepimizin canını sıkan, hepimizin tiksindiği bir tweet atıldı. O da Antalya emniyeti tarafından gözaltına alındı. Bir kez daha emniyeti tebrik ediyoruz.
İstiklal marşının okunmasıyla eğitim dönemi başladı. 18 Eylül'e kadar uzaktan yürütülecek. Uzaktan eğitim TRT ile TRT Eba kullanılarak verilcek. Milli Eğitim Bakanlığımız yüzyüze eğitime geçmeyi planlamakta. Eba canlı ders uygulaması ile öğretmenler öğrencileriyle canlı ders yapabilecek. Değerli öğretmenlerimiz çevrim içi ile canlı derslerini gerçekleştirecektir. 20 bin sözleşmeli öğretmen alındı. Türkiye'nin eğitim konusundaki seferberliği ve gücü artarak devam ediyor.
Cihaz ve internet erişiminde yaşanan sorunlara bakanımız gayet şeffaf bir şekilde cevap veriyor. 1,5 milyon civarında bu sorunu yaşayan öğrencimiz olduğu söyleniyor. Bu ihtiyaçların giderilmesi için Eba destek noktaları açıldı. Öğrencilerimiz bu noktadan eğitimlerini alabilecekler.
Televizyon temini konusundaki çalışmalar tamamlandı, bilgisayar temini çalışmaları halen devam ediyor. Telefon operatörleri ücretsiz interneti öğrencilerimize sağladı. Eba eğitim programı dünyada en çok tıklanan üç internet sitesinden biridir. Türkiye bu konuda takdir görmektedir. Bu programdan yararlanmak isteyen başka ülkelere Türkiye yardım etmektedir.
Türkiye'nin peynir ithal edecek diye açıklamalar yapıldı. Böyle bir şey yok arkadaşlar. Siyasetçi olmalarına rağmen iki satır okumadan suçluyor. Muhalefet yapmanın bir seviyesi olması lazım. İşin aslı 17 Mayıs 2018'de Venezuela ile ticari anlaşma imzalamışız. Bunda hiçbir şekilde sanayi ve tarım ürününde ithalat yapacağımıza dair hüküm yok. Esasında olmayan bir şey üzerinden muhalefet yapılıyor. Bunu sadece yalan siyaseti nasıl üretilirle ilgili bir örnek olarak veriyorum.
Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Herhangi bir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde şunu söyleyebiliriz, Türkiye bu konuda yüzde yüz haklıdır. Yunanistan bugün için Doğu Akdeniz'de korsan devlettir. Boyunu aşan işlere kalkışıyor. Arkasında koşulsuz AB desteğini alarak hukuk, siyaset, ahlak dışı çabaların içine giriyor. Burada trajik olarak AB'nin durumudur.
Koşulsuz destekleriz diyen Macron'un iç siyasetteki tükenişinin peşine takılmış durumdalar. Yapılan iş Yunanistan'ın şımarıklığını ve saldırganlığını kışkırtmaktan başka bir şey değildir. Almanya'nın öncülüğünde müzakere zemini oluşturulacaktı, tam 1 gün kala Yunanistan gitti Mısır'la korsan bir anlaşma yaptı.
Buradaki kaynakların mekanizma ile eşit bir şekilde bölüşülmesini sağlayalım, Kuzey Kıbrıs'ın haklarını koruyalım. Buna yanaşmıyorlar. Kıbrıs devletinin temsilcisi siz değilsiniz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti egemen ve meşru bir devlettir. Biz kendi deniz yetki alanlarımızda çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Yunanistan bir takım ada devleti değil. Meis adasının herhangi bir şekilde kıta sahanlığı olamaz. Bu uluslararası hukuka ve içtihatlara aykırıdır. Türkiye 2 kilometre, Yunanistan'a 580 kilometre. Hukuk açısından kabul edilemeyecek bir yaklaşım. Ege'yi Yunan gölü yapma gibi maksimalist bir anlayış.
Buradaki sınırlarımız bellidir. Hepsi BM'ye bildirilmiştir. İlan ettiğimiz ve bildirdiğimiz hudutlarda sondaj faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. Macron bizim kendi sahamızda sondaj çalışması yapmamızı kırmızı çizgi ilan ediyorsa biz o kırmızı çizgiyi aynen Macron'a iade ederiz. Macron gibi bir devlet başkanı nasıl konuşacağını bilmesi gerekir. Türkiye'nin ciddiye alması mümkün değildir."